Operada şişman kadın devri bitti

28 yaşındaki Burçin Çilingir, Ä°stanbul Devlet Opera ve Balesi'nin dikkat çeken baÅŸarılı operacılarından biri. 2001'de Siemens'in Opera Yarışması'nda üçüncü oldu. Milano'ya giderek yüksek lisans programına devam etti. Ä°ki yıl önce Türkiye'ye geldi ve hemen baÅŸroller aldı. Eski operacı imajının artık gerçeÄŸi yansıtmadığını söylüyor: ‘‘ŞiÅŸman kadınların sahnenin ortasında durduÄŸu, hiç hareket etmeden aryasını söyleyip gittiÄŸi devirler uzaklarda kaldı.’’ Operaya daha küçük yaÅŸlarda baÅŸlamak, baÅŸarı için önemli mi?-Bizim için öyle bir ÅŸey söz konusu deÄŸil. Türkü duymak ya da Türk Sanat MüziÄŸi dinlemek gibi kültürümüzde olan bir ÅŸey deÄŸil. O yüzden çocukken bu kültüre alışmak, ısınmak olanaksız. Oysa Ä°talya'da insanlar doÄŸduÄŸu andan itibaren sokakta napolitenler duyuyor. Bu onların kültürü, onların dili.Türkiye'de doÄŸmuÅŸ olmak, opera açısından bir dezavantaj mı? -Milano'ya giderken çok tereddütlerim vardı. Ne de olsa onların kültürü, kendi dillerinde ÅŸarkı söylüyorlar. Acaba onların yanında çok mu cahil kalacağım diye düşünüyordum. Ama öyle olmadı. Ä°nsanın kendi dilinde ÅŸarkı söylemesi tabii ki farklı bir ÅŸey. Ama Türkler’in de bir avantajı var, birçok dili rahat konuÅŸabiliyoruz. Telaffuzumuz, diksiyonumuz Japon'a, Koreli'ye ya da Fransız'a göre çok daha temiz olabiliyor.Babası, Zehra Bilir'in başında Madame Butterfly'ı çalarmış çok küçük yaÅŸlarda. Bunun bir etkisi oluyordur herhalde?-Ben böyle bir ÅŸey yaÅŸamadım. Bazı operacılar Türk Sanat MüziÄŸi dinlemez, türkü dinlemez. Kendini çok odaklamıştır operaya. Ben öyle hissetmiyorum. Çünkü babam akordeon çalar, Türk Sanat MüziÄŸi söylerdi. Ben de sanat müziÄŸi söylemeyi çok severim, türkü söylemekten çok keyif alırım. Avrupa'da bir opera sanatçısı olmanın Türkiye'den farkı ne?-Birincisi burada opera eleÅŸtirmeni o kadar az ki. Bir operaya girin, insanların her ÅŸeyi alkışladığını görürsünüz. Milano'ya gittiÄŸim ilk yıl Scala'da ilk defa temsil izliyorum. Bir Ä°talyan tenor söylüyor. Belki yorgun, belki hasta ama sonuçta çok mükemmel deÄŸildi. Ä°nsanlar temsil sonunda alkışlamadıkları gibi, Milano'ya gelmiÅŸken Scala'ya gidip temsil izleyelim diyen turistler arasından alkışlayan birkaç insana da tepki gösterdiler. Bir kere Tosca'ya gittim. Çok güzel Rus bir soprano vardı, olaÄŸanüstü güzel söylüyordu. Perde arasında yanımda oturan bir hanımla tanıştık. eski bir mezzo sopranoymuÅŸ. 'Nasıl buldunuz' diye sordu, ben de 'Gayet iyi' dedim. Kadın 'Hiçbir ÅŸeyden anlamıyorsunuz, bir de ÅŸancıyım diyorsunuz' dedi. Öyle ince kriterleri vardı ki! 'Siz çok ince ÅŸeyler istiyorsunuz, ben genel olarak iyi bulmuÅŸtum' deyince de 'Hayır ÅŸekerim, burası Scala' diye cevap verdi. Fark burada... Yaptığınız iÅŸi karşınızdaki insanların iyi anladığını görmek, size çok daha fazla bir doyum saÄŸlıyor. O yüzden mutlaka, her ÅŸey yolunda gider, baÅŸarılarım da buna izin verirse istiyorum yurtdışına gitmeyi. Güzel söylemek yetmiyor, iyi oynamak da lazımÄ°ki sezondur, önceki sezonlara oranla salonlar çok daha dolu. Åžimdi bütün oyunlar full salonlara oynanıyor. Artık ÅŸiÅŸman kadınların sahnenin ortasında durduÄŸu, hiç hareket etmeden aryasını söyleyip gittiÄŸi devirler çok uzaklarda kaldı. Çünkü bu bir sahne sanatı. Hem fiziÄŸinizin olması gerek, hem güzel görünmeli, iyi söylemeli ve iyi oynamalısınız. Beni uçurabilecek görüntü bu. Sadece çok güzel sesli ama pelte gibi yürüyen biri bana haz vermez. Çok kötü oyunculuÄŸu olan ama çok iyi söyleyen biri de... O zaman gider bir konser dinlerim!Bir sporcu gibi disiplin ÅŸartYaÅŸam tarzınız oluyor opera. Hayatınızda çok ÅŸeyi kısıtlamanız, bir sporcu gibi dikkat etmeniz gerekiyor. Ä°ki hafta ÅŸarkı söylemeseniz, kondisyonunuz düşebilir. Uyumalısınız, alkol almamalısınız, sigara içilen ortamda bulanamazsınız. Mesela ben operacı olmasam, gece hayatını çok severdim diye düşünüyorum. Ama bu gibi ÅŸeylerden fedakarlık yapıyorsunuz. Bir yaÅŸam tarzı haline geliyor bu. Tüm bu yasaklara da insan ancak içindeki o aÅŸkla uyuyor. Â