Öfkelenen kaybeder

Güncelleme Tarihi:

Öfkelenen kaybeder
Oluşturulma Tarihi: Aralık 07, 2002 01:49

Yılın son derbisi yarın akşam G.Saray ile Beşiktaş arasında oynanacak. Kazanan büyük ölçüde devreyi lider tamamlayacak. HÜRRİYET yazarları bu dev maçı masaya yatırdı. Derbi öncesi kafalarda oluşan sorulara yanıtlar aradık.

İŞTE MERAK EDİLEN SORULAR VE YANITLARI

Dev maçın galibini hangi unsurlar belirler? Zorlu 90 dakika öncesi, G.Saray mı yoksa Beşiktaş mı daha avantajlı?

Can BARTU:
Bu maçın galibi, daha sakin olan ve 90 dakikayı 11 kişi tamamlayan takım olur. Sinirlerine hakim olan, topa daha çok yön veren taraf daha avantajlı.

Vedat OKYAR: 50 yıldır futbolun içindeyim. Bunun 25 yılı sahada, 25 yılı da kalem elimde geçti. G.Saray'la öyle maçlar oynadık ki, rakibin 6-7 sakatı vardı, yenemedik. Aynı şekilde onlar da bizi yenemedi. Bu tür maçlara akıl sır ermez. Sonucunu da kestirmek imkansız.

Erman TOROĞLU: Bu maçın galibini daha iyi futbol oynayan belirler. İkincisi de sahada 11 kişi kalan takım. Daha doğrusu 90 dakikayı 11 kişiyle tamamlayan taraf belirler.

Korkut GÖZE: Akıl ve disiplin bu derbinin sonucunu belirler. Diğerleri vesaire... Akıllı davranıp, kafanı psikolojik etkenlerden arındırırsan... Yani, ezeli rekabete heyecanla değil mantığınla yaklaşırsan, bu maçın favorisi olursun. Yoksa, o klasik korku seni yer bitirir.

İlhan SÖYLER: Aklını kullanan ekip, maçı koparır. G.Saray'da Hasan Şaş'ın o günkü hırsı, orta alanda görev alacak Ümit Davala ile Cihan'ın gidip gelmeleri... Sol kanattan Hakan Ünsal ile Ergün'ün katkıları... En önemlisi, sinirleri alınmış ekip sahanın galibi olur.

Kanat ATKAYA: G.Saray bütün hatlarında sorun yaşıyor. Hücum hattında istikrar yok. Defans, Beşiktaş forvetini karşılamak konusunda itimat telkin etmiyor. Orta saha zaten uzun süredir görülmedi ortalıkta. En güvenilir noktası kalesi G.Saray'ın. Bu maçın galibini bence Mondragon belirler.

Galatasaray'ın 25 maçlık iç sahada maç kazanma rekoru, Beşiktaş'ın yenilmezlik unvanı, psikolojik olarak futbolculara nasıl yansır?

Can BARTU:
Oyuncular bunu düşünmez. Sahada top oynayarak maçı kazanmak isterler. En azından kaybetmek istemezler.

Vedat OKYAR: Ali Sami Yen Stadı, İstanbul'un içinde. Ancak ne olursa olsun Beşiktaş için deplasman. Bu sahanın bir tılsımı var. G.Saraylı futbolcu burada daha başka oynuyor. Ama futbolun içinde büyüydü, tılsımdı, sihirdi yok. Geçen sene F.Bahçe hiç yenilmemişti. Beşiktaş gitti, yendi.

Erman TOROĞLU: Yaratmaz. Çünkü Türkiye'de oynanan futbolun kalitesi belli. G.Saray bu futboluyla hala lider. Demek ki, ortada bir terslik var.

Korkut GÖZE: Bu maçta kimse rekor veya unvanını düşünmez. Yani, ‘‘unvanımı nasıl korurum’’ gibi değil, ‘‘maçı nasıl kurtarırım’’ gibi telaş içinde olacaklar. Açıkcası, unvana bir namus gibi sarılmazlar.

İlhan SÖYLER: Ali Sami Yen'in havası tartışılmaz. Bir de G.Saray seyircisinin dili, alkışları, futbolcularını gıdıklar. İtici bir güç sağlar. Taraftar, sahada olmayan takımlara küfür eder, sahnede olan futbolcu kardeşlerini unuturlarsa ibre değişik olur.

Kanat ATKAYA: Trabzonspor maçında alınan galibiyetle Fener'in rekoru geçildiği için kimse bu konuya öyle çok takılmıyor bence. Tabii ki, serinin sürmesi istenir. Ama G.Saray son 5 dakikaya 1-0 yenik girse ve o dakika anket yapılsa, futbolcular ‘‘beraberlik de olur’’ diyecektir.

Psikolojik olarak Terim mi, yoksa Lucescu mu daha rahat? İki takımın teknik direktörü, derbi maçına ne oranda etki yapar?

Can BARTU:
İkisi de rahat olmayacak. Bir kere kazanmak isteyecekler. Birbirine olan rekabetleri değil, takımların rekabeti önemli. İki teknik adam arasındaki rekabet yakıştırmasını komik buluyorum. İkisinin de kariyerini ispat etmeye ihtiyacı yok.

Vedat OKYAR: Terim'le Lucescu teke tek tenis oynamıyorlar. Fatih Terim'in kafasında futbol oynatma şablonu var. Oyuncusuna bakmadan o şablona göre hareket ediyor. Kendi kafasındaki kurguyu sahaya yansıtmak isteyen bir teknik adam. Lucescu ise, ‘‘Elimdeki malzeme bu. Ben buna göre oynayacağım’’ diyor. Bence iki ayrı model.

Erman TOROĞLU: Terim bu konuda dezavantajlı. Çünkü Lucescu, G.Saray'dan hak etmediği biçimde gönderildi. Ve o Lucescu, Beşiktaş'ta elindeki imkanlara göre şu ana göre Fatih'le kıyaslandığında daha iyi.

Korkut GÖZE: Kimse kimseyi kandırmasın... Kamuoyunun yarattığı yangın her ikisini de etkileyecek. Rahat bırakmayacak. Oysa, her iki teknik adam da, böyle bir yaklaşımı düşünmeyecek kadar kariyer ve ün sahibi...

İlhan SÖYLER: Birbirlerini kovalayıp yakar top oynamıyorlar. Hakemin düdük sesi sonrasında sazları çalan sanatçılar sahada olacak. Yapı olarak Terim daha agresif, Lucescu ise daha sakin bir yapıya sahip.

Kanat ATKAYA: Tabii ki, Lucescu daha rahat. Anti-Terim cephesinin de desteğiyle Lucescu eminim kendisinin de pek istemediği bir noktaya taşındı. ‘‘Lucescu iyi adam, Terim kötü adam’’ havası bilinçli bir şekilde yerleştirildi.

Hakem Kuddusi Müftüoğlu bu maçı kaldıracak kapasitede mi? Maça etkisi ne olur?

Can BARTU:
Türkiye'de hakemlere seyirci de futbolcu da yardım etmiyor. Seyirci, kendi menfaatlerine göre hareket ediyor. Futbolcu da her türlü düzenbazlığı, aldatmayı yapıyor. Hakemi aldatmak için her yolu seçiyorlar.

Vedat OKYAR: Kuddusi Müftüoğlu, Bülent Demirlek'le birlikte, diğer genç hakemlerin bir adım önünde. Maçın önüne geçme çabası olmazsa, bence iyi bir seçim. Genç hakemlere bir sözüm var; sakın ola, maçın önüne geçme çabası içerisinde olmasınlar.

Erman TOROĞLU: Kuddusi Müftüoğlu 28 yaşında. Bu yaştaki bir insan önce kendini, hakemlik istikbalini düşünür. Bunu düşünürken eğer sahadakilere acırsa, acınacak hale düşer. Futbol yazarları, Yasin'i, Zago'yu, İlhan'ı hakeme attırmak için hedef gösterirken, tuttuğu takımdan Bülent'in, Batista'nın, Emre'nin, Hakan Ünsal'ın hatta Fatih Terim'in de yeri gelince sahadan çıkarılması gerektiğini söyleseler doğru yaparlar.

Korkut GÖZE: Müftüoğlu, genç ve başarılı. Süratle daha iyiye koşuyor. Ancak, yüreği bu maçı kaldırabilir mi, bilemiyorum. Gerekiyorsa, oyunun ilk dakikasında cesaretle elini kırmızıya boyayabilir mi?

İlhan SÖYLER: Sanki dünyanın sonu. Her büyük maç öncesi hakemin nabzını yoklamaktan kaçınmak gerek. Bugüne kadar her maç sonrasında öyle veya böyle yaptı diye bir küp bulundu. Neden altından kalkmasın?

Kanat ATKAYA: Hakemle ilgili konuşmak, hele maçtan önce konuşmak abes olur. Daha önce derbi yönetmemiş olması enteresan. Ama her şeyin bir ilki vardır. Kart görme konusunda neredeyse yarışa girmiş iki takımın oyuncularıyla işi zor bence...

Beşiktaş'ta Sergen ve Tayfur, G.Saray'da Batista, Ayhan, Almaguer, ve Baliç'in olmayışı maçın sonucunu nasıl etkiler?

Can BARTU:
İlk onbirde oynayacak derecede üstün formda iseler, tesir edecek. Antrenörler bu maça farklı bir taktikle çıkacaktır. Futbolcuların bunu sahaya nasıl yansıtacağı çok önemli.

Vedat OKYAR: Sergen, hangi takımda olursa olsun başlı başına bir eksik. Tayfur, gözükmeyen kahraman. G.Saray'da Batista ve Ayhan'ın olmayışını önemli birer eksik olarak görüyorum.

Erman TOROĞLU: Eksik olarak Beşiktaş'ın kaybı daha etkili. İkisi de Beşiktaş takımı için deve dişi gibi eksiklik. Ayhan'ı zaten Fatih oynatmıyor. Bir tek Batista'nın olmayışı G.Saray için kayıptır.

Korkut GÖZE: İstatiklere göre, Sergen, Beşiktaş için çok önemli. 6 santrforu bulunan Beşiktaş'ın en çok gol atan ve en çok asist yapan yıldızı. Tayfur ise, taktiksel açıdan Lucescu'nun eli-kolu. Herhalde Terim de Batista'nın oynamasını isterdi.

İlhan SÖYLER: G.Saray'da Batista, Ayhan, Baliç niye oynamıyor? ‘‘Oynasalardı iyi olurdu’’ demek yanlış. Belki de Terim, bu futbolcularına bu maçta görev bile vermeyecekti. Ben, ‘‘bu eksik, şu eksik’’ diye bir kavram tanımıyorum.

Kanat ATKAYA: Bu maçta en mühim eksik Sergen tabii ki. G.Saray'ın Batista ve Baliç gibi eksikleri için ‘‘Bu sezon sağlamken ne yaptılar ki?..’’ diyebiliriz. Nouma, İlhan ve genç Cansun’la bu eksiği ortadan kaldırabilirler.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!