Önce rakibi boz

Güncelleme Tarihi:

Önce rakibi boz
Oluşturulma Tarihi: Eylül 08, 2004 00:00

Bence Ersun Yanal önce rakibi bozmaya oynamalı. Çünkü Yunan takımı maç 0-0 giderken, istediğini yapıyor. Hele öne geçti mi, planını daha da güzel uyguluyor. Ama geriye düştü mü, B planları yok. İşte Arnavutluk maçı.YUNAN Ligi daha başlamadı... Onun için de milli takımları sıkıntılı. Kapatılan kulüpler var. Mesela Milli Takım’da orta sahada oynayan Ciartas ve Laki takımları AEK’nın borçlarından dolayı şu an boştalar. Her ne kadar teknik adamlar yaz tatiline çıkarken futbolcularına ‘Şöyle antrenman yapın, böyle kendinize bakın’ derlerse de, bir Balkan ülkesi olan Yunanlı futbolcuların hangi ciddiyetle bunu yapmayacağı belli. Yani biz Yunanlıları kötü bir zamanda yakaladık. Zaten Arnavut yenilgisi de onların başına böyle bir zamanda geldi. Tabi iki ülke arasındaki rekabetten dolayı bu maçın özellikleri farklı olacak. Geçtiğimiz yıllarda Yunanlı seyirciler kendi takımlarının maçlarına bile az gidiyordu. Avrupa şampiyonu olduktan sonra futbola ilgileri çok arttı. ‘Bu maçı 35 bin kişilik Karaiskakis Stadı’nda değil de 85 bin kişilik Olimpiyat Stadı’nda oynasak bile doldururduk’ diyorlar. Başımıza iş açarızMaçın oynanacağı Karaiskakis Stadı’nın içi kırmızı koltuklarıyla kıpkırmızı. Yani Olympiakos’un bayrak rengi. Sahada pist yok. Yani tam bir futbol stadı, tribünlerle iç içe. Bu bizim için iyi değil. Yalnız burada dikkat edeceğimiz bir şey var. Gürcistan’ın verdiği acıyla Yunanlıları yenmeye kalkarsak, yani kontrolsüz oynarsak başımıza iş açarız. Grupta 11 maç daha oynayacağız. Buradan beraberlikle bile ayrılsak bizim için kazanç. Avrupa Şampiyonası’nda Yunanistan takımını canlı olarak izledim. Bütün maçlarında aynı sistem ile oynadılar. Hücuma fazla çıkmıyorlar, defansa en uçta, ileride oynayan adamlarıyla başlıyorlar. Çok çabuk kontratağa çıkıyorlar. Bizim açımızdan kötü, ama onların açısından en önemli özellikleri duran topları çok iyi kullanıyorlar. Çünkü bizim ceza alanı içinde zamanlamaları, hava hakimiyetleri ve toplara en yüksekte vurmaları açısından iki önemli oyuncuları var. Özellikle kornerlerde ve yandan gelen duran toplarda çok başarılılar. İşin kötü yanı bizim de en zayıf olduğumuz yer buralar. Bunu Gürcü maçında da gördük, kendi ligimizde de görüyoruz. Bizim takımda çok kısa oyuncular var. Neredeyse kramponla beraber 1.35 mt’ler!Bence Yanal önce rakibi bozmaya oynamalı. Çünkü Yunan takımı maç 0-0 giderken, istediğini yapıyor. Hele öne geçti mi, planını daha da güzel uyguluyor. Ama geriye düştü mü, B planları yok. İşte Arnavutluk maçı. Gol yedikleri zaman kabak çiçeği gibi açılıyorlar. İşte o zaman da biz istediklerimizi yapabiliriz. Bugünkü maçta iki taraf da mağlup olmazsa, büyük yara almazlar. Ama kaybeden çok şeyi kaybeder.HORMONSUZ ÇORUM EKMEĞİ!GEÇEN hafta spor yapmak için Bilkent’teki Sport International’a gittim. Dönüyorum, yanımdan bir ekmek kamyoneti geçti. Yan tarafında kocaman ne yazıyordu biliyor musunuz? Hormonsuz Çorum ekmeği. Tüylerim yine diken diken oldu. Bu cümlenin o kamyonette yazılması demek, bizim birçok zaman hormonlu ekmek yediğimiz anlamına gelir. Hatırlarsınız, üç yıl önce zamanın Tarım Bakanı ile tartışmıştım. Hormonlu sebze-meyva olayında hakkımda dava dilekçeleri verildi. Bazı yerlerde yürüyüşler yapıldı, pankartlar açıldı. Sonra Türkiye’de yetiştirilen tavuklarla ilgili hormon sözcüğü kullandım ve onlardan da büyük tepki aldım. Çernobil patlaması sırasındaki zamanın Bakanı Cahit Aral, şıkır şıkır çayları içmişti. Şimdi Doğu Karadeniz’de kanser patlaması var. Şimdi ben tıp adamlarına soruyorum?.. Erkek ile kadını ayıran nedir? Hormon dengesi. Hatta homoseksüelliğe yolaçan olayların başında da bu denge geliyor. Peki bu hormonlu yiyecekleri biz kontrolsüz olarak, vucüdumuza fazlaca yüklersek, acaba ülkemizdeki homoseksüel sayısı artar mı?Ne dersiniz sevgili tıpçılar, tartışmaya değer bir konu değil mi? Yoksa bırakın ülkemiz biraz fazla yumuşasın mı istiyorsunuz?Neden çıt çıkmadıTRABZON’daki milli maçta yaşanan olaylar, tam bir organize olaydır. Bu olayın tribünlerdeki görüntülerinde başrol oynayanlar sakın kıvırmasınlar. Kimseyi de aptal zannetmesinler. Diyelim ki, burada isimleri geçen şahısların, bu olaylardan haberleri yok. O şahıslar maça da gelmediler. Görüntüleri televizyon canlı canlı veriyor. Edersiniz telefon, yazılar da iner, pankartlar da iner, küfürler de diner. Ama bir olay 90 dakika devam ederse, yapılanlar o şahısların hoşuna gidiyor demektir. Hala altını çizerek söylüyorum; Trabzon Valisi ve Trabzon Emniyet Müdürü, bu 300-400 kişiyi nasıl susturamadı. O zaman aklıma şu geliyor... Ya bu organizenin içinde ya da arka tarafında çok güçlü isimler var, onlardan korktular. Ya da bu olayları yaptıranlar arkadaşları ve göz yumdular. Ama bakın aradan kaç gün geçmesine rağmen ne validen, ne de emniyet müdüründen çıt yok. Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu’nun bazı yerlerde çok çabuk ve akıllı olmaları gerekir. Eğer ağır hareket ederlerse, arkadan ve içerden vurulmaya devam ederler.OGS eziyetiBEN İstanbul’da yaşamıyorum, evim Ankara’da. İstanbul’da bulunduğum günlerde de köprülerle fazla haşır neşir olmuyorum. Fakat İstanbul’da köprü işleriyle yetkili birisi olsam, en fazla iki gişeyi paralı geçişli yaparım. Diğerleri OGS olmalı. Hem yığılma engellenir, hem de inanılmaz derecede enerji tasarrufu sağlanır. Ama nasıl!Geçenlerde köprü girişindeki OGS satış noktasına uğradım. Ellerinde alet kalmamış. Daha sonra 30 Ağustos’ta ikinci kez uğradım, bayram tatili dediler. İnat ettim bu aleti almaya, Ankara’da Ziraat Bankası’na gittim. İnanılmaz bir prosedür var. Sağolsunlar, özel yardım etmelerine rağmen şunu yaşadım... Bankalardan ev ve araba kredisi almak, OGS aleti almaktan daha kolay işlemler. Bunların her yerde yalnız kredi kartıyla tıkır tıkır alınması gerekir. Neden İstanbul’da çok kimsenin OGS almadığını ve para eziyeti çektiğini yaşayınca anladım.Hakem işleriGÜRCİSTAN maçında çok kolay sarı kartlar gördük. Bu maçta da görmeye devam edersek, bu turnuvanın sonunda takımın tamamına yakını çok maçta oynamaz. Türkiye’de hala hakem ve futbolcu ilişkisi çok zayıf. Futbolcuları ve hakemleri resmi olarak yan yana getirmek lazım. Tartışmalarını sağlamak lazım. Sıcak ilişkiler içinde olmaları lazım. Eğer bunları yapmazsak, futbolda ilerlememiz söz konusu olamaz.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!