Güncelleme Tarihi:
“Bir taraftar, ‘Bu adam geceleri alem yapıyor’ diye beni hedef gösterdi. Yere indirip arkamdan koşmaya başladılar. Kendimi soyunma odasına zor attım.”
BEŞİKTAŞ formasını 1987-1993 arasında terleten bir isim; Zeki Önatlı... Siyah beyazlılara geldiği Bergamaspor’da ‘Kara Şimşek’ diye tanınan Önatlı, Beşiktaş’ta da büyük başarılara imza attı. Kartal’da üç yıl üst üste şampiyonluk yaşayan Zeki Önatlı, Beşiktaş’taki anılarından, başkan Süleyman Seba’ya, o dönemki futboldan, bugüne kadar pek çok konuda Hürriyet’e çarpıcı açıklamalarda bulundu. Röportajdan satırbaşları ise şöyle oldu...
‘HER ŞEY GÜZELKEN, DAYAK YEDİM’
BİZİM zamanımızda kötü gittiğimizde Fulya’da üzerimizi değiştirir, oradan sahaya yürürdük. Şampiyonluğu kaybettiğimiz yıl antrenmana gidiyoruz, seyirci tepkili. Oynamayanlar biraz fazla antrenman yapıyordu. Oynamayan şanslı oluyordu bir nevi. Oynayan futbolcuların antrenmanı kısa sürdü ve bir an önce soyunma odasına gittiler.
- Biz ise çalışmayı en son bitirdik. Taraftar biz oynamadığımız için omuzlara alıp moral veriyordu. Bizi taşıyordu ki, bir ses beni hedef gösterdi. ‘Bu adamı niye sırtınıza alıyorsunuz? Geceleri alem yapıyor’ demesi üzerine, taraftarlar beni omuzlarından indirip saldırmaya başladı. Kendimi zor bela soyunma odasına attım. Çok az canım yansa da, tatlı bir anı olarak aklımda kaldı.
‘SÜLEYMAN SEBA’NIN KARŞISINDA TİTRERDİK’
BAŞKANIMIZ Süleyman Seba’nın karşısına çıktığımızda titrerdik. O bizim için başkandan çok bir baba ve aile reisi gibiydi. Bir gün soyunma odamıza girmedi. Kötü oynadığımız maçlardan sonra bizi baba şefkatiyle azarlardı. O kırmazdı. Hala görüşüyoruz.
- 1987’de Bergama’da oynuyordum. İstanbul’daki takımlar teklif yapmıştı. Stankoviç adımı rapor etmiş. Gordon Milne beni ısrarla istedi. Yönetici Hulusi Özdurmaz, Bergama’ya gelerek beni ve ailemi ikna etti. Ege’den başka bir yere adım atmamıştım. İlk kez gurbete çıktım. Ve benim ikinci ailem Beşiktaş oldu. Hayatla Beşiktaş ailesi ile tanıştım. Yaşamım Beşiktaş oldu.
Yüreğimdeki yara Avrupa
BEŞİKTAŞ’ta en üzüldüğüm konu, Avrupa maçlarındaki başarısızlık oldu. İçimde bir yaradır. Onun üzüntüsünü halen yaşıyorum. O zaman takımımızda daha az yabancı vardı ve uluslararası tecrübemiz yoktu. Hazırlık maçlarını zayıf takımlarla oynuyorduk. Ülkeler parçalanmamıştı. Dortmund, Inter, Malmö karşılaşmalarında muhteşem oynamamıza rağmen kaybettik. Malmö maçında Recep’i tutamadık. Kendi kalesine öyle bir gol attı ki, ben bile alkışladım!
‘Lakabım diziden kaldı’
BRONZ tenli olduğum için bana ‘Kara Şimşek’ dediler. Bir de o dönem siyah-beyaz televizyon vardı. Bu isimle, TRT’de çok ünlü bir dizi yayınlandı. Ben de giyimimde hep siyah renkleri tercih ederdim. Bergama’da topla birlikte çok koştuğum için lakabım, ‘Kara Şimşek’ oldu. Ve üstüme yapıştı.
Abdullah Hoca’yla hedefimiz büyük
“Dört yıldır Milli Takım’da çalışıyorum. Türkiye’nin en büyük eksiği altyapı. Abdullah Avcı ile büyük başarılar elde edeceğiz.”
MİLLİ Takım’da 4 yıldır görev yapıyorum. Gökhan Keskin, Nurettin Yıldız, Levent Şahin ile A2 Grubu’nda çalışıyoruz. Kendimizi gençliğe adadık. Ümit Milli Takım ile A Milli Takım arasında bir takımız. Scout ekibimiz var. Abdullah Avcı organizasyonunda maç izleme hocalarımız var.
‘Altyapı HER ZAMAN çok önemli’
DÜNYA futbolu ile ülkemizin altyapılarını kıyaslarsak, büyük fark var. Almanya, Hollanda, İtalya, İngiltere’de 10 yaşındaki oyuncular sistemli oynuyor. Ülkemizde de Abdullah Avcı yönetiminde bu sistem oturacak. Her futbolcu sisteme uyacak.
Feyyaz ev aldı ama yine idman kaçırdı
BİZİM dönemimizdeki Beşiktaş’ta tembel oyuncu yoktu. Bir tek Feyyaz Uçar vardı zaten o da tembel değildi. Uykuyu çok severdi. Antrenman sahasının yanında ev satın aldı ama yine de antrenmanlara yetişemedi.