Özerklik çığlıgı
Güncelleme Tarihi:
Doğan HAKYEMEZ
Oluşturulma Tarihi: Nisan 03, 2002 02:00
Basketbol ailesinin platformunda, sorunlar masaya yatırıldı ve çözümler arandı. Atılması gereken en önemli adım özerklik. Böylece federasyon kendi genel kurulunu oluşturabilecek ve yaşanan şeffaflık sıkıntısını ortadan kaldırabilecek.
BASKETBOL dünyasının merakla beklediği platform gerçekleşti. Amaç, Türk basketbolunun önünü açacak önerileri hem yönetim içindeki, hem de dışındakilerle paylaşmak ve ortaya çıkacak sonuçların üzerine giderek, basketbolumuzu ileriye taşımaktı. Turgay Demirel federasyonu tarafından 10 yıl önce yapılan ‘‘Beyin fırtınası’’nda belirlenen konuların öncelikle üzerine gidilerek basketbolumuz bugün bulunduğu konuma geldi. Bu platformda da böyle bir gelişme bekliyorduk. Ancak ekonomik kriz, dolayısıyla küçülen pastanın dışında kalan kesimin büyük sorunları vardı. Platformu isteyenlerin amacı da bence bu problemlerin halledilmesi, federasyon ile olan diyalogsuzluğun dile getirilmesi ve basketbolda olan kutuplaşmanın bir nebze olsun ortadan kaldırılmasıydı. Bu durumda ‘‘Beyin fırtınası’’nda bu tür bir ortamın gerçekleşmeyeceği açıktı. Platformu yöneten Prof. Dr. Aydan Gülerce, karşılıklı hiçbir konuşmaya, kişisel hiçbir suçlamaya, görevi icabı olanak tanımayınca bazı gerginlikler yaşandı. Ama 5 saati aşkın süren bu toplantı sonucunda ortaya uzun, orta ve kısa vadede yapılacak, basketbolumuzun önünü açacak çözümler zor da olsa üretildi. Şimdi bu çözümleri biraz açalım.
EN ÖNEMLİ ADIM
Atılması gereken en önemli adım özerklik. Zaten özerklik elde edildiği anda federasyon kendi genel kurulunu oluşturabilecek, icraatlarını en iyi şekilde gerçekleştirebilecek, maddi özgürlüğe kavuşabilecek ve genel kurulda ibra edileceğinden dolayı da şu anda yaşanan şeffaflık sıkıntısı ortadan kalkacak.
Demokratik ortamda çok sesliliği elde etmek, kurumsal olarak etkili bir şekilde basketbolun problemlerini federasyona iletmek gerekiyor. Bunun için de basketbolcular ve antrenörler derneklerini bir an önce kurmak, hakemler derneğini de daha etkili bir hale getirmek bir zorunluluk.
En önemli sorunlardan biri de basketbolumuzun yönetimini belirleyecek, hedeflerini çizecek genel kurulun kimler tarafından oluşturulacağının tesbiti. Bana göre, çatlak sesleri ortadan kaldırmak ve bir birlikteliği sağlamak için bu kurul, bugüne kadar basketbola hizmet vermiş her kesimin temsilcilerinden oluşmalı. Bunun için de bir mutabakat sağlanmalı.
TEK SESLİLİK GEREK
Bugünden sonra eğitimi basketbolla birlikte götürmemizin olanağı kalmadı. Milli Eğitim, Basketbol Federasyonu ve Spor İl Müdürlüğü, minikler, küçükler, yıldızlar, gençler müsabakalarının organizasyonunda biraraya gelip bir türlü tek ses olamıyorlar. Bu da büyük sıkıntı yaratıyor. İyi bir basketbolcunun günde 4 saat antrenman yapması gerektiğini gözönüne aldığımızda, bu genç basketbolcular ya okula gidecek, ya da antrenmana. O zaman da eğitim ve basketbol arasında bocalayan bir nesil ortaya çıkıyor. Bu konunun çözüm yolu, kulüp takımlarının alt yapılarının tamamen ilköğretim, lise ve üniversite gibi eğitim kurumlarına bırakılması, üniversiteden çıkan oyuncuların Amerika'da olduğu gibi profesyonelliği seçeceklerse, kulüplere geçişinin sağlanması olacaktır.
Üst yapı antrenörlerine sağlanan olanaklar, alt yapıda çalışan antrenörlere de sağlanmalıdır. Böylece, Anadolu'da basketbolu geliştirmek için projeler üretilerek, Türk basketbolunun sağlam bir yapıya kavuşmasına da olanak tanınacaktır.
Türk basketbolunda en büyük sıkıntılardan biri federasyonun ülke genelinde altyapılarda fazla yetkili ve etkili olamayışıdır. Çünkü, tüm illerde basketbol il temsilciliği, federasyonun dışındaki Spor İl Müdürlüklerine bağlı ve onlar tarafından seçiliyor. Eğer özerklik bir an önce devreye girerse, bu konu da kendiliğinden hallolacak.
SINIRLAR ÇİZİLMELİ
Şu anda Avrupa'da yabancı oyuncu kısıtlamasının olmayışı bizi de fazlaca etkilemekte. Bu konuda da kulüpler ile federasyonun biraraya gelerek yeni kararlar alması lazım.
Oyuncu menajerliğinin sınırlarının bir an önce çizilmesinin, Türk basketbolunun en önemli konularından biri olduğu da bu platformda bir kez daha görüldü. Bu konuda federasyonun yapmakta olduğu çalışmaları açıklaması ve uygulamaya geçirmesi gerekiyor.
Şimdi bana göre bu konuların bir an önce üzerine gidilmeli ve çözümler üretilmeli. Bu arada platformdaki en sevindirici gelişme, gerek Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi Başkanı Sinan Erdem, gerekse İstanbul Gençlik ve Spor İl Müdürü Vedat Bayram'ın basketbolumuza gösterdiği ilgi ve sorunlarımıza sahip çıkması, çözümler üretilmesine katkıda bulunmasıydı. Ayrıca bu platformun gerçekleşmesini sağlayan Türkiye Spor Yazarları Derneği (TSYD) Başkanı Atilla Gökçe’ye, TSYD İkinci Başkanı Esat Yılmaer'e ve emeği geçen herkese teşekkürler.
EN ÖNEMLİ ADIM
Atılması gereken en önemli adım özerklik. Zaten özerklik elde edildiği anda federasyon kendi genel kurulunu oluşturabilecek, icraatlarını en iyi şekilde gerçekleştirebilecek, maddi özgürlüğe kavuşabilecek ve genel kurulda ibra edileceğinden dolayı da şu anda yaşanan şeffaflık sıkıntısı ortadan kalkacak.
Demokratik ortamda çok sesliliği elde etmek, kurumsal olarak etkili bir şekilde basketbolun problemlerini federasyona iletmek gerekiyor. Bunun için de basketbolcular ve antrenörler derneklerini bir an önce kurmak, hakemler derneğini de daha etkili bir hale getirmek bir zorunluluk.
En önemli sorunlardan biri de basketbolumuzun yönetimini belirleyecek, hedeflerini çizecek genel kurulun kimler tarafından oluşturulacağının tesbiti. Bana göre, çatlak sesleri ortadan kaldırmak ve bir birlikteliği sağlamak için bu kurul, bugüne kadar basketbola hizmet vermiş her kesimin temsilcilerinden oluşmalı. Bunun için de bir mutabakat sağlanmalı.
TEK SESLİLİK GEREK
Bugünden sonra eğitimi basketbolla birlikte götürmemizin olanağı kalmadı. Milli Eğitim, Basketbol Federasyonu ve Spor İl Müdürlüğü, minikler, küçükler, yıldızlar, gençler müsabakalarının organizasyonunda biraraya gelip bir türlü tek ses olamıyorlar. Bu da büyük sıkıntı yaratıyor. İyi bir basketbolcunun günde 4 saat antrenman yapması gerektiğini gözönüne aldığımızda, bu genç basketbolcular ya okula gidecek, ya da antrenmana. O zaman da eğitim ve basketbol arasında bocalayan bir nesil ortaya çıkıyor. Bu konunun çözüm yolu, kulüp takımlarının alt yapılarının tamamen ilköğretim, lise ve üniversite gibi eğitim kurumlarına bırakılması, üniversiteden çıkan oyuncuların Amerika'da olduğu gibi profesyonelliği seçeceklerse, kulüplere geçişinin sağlanması olacaktır.
Üst yapı antrenörlerine sağlanan olanaklar, alt yapıda çalışan antrenörlere de sağlanmalıdır. Böylece, Anadolu'da basketbolu geliştirmek için projeler üretilerek, Türk basketbolunun sağlam bir yapıya kavuşmasına da olanak tanınacaktır.
Türk basketbolunda en büyük sıkıntılardan biri federasyonun ülke genelinde altyapılarda fazla yetkili ve etkili olamayışıdır. Çünkü, tüm illerde basketbol il temsilciliği, federasyonun dışındaki Spor İl Müdürlüklerine bağlı ve onlar tarafından seçiliyor. Eğer özerklik bir an önce devreye girerse, bu konu da kendiliğinden hallolacak.
SINIRLAR ÇİZİLMELİ
Şu anda Avrupa'da yabancı oyuncu kısıtlamasının olmayışı bizi de fazlaca etkilemekte. Bu konuda da kulüpler ile federasyonun biraraya gelerek yeni kararlar alması lazım.
Oyuncu menajerliğinin sınırlarının bir an önce çizilmesinin, Türk basketbolunun en önemli konularından biri olduğu da bu platformda bir kez daha görüldü. Bu konuda federasyonun yapmakta olduğu çalışmaları açıklaması ve uygulamaya geçirmesi gerekiyor.
Şimdi bana göre bu konuların bir an önce üzerine gidilmeli ve çözümler üretilmeli. Bu arada platformdaki en sevindirici gelişme, gerek Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi Başkanı Sinan Erdem, gerekse İstanbul Gençlik ve Spor İl Müdürü Vedat Bayram'ın basketbolumuza gösterdiği ilgi ve sorunlarımıza sahip çıkması, çözümler üretilmesine katkıda bulunmasıydı. Ayrıca bu platformun gerçekleşmesini sağlayan Türkiye Spor Yazarları Derneği (TSYD) Başkanı Atilla Gökçe’ye, TSYD İkinci Başkanı Esat Yılmaer'e ve emeği geçen herkese teşekkürler.