Alp ULAGAY
Oluşturulma Tarihi: Mart 21, 2004 00:52
Uluslararası Olimpiyat Komitesi kasım ayında aldığı bir kararla cinsiyet değiştiren sporculara yarışma kapılarını açtı. Artık cinsiyet değiştirmiş kadın ya da erkek sporcular Atina’daki Olimpiyat Oyunları’na katılabilecek.
Geçmişte, erkek olduğu iddia edilen çok sayıda kadın sporcu Olimpiyatlar ve özellikle de atletizmde yarışmıştı.
Avustralyalı transseksüel golfçü Mianne Bagger’in geçen hafta ulusal golf şampiyonasına katılması eski bir tartışmayı yeniden gündeme getirdi. Cinsiyet değiştirme operasyonuyla erkeklikten kadınlığa geçen sporcuların durumu nedir? Bagger (37) 1995’teki ameliyattan sonra kadın olmuş ve golf hayatını yeni hemcinsleri arasında sürdürmeye başlamıştı. 2003 sonuna kadar amatör turnuvalarda mücadele etti, 1999’da Güney Avustralya şampiyonluğuna ulaştı. Geçen hafta Avustralya’daki ilk profesyonel yarışmasına katılan Bagger ‘Bildiğim kadarıyla dünyada da herhangi bir golf turnuvasına katılan ilk transseksüel golfçüyüm’ diyerek heyecanını ifade etti.
Peki bu yaz Atina’da düzenlenecek Olimpiyat Oyunları’nda nasıl bir durum ortaya çıkacak? Son yıllarda bu konuda yaşanan gelişmeleri Uluslararası Olimpiyat Komitesi (UOK) de yakından izliyor. Hatta belirsizliği çözmek amacıyla kasım ayında aldığı bir kararla cinsiyet değiştiren kadın sporcuların ilk kez Olimpiyatlar’da yarışmasına olanak tanıdı. UOK’nın tıbbi direktörü Patrick Schamasch yaptığı açıklamada kararı ‘ayrımcılık yapmamak ve insan haklarına saygı’ biçiminde gerekçelendirdi. UOK 1999’dan sonra cinsiyet kontrolü yapmayı bırakmıştı. Schamasch’ın açıklamasına bakılırsa, transseksüel sporcuların yarışabilmesi için cinsiyet değiştirme operasyonunun üzerinden belli bir süre geçmesi gerekecek. Belli şartları yerine getiren sporcunun yeni cinsiyetinde yarışmalara katılabileceğini belirten Partick Schamash ‘Ama cinsiyet değiştirenlerden henüz komitemize başvuran olmadı’ diyor.
CİNSİYET KONTROLÜ NE ZAMAN BAŞLADI?
1948’de İngiltere’de ilk cinsiyet kontrolü başlatıldı. Buna göre yarışmacı sporcuların cinsel organları kontrol ediliyordu. 1966’da Bükreş’teki Avrupa Atletizm Şampiyonası öncesi ilk kez kromozom kontrolüyle cinsiyet tespiti yapılmasına karar verildi. Bu uygulamayla birlikte birçok kadın atlet
spor hayatına son verdi. İki yıl sonra Meksiko’daki Olimpiyatlarda Barr testi uygulandı ama bunun da çok etkili olmadığı anlaşıldı. 1972’deki Münih Olimpiyatları’nda en etkili yöntem olarak X ve Y kromozomlarının taranması yoluna gidildi.
İKİ KARDEŞ ORTADAN YOK OLDU
1958 ve 1962 Olimpiyatları’nda fırtına gibi esen iki Sovyet kız kardeş Tamara ile İrina Press erkeksi görünümleriyle dikkat çekiyordu. Birlikte dört Olimpiyat ve dört Olimpiyat şampiyonluğu kazanan Press kardeşler 1966’da ani bir kararla atletizmi bıraktı. Buna aynı yıl uygulanmaya başlanan cinsiyet testinin neden olduğu iddia edildi.
OTOPSİDE ERKEK ÇIKTIPolonyalı atlet Stanislawa
Walasiewicz 1936 Olimpiyatları’nda 100 metrede 11,7 saniyelik derecesiyle gümüş madalya kazanmıştı. O zaman 25 yaşındaki atlet erkeksi görünümüyle dikkat çekiyordu. Ama Polonya delegasyonu elini çabuk tutarak altın madalyayı kazanan Avustralyalı Helen Stephens’in erkek olduğu iddiasını ortaya attı. Atletizm tarihçisi Erich Kamper’e göre
Walasiewicz’in doğumundaki ismi Stanilas’tı ama spor dünyasında hep Stanislawa diye tanınmıştı. Daha sonra ABD’ye göç eden atlet Stella Walsh ismini aldı. Buna karşın uluslararası yarışmalarda Polonya’yı temsil etmeye devam etti. 1980’de Cleveland’da bir marketin önündeki soygunda kaza kurşununa kurban gitti. Kaza sonrası yapılan otopsiye göre anatomik yapısının kadınlarla yarışmasına uygun olmadığı ortaya çıktı. Çünkü Walsh tam bir erkekti.
OLİMPİYAT TARİHİNDE RASTLANMADISpor tarihçisi Cem Atabeyoğlu
‘Modern Olimpiyat oyunları tarihinde cinsiyet değiştiren sporcuya hiç rastlanmadı. Kadınken erkekliğe geçen veya tersi bir durumdaki sporcunun yarışmalara katıldığını hatırlamıyorum. Bir dönem özellikle Sovyetler Birliği’nin kadın sporcularına erkek hormonu verildiği söylenirdi. Ancak bu söylenti doğrulanmadı. Mantıken düşünürsek, tıbben kadınlığı veya erkekliği kanıtlanmış bir sporcunun yarışmalara girebilmesi gerekir. Türkiye tarihinde de ne futbolda ne de diğer spor dallarında benzer bir örnek çıktı. Zaten rastlansa ortalık birbirine girer, bütün Türkiye aylarca bu olayı konuşurdu.’
ONLAR DA ERKEK ÇIKTI
1960’larda ön plana çıkmaya başlayan Doğu Avrupalı sporculardan çoğunun erkek olduğu söyleniyordu. Öyle ki 1967’deki atletizm dünya rekorlarının yüzde 60’ı, sonradan erkek olduğu anlaşılan kadın sporculara aitti. 1934’te 800 metrede dünyanın en iyi derecesini yapan Çekoslovak atlet Zdena Koubkova’nın erkekliği sonradan ortaya çıktı. Yine eski yüksek atlama dünya rekortmeni Alman Dora Ratjen 1938’de Avrupa şampiyonuydu. Birkaç ay sonra erkek olarak tekrar ortaya çıktı. Herman Ratjen ismiyle Hamburg’da barmenlik yaparak hayatını kazanmaya devam etti. İkinci Dünya Savaşı sonrasında 100 ve 200 metrede Fransa şampiyonluklarını paylaşan Lea Caurla ve Claire Bressolles sporculuk hayatından sonra erkekliğe geçti. Hatta aile kurup çocuk sahibi oldu.