Otobüsten “şampiyonluk durağında” indi
Güncelleme Tarihi:
A.A.
Oluşturulma Tarihi: Aralık 19, 2012 11:18
Türkiye'nin ilk kadın ultra maratoncusu Bakiye Duran, 1989 yılında belediye otobüsünde giderken Avrasya Maratonu'nun afişini görüp, zorla durdurduğu araçtan inmesiyle başlayan kariyer yolculuğunda, bugün dünya şampiyonluğu derecesi olan bir sporcu haline geldi.
AA muhabirine kariyer yolculuğunu anlatan Duran (53), asıl mesleği kimya öğretmenliği olmasına rağmen küçüklüğünden beri koşmayı sevdiği için bu spora özel ilgi duymaya başladığını belirtti.
1989 yılında İstanbul'da öğretmenlik yaptığı dönemde okula belediye otobüsüyle giderken “Avrasya Maratonu koşuluyor” yazılı afişi gördüğünü ve hayatının o andan itibaren değiştiğini ifade eden Duran, şunları söyledi:
“Afişi görünce şoförden otobüsü durdurmasını istedim. Durak dışında ineceğim için şoförle tartıştım, ancak aracı durdurmayı başardım. O an hayatımın en önemli kırılma noktası oldu. Afişte yazan yere giderek başvuru yaptım ve ardında pazardan aldığım ayakkabıyla katıldığım yarışta, Türk kadınları arasında birinci oldum. 30 yaşında bu şekilde başlayan spor kariyerimde aradan geçen zamanda çok çalışarak önemli dereceler elde ettim.”
-“Maraton köy yaşantımın bir parçası”-
Duran, köyde yetiştiğini ve öğretmen olarak görev yaptığı köylerde de zorlu şartlarda yaşadığını belirterek, bu durumun kendisine çok şey kattığını ifade etti.
Maratonun köy yaşantısının bir parçası haline geldiğini anlatan Duran, 1989 yılındaki Avrasya Maratonu'nun ardından koştuğu yarışları da kazanarak gelir elde etmeye başladığını dile getirdi.
1999 yılında aldığı davet üzerine gittiği Yunanistan'da ultra maraton koşma teklifi geldiğini belirten Duran, “O yıllarda bu yarış dalını hiç duymamıştım. Yaptığım araştırmalar sonrası Almanya'daki ilk ultra maraton koşuma katılmak istedim ama parasızlıktan gidemedim. Daha sonra Hollanda'daki 100 kilometrelik karışık parkurlu bir yarışa katılarak Avrupa 3'üncüsü oldum” dedi.
O yarışta aldığı dereceyle önünün açıldığını ve çok sayıda yarıştan davet almaya başladığını kaydeden Duran, elde ettiği sonuçlarla başarı merdivenlerini hızla çıkmaya başladığını, en son kasım ayında Güney Afrika'nın Kalahari Çölü'nde katıldığı ultra maraton yarışında dünya şampiyonu olduğunu bildirdi.
-“İnanmak çok önemli”-
İlerleyen yaşının kendisine engel olmadığına dikkati çeken Duran, maraton koşmaya 30, ultra maratona ise 40 yaşında başladığını, şu an 53 yaşında olmasına rağmen koşmaya devam ettiğini söyledi.
Yarışlarda her yaştan rakibi olduğunu anlatan Duran, şöyle devam etti:
“Hiç bir yarış için yaş önemli değil. İstek, vücut yapısı, genetik özellikler, beslenme önemli ama olay en çok kafanın içinde bitiyor. Beyin gücü çok önemli. İnsan bir şeyi 'yapabilirim' derse başarır. İnanmak çok önemli. Performansımı korumak için düzenli yaşıyorum ve beslenmeme dikkat ediyorum. Uzun süre daha bu sporu yapmak istiyorum.”
Türkiye'de ultra maraton alanına ilginin arttığını ve kendisinin de yeni sporcuların yetişmesi için çaba gösterdiğini vurgulayan Duran, ülke genelinde ultra maraton yarışlarının daha da artması gerektiğini sözlerine ekledi.
1989 yılında İstanbul'da öğretmenlik yaptığı dönemde okula belediye otobüsüyle giderken “Avrasya Maratonu koşuluyor” yazılı afişi gördüğünü ve hayatının o andan itibaren değiştiğini ifade eden Duran, şunları söyledi:
“Afişi görünce şoförden otobüsü durdurmasını istedim. Durak dışında ineceğim için şoförle tartıştım, ancak aracı durdurmayı başardım. O an hayatımın en önemli kırılma noktası oldu. Afişte yazan yere giderek başvuru yaptım ve ardında pazardan aldığım ayakkabıyla katıldığım yarışta, Türk kadınları arasında birinci oldum. 30 yaşında bu şekilde başlayan spor kariyerimde aradan geçen zamanda çok çalışarak önemli dereceler elde ettim.”
-“Maraton köy yaşantımın bir parçası”-
Duran, köyde yetiştiğini ve öğretmen olarak görev yaptığı köylerde de zorlu şartlarda yaşadığını belirterek, bu durumun kendisine çok şey kattığını ifade etti.
Maratonun köy yaşantısının bir parçası haline geldiğini anlatan Duran, 1989 yılındaki Avrasya Maratonu'nun ardından koştuğu yarışları da kazanarak gelir elde etmeye başladığını dile getirdi.
1999 yılında aldığı davet üzerine gittiği Yunanistan'da ultra maraton koşma teklifi geldiğini belirten Duran, “O yıllarda bu yarış dalını hiç duymamıştım. Yaptığım araştırmalar sonrası Almanya'daki ilk ultra maraton koşuma katılmak istedim ama parasızlıktan gidemedim. Daha sonra Hollanda'daki 100 kilometrelik karışık parkurlu bir yarışa katılarak Avrupa 3'üncüsü oldum” dedi.
O yarışta aldığı dereceyle önünün açıldığını ve çok sayıda yarıştan davet almaya başladığını kaydeden Duran, elde ettiği sonuçlarla başarı merdivenlerini hızla çıkmaya başladığını, en son kasım ayında Güney Afrika'nın Kalahari Çölü'nde katıldığı ultra maraton yarışında dünya şampiyonu olduğunu bildirdi.
-“İnanmak çok önemli”-
İlerleyen yaşının kendisine engel olmadığına dikkati çeken Duran, maraton koşmaya 30, ultra maratona ise 40 yaşında başladığını, şu an 53 yaşında olmasına rağmen koşmaya devam ettiğini söyledi.
Yarışlarda her yaştan rakibi olduğunu anlatan Duran, şöyle devam etti:
“Hiç bir yarış için yaş önemli değil. İstek, vücut yapısı, genetik özellikler, beslenme önemli ama olay en çok kafanın içinde bitiyor. Beyin gücü çok önemli. İnsan bir şeyi 'yapabilirim' derse başarır. İnanmak çok önemli. Performansımı korumak için düzenli yaşıyorum ve beslenmeme dikkat ediyorum. Uzun süre daha bu sporu yapmak istiyorum.”
Türkiye'de ultra maraton alanına ilginin arttığını ve kendisinin de yeni sporcuların yetişmesi için çaba gösterdiğini vurgulayan Duran, ülke genelinde ultra maraton yarışlarının daha da artması gerektiğini sözlerine ekledi.