Güncelleme Tarihi:
OÄŸlum, güneÅŸten açılmış o saman sarısı saçlarını dizime koy, koy ki o masum saç tellerinin arasında gezinirken ellerim, pamuk kokunla arınmış ruhum sana dostluÄŸu, birlikteliÄŸi ve rekabeti anlatsın.Â
2016 yılının ‘sıcak’ geçen yazının ağustos ayındayız. Bu yaz gördüklerimiz yaşadıklarımız tarihe kara leke gibi damgasını vurdu zaten. Ben sana ülkeme uzanan bu kanlı elleri, barındırdıkları nefreti anlatmayacağım. Ama sen bunları da oku. Tarihin sayfalarında oku ki sevgi olmadan neler oluyor, nefretle bakan gözler neye sebep veriyor gör oğlum.
Bu ay bizim gözlerimiz dünyanın öbür ucunda Güney Amerika’da. 2016 Yaz Olimpiyat Oyunlarının yapıldığı şehir Rio’da. Dört yılda bir her milletten sporcunun ev sahibi şehirde buluştuğu, büyük  şölen başlıyor.
SPOR FESTÄ°VALÄ°
Geçmişten günümüze bir meşale ile ahlak ve iyi niyetlerin taşındığı uluslararası bir spor festivali düşün oğlum. Oyunların anlamını bu meşale ile yüzlerce sporcunun avuçlarının içinde, elden ele taşınarak ev sahibi şehre aktardığını. Fakat dedim ya yaşadığımız dünyayı anlamak zor, ev sahibi şehre götürülen bu ‘metal parçası’na bile sevgiden yoksun insanlar saldırı düzenleyebiliyor. Sen bunları görme oğlum.
Dünyanın her yerinden sporcuların azimleri ve baÅŸarıları sayesinde buluÅŸtukları, büyük heyecan, hayal kırıklığı ve sevinçlerin yaÅŸandığı bir festival alanı düşle. Yarışma ruhunun öne çıktığı ama saygının yok olmadığı, hırsların kamçılandığı ama hoÅŸgörünün eksik kalmadığı, ayrı ayrı çıkılan yolun birlikte bitirildiÄŸi bir festival.Â
Festivalin dostluk ve barış için var olduğunu bilerek ve özümseyerek spor yoluyla doğduğun ve doyduğun topraklara hizmet etmen, olimpiyat ruhunu hayatının felsefesi yapman için yazıyorum bu satırları, lütfen anla oğlum.