Oluşturulma Tarihi: Mart 11, 2006 00:00
Denizlerin derinliklerinde çok az araştırılan gizli dünyalar var. Okyanuslardaki çukurlar 11km’den bile daha derin. Güneş ışığı almayan bu bölgeler gece kadar karanlıktır. İnanması zor ama insanlık deniz dipleri hakkında uzayın derinliklerindeki yıldızlar kadar bile bilgi sahibi değil. Neredeyse 40 yıl önce Ay’a çıkan astronotlar, yakın bir gelecekte Mars’a gitmeye hazırlanıyor. Ama deniz diplerinde hala bizim bilmediğimiz dünyalar saklı. Deniz dipleriyle ilk araştırmalar 19.yy’da, başlamıştır.
Amerikan ölçüm gemisi "Tuscarora", 1874 yılında Japonya’nın kuzeydoğusunda 8513m derinliğindeki Kuril çukurluğunu bulmuştu. Fakat İngiliz biyolog Wyville Thompson’un keşfi çok daha ilginçti. Thompson 4600m derinlikte canlılar görmüştü.
Oysa o zamanlar 750m derinlikten sonra ne bir bitkinin ne de bir hayvanın yaşadığı bilinmiyordu. Böylece biyologun bu keşfi ilk planlı bir deniz araştırmasına vesile oldu ve "Challenger" buharlı korveti 21 Aralık 1872 yılında üç buçuk yıllık bir araştırma gezisine çıktı.
354 bölge
Bu zaman zarfında derin deniz faunası 354 farklı bölgede incelendi. Challenger’in araştırma raporu tam 32 kalın ciltten oluşmakta. Bu keşif gezisinin sonuçları deniz akıntılarıyla ilgili ilk bilimsel bilgiler ve okyanusların derinliklerindeki yaşamın kanıtlarıydı.
Challenger ekibi 23 Şubat 1875 yılında Mariane adalarının kenarından suyun derinliğini ölçtü: 8164m Ğ dünyanın en derin noktası olan Mariane çukuru bulunmuştu ! Çünkü Sovyetlerin "Vitjas" araştırma gemisiyle 1957 yılında yapılan ölçümlerle, aynı bölgede 11.034m’lik bir derinlik ölçtü ki son uydu destekli ölçüm yöntemleriyle bu bölgenin, dünya denizlerindeki en derin nokta olduğu kanıtlanabilmiştir.
Yirminci yüzyılın ortalarında Atlantik’te 8648m derinlikteki Puerto Rico çukurluğu bulundu. Fakat okyanuslardaki ortalama derinlik 3000-4000m arasındadır.
Dünyanın en derin noktasına dalmak, Ay yolculuğuyla karşılaştırılabilecek kadar eski bir insanlık hayaliydi. İsviçreli fizikçi Auguste Piccard 1953 yılında bu amaçta özel bir dalgıç aracı geliştirdi. Ve bir yıl sonra Trieste ile birlikte 4000m derinliğe indi.
Ay yolculuğu gibi
Trieste’nin geliştirilmesinde Piccard’ın oğul Jacques de çalışmıştı. Jacques 23 Ocak 1960 yılında Amerikalı deniz teğmeni Don Walsh ile birlikte Mariane çukuruna daldı. 11.000m’yi aşan bu dalma rekorunu o zamandan bu yana hiç kimse yenileyemedi.
Bu kadar derinliğe dalmak pek kolay değildir. Çünkü belli bir derinlikten sonra insanlar ancak gelişkin teknolojilerin yardımıyla dalabiliyorlar. Derinlere dalarken ortaya çıkan en büyük sorun elbette basınçtır. Mesela 10.000m derinlikte, santimetrekare başına 1000kg’lık basınç etkir. Deniz diplerine ulaşmak işte bu nedenle neredeyse Ay’a gitmek kadar zordur.