Güncelleme Tarihi:
BUNCA yıldır maç izlerim, ben böyle komediye daha hiç tanık olmadım. İnanınız, maçı izleyenler gülmekten neredeyse fıtık oldular. Her iki takım da futboldan uzak, ne yaptıklarını bilmeyen bir görüntü sergilediler. Dün akşamki maçta hafızalarda kalan iki isim vardı. Biri Trabzonspor kalecisi Metin Aktaş, diğeri ise golü atan Hami'ydi. Biraz da Trabzonspor'un defansı ayaktaydı, orta sahada da Gökdeniz. Gerisini, Fenerbahçe de dahil bir takanın içerisine koyup okyanusa bırakmalı. Bu futbolseverler böylece onlardan kurtulmuş olur!..
Mustafa Denizli boşyere şampiyonluk beklemesin. Eğer Baliç bir metreden topu kaleye gönderemiyorsa, Yusuf müsait pozisyonda topları üstten auta gönderiyorsa, diğerleri de ne yaptığını bilemiyorsa, kimse kusura bakmasın ama, bu Fenerbahçe şampiyon olamaz. Özellikle de böylesine kötü bir Trabzonspor bulmuşken.
ANCAK O YAKIŞIRDI
90 dakika maç ‘‘Al gülüm, ver gülüm’’ şamatasıyla doldu. Maçta öylesine çok pas hatası vardı ki, akıl alacak gibi değildi. Böyle bir maça da ancak Metin Tokat gibi bir isim yakışırdı! O da en az sahadaki oyuncular kadar kötüydü. İşte Avni Aker Stadı'nda dün akşam böyle bir maç izledik. Başta da vurguladığım gibi dün akşam sahada sergilenen bir Laurel-Hardy komedisiydi.
Trabzonspor bu 90 dakikadan galip çıktı ama, arkasında da çok soru işareti bıraktı. Hami'ye jübile yapmayı düşünenler şimdi onu baştacı yapmaya ediyorlar. Ama, bir tek Hami ile veyahut kaleci Metin Aktaş ile bu takım bir yere varamaz. Özkan Sümer, umarım bir zamanlar transfer ettiği üç Yugoslav gibi, 3 Brezilyalıyı da başımıza bela etmez. Çünkü öylesine çok dolaştı ki, başı dönmüş olabilir.
Kısacası, dün akşam bir komedi izledik. Ama asıl komik olan Fenerbahçe'nin bu görüntüsüyle şampiyonluğa soyunmuş olmasıydı. Bu da gerçekten bir başka komediydi! Son sözüm de seyirciye. Bu sahaya atılan onca pet şişesine ne demeli. Bu görüntü de nereden çıktı?