Güncelleme Tarihi:
Nice büyük kulüplerin hüzünle ayrıldığı Dragao Stadı'nda Beşiktaş tarih yazarken, Fikret Orman da teknik kadrosuyla, oyuncularıyla muzaffer bir takımın başı olarak Porto galibiyetinin haklı gururunu yaşadı… Ve o anki hislerini anlattı. Sabah Gazetesi'ne konuşan Orman'ın ağzından Porto zaferi:
- Sahaya bakın, yeni oyuncu olarak bir tek Pepe vardı 11'de. Geriye kalanlar, geçen yıl birlikte oynamış, birbirini tanıyan, şampiyonluk yaşamış futbolcular… Kulübeye baktığınız zaman da Beşiktaş'a katkı sağlayacak, çok değerli isimler var…
- Onları doğru zamanda, doğru şekilde oynatmak Şenol Güneş'in işi. Ben kendisine Şenol Ağabey diye hitap ediyorum. Adaletini, kalitesini ve deneyimini her zaman gösteriyor. İnanıyorum ki, Beşiktaş'ta çok güzel işler yapmaya devam edecek. Maç oynanırken, şunu hissettim ve gururlandım: Kazanabilirsin, kaybedebilirsin ama gol de yesen atma şansın var. Öndeyken, oyunu tolere şansın var. Bu güveni hissetmek çok önemli. Şampiyonlar Ligi'nde sadece bir maç kazandık. Başlangıç olması ve Porto'nun grupta favori gösterilmesi nedeniyle mutluyuz.
ARTIK ALIŞMALIYIZ BU İŞLERE
- Ancak bir galibiyetle ne gruptan çıkabiliyorsunuz ne de bir şeyi garantiliyorsunuz. O yüzden bu tür zaferleri artık olgunlukla ve sükunetle karşılamalıyız. Önümüzde 5 maç var hepsine de ayrı ayrı final gözüyle bakmak gerekiyor. Şimdi Vodafone Park'a Leipzig gelecek. Sorulması gereken sorular şunlar: Leipzig'i yenebilir miyiz? Evet, yenebiliriz. Yenilebilir miyiz? Evet, yenilebiliriz. Monaco'yu yenebilir miyiz? Yenebiliriz… Sadece bizler değil, bütün dünya bunu gördü mü? Gördü… Biz bu inancı taşıyoruz.
- Bu başarı sadece Beşiktaş'ın başarısı değil, Türkiye'nin başarısı. Arkamızda sadece Beşiktaşlıların duaları değil, milyonlarca insanımızın desteği, iyi niyeti ve duaları var. Camia olarak bunun farkındayız. Maçtan sonra Portekiz gazetelerine ve dünya medyasına bakıyorsunuz; 'Türkler ders verdi', 'Muhteşem Türkler', 'Türkler ezdi geçti', 'Türklerin zaferi gecesi' diye manşetler atıldı. Evet, başarıyı yakalayan Beşiktaş, Türkiye'nin şampiyonu olarak ülkeyi temsil ediyor. Bizim de görevimiz; ülkemize, devletimize bayrağımıza layık olabilmek. Bütün çabalarımız ülkemiz için…
ÜÇ BÜYÜKLERE DÜŞEN MİSYON...
- Porto maçından önce, Nou Camp'ta Barcelona-Juventus karşılaşmasını izledim. Defalarca gitmeme rağmen şehri yine gezdim. Barselona 150 yıllık tarihi olan ve 1990'lardan sonra parlayan bir şehir… Yılda 30-40 milyon turist alıyor… Bunda en önemli faktörlerden birisi de Barcelona kulübü… İstanbul'a bakıyorsunuz, bilmem kaç bin yıllık şehir… Ancak turizm açısından onlar kadar kullanamıyorsunuz. Beşiktaş, Galatasaray, Fenerbahçe ve şehrin takımlarına önemli bir misyon ve sorumluluk düşüyor. Bu nedenle, bütün takımlarımız desteklenmeli.
- Her sene Şampiyonlar Ligi'nde gruptan çıkan, UEFA'da final oynayan istikrarlı bir futbol oluşturursak, hem İstanbul hem de Türkiye'nin reklamını yapmış oluruz. Barcelona'da Nou Camp'ta turlar vardı. Biz de Vodafone Park'ta Şeref Turu başlattık. İnanılmaz bir ilgi var. Dolmabahçe Sarayı ve Deniz Müzesi ile de anlaştık. Müze turlarına Vodafone Park'ı da dahil ettik. Turistler otobüsle stadımıza geldikten sonra Dolmabahçe ve Deniz Müzesi'ni gezecekler, ardından tekrar stada dönüp Vodafone Park'ı ziyaret edecekler. İstanbul'a ne kadar turist gelirse, bizim de gelirimiz o kadar artacak.
EĞER BEŞİKTAŞ'TAN AYRILACAKLARSA
- Porto maçında Cenk Tosun muhteşem bir gol attı. O bizim için çok değerli bir oyuncu. Futbolcularımızın hem Milli Takım'da hem de Beşiktaş'ta sergilediği performanstan çok mutluyuz. Bugün iyi bir noktadalar, daha da iyi olacaklar. Cenk'in satışı, transfer sürecinin sonuna denk geldiği için gerçekleşmedi. Hareket kabiliyetimiz sınırlı kalmıştı.
- Her zaman Cenk, Oğuzhan ya da diğerleri için söylüyorum; herkesin mutlu olacağı, onlara artı değer katacak bir durum oluşursa, transferlerini netleştiririm. Onlara da 'Bir gün Beşiktaş'tan ayrılacaksanız, daha iyi şartlarda ve daha iyisine gidin. Yoksa burası sizin yuvanız' diyorum. Marcelo'yu üzülerek sattım. Ama şartlar böyle yapmamızı gerektiriyordu. (Sabah)