Güncelleme Tarihi:
Ta çocukluğumdan beri kazanmaya odaklanmamı öğütledi durdu, bana”... Bir evlat annesinin üzerindeki emeği bu sözlerle açıklıyor. O evlat Jose Mourinho... Euro 2012’de gruptaki İspanya-İtalya maçından önce kısa bir süre konuşma şansım oldu Mourinho ile... Şart koştu! “Tek bir soru” dedi.. Ben de “Mourinho hiç korkar mı?” dedim. Hep merak etmişimdir ünlülerin korkularını... “Annemden ve kuş gribinden korkarım” Devamında da annesi ile ilgili yukarıdaki sözler döküldü Mourinho’nun ağzından.. Kimine göre bir çılgın... Kimine göre bir sihirbaz... Ama o, “Ben bir teknik adamım, asla bir Harry Potter değilim” diyor. Manifestosu, gol. Hem de hemen... İspanya futbolu son 6 yıla damgasını vurdu. Bitmek bilmeyen pas trafiği onların en büyük gücü. Oysa Mourinho farklı bir ekolden... O, “Direkt kale ve gole gitmek için fazla oyalanmamalıyım” teziyle vizyonda. Hürriyet Spor Müdürü Mehmet Arslan Avrupa Futbol Şampiyonası finalinden sonra TRT Spor’da kendisini “futbol anarşisti” ilan etti. Referansı Mourinho idi.. Arslan da çok pastan usanmışlardan... “Ne o öyle, pas pas pas... Gol olmalı. Hem de hemen” diyenler “Mourinho” diyor başka bir şey demiyor zaten..
Bento’ya akıl verdi...
Mourinho, Euro 2012’de bir kişiye akıl verdi. Portekiz milli takım hocası Bento’ya. Kimse bilmez bunu... İşte bu akıl birlikteliği İspanya Milli Takımı’nı son 6 yılda ilk kez bu kadar zor durumda bıraktı. Yarı finalde Del Bosque’nin Boğaları ancak penaltılarla finali görebildi. O gün, İspanya’nın pas şovuna Mourinho patentli Portekiz’in korkunç pres ve hızlı oyunu 120 dakika sağlam bir karşılık vermişti. Kim bilir almış başını giden bu İspanya’ya belki de Mourinho ‘dur’ der. Olur ya bir gün bir milli takim çalıştırırsa...
Mourinho envanteri...
Porto ile hem UEFA hem Şampiyonlar Ligi Şampiyonluğu; Chelsea’nin başında üç yılda 96 puanla Premier Lig Şampiyonluğu da dahil 6 kupa; Inter’de Kupa, Seri A ve Şampiyonlar Ligi Kupası ve Galacticos yolculuğunda La Liga dahil birçok şampiyonluk... Bunlar Mourinho’nun yeşil sahadaki envanteri... Ama bu adam başarılarıyla birlikte saha dışındaki duruşuyla da sıradışı... Descartes hayranı, 4 dil konuşuyor... Öğrenciliğinde felsefe merakıyla dikkat çekti. Bir portekiz gazetesine kendisi için kılavuz olan Descartes sözünü açıkladı...
“Aklın öğütlediği her şeyi tutkuya kapılmaksızın yerine getirmek için sağlam bir kararlılık gerekir. Bence erdem, bu karar sağlamlığıdır” O, aynı zamanda yabancı dillere yatkın biri. Inter’in başındaki ilk basın toplantısında “3 hafta içinde İtalyanca öğreneceğim” diyerek bu alandaki iddiasını ortaya koydu. Ana dili Portekizce’nin dışında ingilizce, İspanyolca, İtalyanca, Fransızca konuşuyor.
Paltosu Armani, kazağı Damat-tween
O bir moda ikonu. Bir zamanlar gri platosu ile dillerden düşmedi. Armani marka o palto, Londra’da kanser yardımı gecesinde 40 bin Euro’ya satıldı. Saçlarına uyumdan mıdır bilmiyorum ama favori rengi, gri... Bu arada Euro 2012’de Mourinho’nun üzerinde gördüğüm gri merserize kazak da bir Türk markasıydı. Damat-tween..
Özel hayatta sıfır risk...
Sahada galibiyet için en çılgın risklere imza atan Mourinho özel hayatında ise çok mütevazi. Zaten O’nu eşiyle ve çocuklarıyla bir yerlerde asla yakalayamazsınız. Diyeceksiniz ki çok para kazaniyor Mourinho.. Acaba, Nasıl değerlendiriyor bu paraları? Diyor ki, “Paramla aldığım risk, sıfırdır.” Anladınız siz... Nakit, sadece bankaya yatırılıyor. Şöyle diyor Mourinho, “Teknik adamları yeni veya eski diye değerlendirmem. Ben iyiye ve kötüye inanırım. Başarıya ulaşanlar ve ulaşamayanlar. Lütfen küstah olduğumu düşünmeyin ama ben Avrupa Şampiyonuyum ve özel biriyim.” O, 1985 yazında Lizbon Spor Akademisi Beden Eğitimi Bölümü’den mezun olduğunda simsiyah saçlı, çelimsiz bir gençti. 22 yıl sonra o genç, gri saçlı bir karizmaya dönüştü. Ve yıllardır dünya futboluna ayar veriyor. Hem de ne ayar! İyi ki varsın Jose...
Son söz Abdullah Avcı’ya...
PEKİ bu Mourinho, nasıl böyle bir futbol devi oldu acaba? O, Boby Robson, Luis Van Gaal ve Jupp Henyckess gibi profesör hocaların yanında yetişti. Basamakları birer birer çıktı. Bizde de benzer örnekler var. Mustafa Denizli, Jupp Derwal’den; Fatih Terim, Sepp Piontek’ten çok şey öğrendi. Sorarım size Abdullah Hoca bu sıradışı hocaların yaşadığı hangi süreçten geçti? Mourinho, Euro 2012’de tüm maçların izledi, Avcı o sırada tatildeydi. 4 ay önce Piontek’le Danimarka’daki evinde konuştum. “Türkiye, Avcı ile macera arıyor” dedi. Ama Milli Takımımızın geldiği bu kötü noktanın sorumlusu Avcı değil, onu göreve getiren Mehmet Ali Aydınlar yönetimidir. Tıpkı tüm heyecanını yitirmiş Guus Hiddink’i başımıza bela eden Mahmut Özgener yönetimi gibi... Sahi iki futbol adamı şu anda nerede? Yanlış kararlarla canımız yanmaya devam ediyor. Tabii ki olan da ülkemize oluyor. Yazık.