Okul saatleri çocuklarımızın biyolojik saatleriyle uyumlu mu?

Güncelleme Tarihi:

Okul saatleri çocuklarımızın biyolojik saatleriyle uyumlu mu
Oluşturulma Tarihi: Haziran 12, 2005 20:50

Biyo-ritim uzmanlarına göre okul saatleri çocukların ritimlerine uygun değil. Fransa’da bir okulda okul saatleri biyo-ritimcilerin önerilerine göre düzenlendi; deneme amaçlı seçilen bir okulda elde edilen sonuç başarılıydı!

Fransa’da, Rennes’de Sonia Delaunay okulundaki öğrenciler için sabahları çok erken uyanma işkencesi artık geçmişte kaldı. İki yıl boyunca okul yetkilileri, bedenin biyo-ritmi konusunda uzmanlar olan kronobiyologların önerileri doğrultusunda hareket ettiler.

Buna göre ders saatleri 9.00-12.00, 14.30-17.15 olarak bölündü; oysa daha önce 8.30-11.30, 13.30-16.30 saatleri geçerliydi.

Bu denemenin ortaya koyduğu sonuçlar araştırmacıların tahminlerinin de ötesine geçti. Deneyde seçilen pilot bölgelerden biri olan Tours’daki deneysel psikoloji laboratuvarından kronobiyolog Rene Clarisse, bu deney sayesinde uyku süresinin uzadığını, çocukların sabahları daha fazla uyuma fırsatı elde ettiklerini kaydediyor.

Zaman kullanımına dayanan bu deneyi uygulamak amacıyla, araştırmacılar 2001 yılında hazırlanan ortak bir rapordaki tavsiyelerden yararlandı.

Pazartesi zor gün

Söz konusu rapor, çocukların sabah erken saatlerde ve öğleden sonra enerji kaybına uğradıklarını ortaya koyan yüzlerce performans, dikkat testi ve fizyolojik ölçümlere dayanıyordu.

Bu zaman dilimlerinde çocuklar esniyor, uyukluyor ya da tersine hiperaktif oluyorlardı. Ayrıca araştırma, dikkatin hafta içinde değişkenlik gösterdiğini, pazartesinin özellikle zor bir gün olduğunu ortaya koydu.

Bu değişimler bizzat çocuktaki ritimlerle ilgili olduğu gibi okul saatlerinin düzenlenmesiyle de yakından bağıntılı. Araştırmanın sonucu ise sarsıcıydı. Çocuğun doğal ritimleri okulun dayattığı saatlerle uyuşmuyordu!

Bu sonuçlardan yola çıkan araştırmacılar bunun üzerine çocukların özellikle de daha küçük olanların ve zor öğrenenlerin dikkatini artıracak çözüm arayışlarına giriştiler.

ANNE BABAYA İHTİYAÇ

Anne babalar ne kadar uzun süre yanlarında olmazsa çocukların performansı o derece azalıyor.

Evin dışında geçirilen zaman da performansı olumsuz etkiliyor. Kronobiyologlara göre bu süre 9 saat 45 dakikayı aştığında, öğleden sonra çocukların şevkinde bir azalma gözleniyor. Araştırmacılar Centre bölgesinde 300 çocuğu inceleyerek yuvaya giden çocukların yüzde 50’sinin, 14 yaşın altındaki çocukların ise yüzde 30’unun 10 saatten daha uzun bir süreyi evin dışında geçirdiklerini saptadı.

Ebeveynlerin zamanı nasıl kullandıkları öğrencilerin dikkatini doğrudan etkiliyor. Araştırmacılara göre, ebeveynlerin çalışma süresi on buçuk saati aştığında çocuklar özellikle de daha küçük yaşta olanlar olumsuz etkileniyor. Ayrıca anne babalar iş ortamında strese maruz kaldıklarında çocukların şevki daha da azalıyor.

Bilim adamları, bu veriler doğrultusunda okullardan başlayarak saatlerde yeni bir düzenlemeye gidilmesi bunun yanı sıra anne babaların çalışma saatlerinin de yeniden düzenlenmesi gerektiğine dikkat çekiyorlar.

Öğleden sonra ilk saatler tehlikeli

Lausanne’da hastanelerin acil servislerine hasta kabulü istatistikleri Ğ 8 yaşındaki çocuklarda 15 bin 110 vaka- öğleden sonra ilk saatlerin çocuklar açısından son derece riskli olduğunu ortaya koyuyor. Bu zaman diliminde dikkatleri en alt düzeye iniyor.

Ergenler niçin uyanamıyorlar?

Yataktan kanepeye sürünerek gidiyor... Kahvaltıda esneyip duruyor... Bunda anormal bir şey yok. Ergenlerin bu tipik davranışı isyankar ruhunu ve özgür olma arzusunu yansıtır. Beynin de bunda rolü vardır. Hipofiz bezinin küçük bir bölgesi olan pars tuberalis uykuyu düzenleyen hormon olan melatonin reseptörleri bakımından zengindir. Bu bez cinsel işlevlerde de rol oynar.

Yapılan sayısız araştırmada ergenlerde aşırı bir uyku hali belirlendi. Bunun pek çok nedeni var. Gün içinde uykulu bir hal gözlenmesinin başlıca nedeni, gece gezmelerinden dolayı geç yatılmasıdır.

Fransa’da yayımlanan CA dergisinden özetlediğimiz araştırmalar ergenlerin yüzde 50’sinin hafta sonu sabahları 1-2 saat daha fazla uyuyarak bunu telafi etmeye çalıştıklarını ortaya koyuyor; yüzde 21’inde ise bu oran 3-4 saate, yüzde 3’ünde ise 5 saatin üzerine çıkabiliyor. Kronobiyologlar bu soruna çözüm bulmak için liselerde derslerin sabah saat 9.00’da başlamasını öneriyorlar.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!