Güncelleme Tarihi:
FIFA’nın 27 Mart’ta kulüplere bildirdiği ‘ekonomik koruma’ kararlarını ilk kez bu satırlarda detaylandırmıştık. Kulüplerimizin ödeme sorunları, yayıncıdan beklentileri ve transferlerdeki başarısız tablonun sonucunda ‘imdat’ çığlığıyla ‘Devlet Baba’ya borç yapılandırması için koşmaları sorunumuzu net belli ediyor. Premier Lig’deki futbolcular “Milyarder patronlara karşı neden biz maaş indirimine gidiyoruz?” diyerek homurdansalar da kulüp sahiplerinin salgınla mücadeleye destek olmaları ve paranın nasıl kullanılacağını bilmek koşuluyla önemli çoğunluğu kabul etti. Arsenal’de birçok oyuncu indirimi kabul ederken, haftalık 350 bin Pound alan Mesut Özil’in yanaşmaması tepkileri çekti.
2017’de Neymar’ın Barcelona’dan PSG’ye transferinde ödenen 222 milyon Euro’nun ardından, bir savunma oyuncusu Van Dijk için Liverpool’un Southampton’a 85 milyon, kaleci Alisson için de Roma’ya 75 milyon Euro ödemesi, kritik oyuncuların maliyet sınırının 100 milyon Euro baremine dayandığının göstergesiydi. Bir yandan da 2016 başından itibaren futbol dünyasında ‘Çin etkisi’ doğdu. Hem kulüp (veya hisse) alarak Avrupa’ya agresif giriş yaptılar, hem de toplam değeri 650 milyar doları bulan sermayedarlara, ülkelerinde futbolu finanse etme görevi verdiler.
ÇiN’DE ASTRONOMiK ÜCRET DEVRi SONA ERDİ
MANCHESTER City ve Atletico Madrid gibi devlerden hisse almaya başlayan Çinliler, 2018 başında ekonomi tehlike sinyalleri verdiğinde ilk olarak futbol harcamalarında kısıtlamalara gittiler. Şimdi de 2020-21 sezonu için astronomik rakamlar Çin Futbol Federasyonu tarafından sınırlandırıldı. Yıllık tavan ücretler yabancı oyuncu için 3 milyon, kulüp toplam harcaması için 145 milyon Euro olarak belirlendi. 200 milyon futbol izleyicisi olan ülkede yüzde 30 oranında futbola ilgi arttı ama sadece parayla saadet olamayacağını sert bir şekilde anladılar. Çin, kendi şirketlerine yatırım zorunluğu ile başlattığı futbol macerasına Ramires, Lavezzi, Jackson Martinez, Oscar, Alex Teixeira, Axel Witsel, Hulk gibi yıldızları getirerek futbolda söz sahibi olma umuduyla devam etmişti ancak ekonomik gidişat bu beklentiyi 3-4 senede saman alevine dönüştürdü. Dünya devi olma, kupa organizasyonları düzenleme gibi hedefleri gerçekleşmeyecek gibi ama Çin’de doğan koronavirus, dünya futbol pazarını çok net bir mutasyona uğratacak. Önce parasıyla, sonra virüsüyle dünya futbolunda yeni döneme damgayı vuran resmen Çin oldu. Etkisini nasıl yaşayacağız, bekleyip görelim
PREMIER LiG’DE TAŞLAR YERiNDEN OYNAR MI?
230 milyar Pound varlığı olan Sudi Arabistan Kamu Yatırım Fonu’nun Premier Lig ekibi Newcastle United’ı alması eli kulağında. Haklarındaki iddialara ilişkin sorunları aşabilirlerse Manchester City’nin Katarlı sahiplerinin 10 katı varlığa sahip bir patronun Newcastle’ın başında olması enteresan gelişmelere yol açacak. Şimdiden Tottenham’ın eski menajeri Pochettino’nun ismi Newcastle için anılmaya başladı bile.
BUNDESLIGA EN ‘KORUMACI’ LiG
ALMANYA’daki 50+1 kuralı, kulüp yönetimlerinin dernek kontrolünden çıkmasını engelliyor. Özel iştirakler kulübün en fazla yüzde 49’una sahip olabiliyor. Bir kulübü belli bir tutarın altında olmamak koşuluyla 20 yıldan fazla desteklersen sahibi olabiliyorsun. Hoffenheim, Leverkusen, Wolfsburg ve Augsburg bu sınıfa giriyor. Keza Leipzig örneği... Henüz kağıt üstünde olmasa da herkes biliyor ki bu kulüp Red Bull’un. Şu anda yüzde 99 hissesi var, 20 yıllık süreye ulaştığında kalan yüzde 1’in de sahibi olacak. Bundesliga, hem yatırımcıya açık hem de dernek yapısını koruyan bir düzen.
Süper Piyango biletinizi almak için hemen buraya tıklayın!