Güncelleme Tarihi:
New South Wales'teki Olimpiyat Köyü aslında boyutları bakımından büyük bir kasabaya benziyor. 15 bin atlet, çalıştırıcı ve yetkiliye oyunlar sırasında ev sahipliği yapacak köy, aynı zamanda dünyanın güneş enerjisini kullanan en büyük yerleşim alanı konumunda.
Basın mensupları ile binicilik müsabakaları için ülkeye gelen atların bakıcıları için de ayrı köyler oluşturuldu.
Olimpiyatlara katılacak takımlar için özel bir yerleşim alanı inşa edilmesi fikrinin doğuşu 1932'deki Los Angeles Olimpiyat Oyunları sırasında doğdu. Bu tarihe kadar oyunları organize eden komiteler, katılımcılar genellikle üniversite kampus ve yurtlarında barındırılıyordu. 1984 Los Angeles Olimpiyat Oyunları'nda atletler, USC ve UCLA üniversitelerinin yurtlarında kaldı. Oldukça kalabalık odalarda kalan sporcular, çalar saatin ilk sesi ile uyanmak zorunda kalıyorlardı.
Sydney 2000 için yapılan köye giriş hiç kolay değil. Sıkı güvenlik kontrollerinden geçmeniz gerekiyor. İki yerde güvenlik kontrol noktası kurulmuş. Köye girmek sadece Olimpiyat için tahsis edilmiş otobüslerle mümkün. Üstlerinde mutlaka Olimpiyat rozetlerini de taşımak zorundalar. Köyün etrafı çitlerle ve dikenli tellerle çevrili. Kuş uçurtulmuyor demek yanlış olmaz.
Köy için çalışan gönüllülerin işi hiç kolay değil. Her gün 15000 yatak yapmak zorundalar. 8000 yatak odasının, 20000 havlunun, 4000 banyonun ve 900 odanın temizlenmesi işi de onların sırtında. Köyde kullanılacak tuvalet kağıdının Sydney-Perth arasındaki yolun 4 katı olacağı tahmin ediliyor.
Köyde sinema, revir, dans salonu, çiçekçi dükkanı, insanların birbirleri ile sohbet edebilecekleri lobi tarzı bir salon, seyahat acentası, döviz bürosu ve kocaman bir yemek salonu yer alıyor.
Köyde 2000 kişi çalışacak. Bunların 450 tanesi aşçı. Oyunlar sırasında toplam 2 milyon adet yemek verilecek. Yiyecekler arasında 500000 elma, 25000 ekmek, 3000000 hafif içecek, 150000 lt süt, 2000000 lt su, 110000 kg biftek, 68000 kg tavuk eti, 17500 kg kuzu eti, 28000 kg peynir yer alıyor.
200 milletin farklı damak tatları için 180 ayrı mönü hazırlanacak. Organizatörler, her bir ülkenin olimpiyat komitesine faks çekerek özel olarak mönüde olmasını istedikleri şeyleri sordu. Organizatörler yine de son dakika isteklerine bile anında yanıt verebileceklerini söylüyorlar. Bu konuda kendilerine güvenleri tam. Çevirmenlerin de rolü bu noktada çok önemli. 1984 Saraybosna Olimpiyat Oyunları sırasında Yugoslav yetkililer kendilerine gelen bir faks karşısında çok şaşırdılar. Gelen faksta, akşam atıştıracak yılan (snake) isteniyordu. Ancak istenen şeyin yılan değil akşam bira ile atıştırılacak çerez (snack) olduğu sonradan anlaşıldı.
Dini vecibelerini yerine getirmek isteyen dindar sporcular, Peder Jim Boland'ın yönettiği ibadet merkezine gidecek. Burada her din ve inançtan insanlar için ibadet yapma imkanı sağlanmış durumda.
İçinde bulunduğumuz şu günlerde ekiplerin birer ikişer köye yerleşmeleri ile ortamın renklenmesi, özellikle de oyun salonlarının dolup taşması bekleniyor.