Obradovic'ten futbol yorumu ve Guardiola itirafı

Güncelleme Tarihi:

Obradovicten futbol yorumu ve Guardiola itirafı
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 15, 2019 07:25

THY Euroleague'de Final Four'a katılacak Fenerbahçe Beko'nun baş antrenörü Zeljko Obradovic önemli açıklamalarda bulundu.

Haberin Devamı

THY Euroleague yarı finalinde Anadolu Efes ile karşı karşıya gelecek Fenerbahçe Beko'nun baş antrenörü Zeljko Obradovic, yayıncı kuruluştan İsmail Şenol'un sorularını yanıtladı.

Sırp teknik adamın verdiği röportaj şu şekilde:

Elbette herkes finale kalmaktan, kupa kazanma ihtimalinden bahsediyor ama ben beş yıl üst üste Final Four'a kalmaktan söz etmek istiyorum. Çünkü siz bile, tüm zamanların en çok kazanan antrenörü olarak kariyerinizde bunu hiç başaramamıştınız.

Zamanı gelmişti. Çok mutluyuz. İlk geldiğimde herkes Final Four'a kalmaktan bahsediyordu. Ana hedef buydu. Oyuncularımız ve kulüp felsefemiz sayesinde bu hedefe ulaştık. Çok çok mutluyum, çünkü bunun ne kadar zor olduğunu biliyorum. Her yaz kadronuzda bazı değişiklikler olur ve bu değişiklikler sonrası herkesle mücadele edip Final Four'a kalmak için yeterli seviyeye çıkmak istersiniz. Bu sene çok iyi basketbol oynadık. Bu, yazın iyi iş yaptığımızı ve bazı kilit oyuncularımızın sakatlığına rağmen iyi basketbol oynamanın bir yolunu bulduğumuzu gösterir. Oyuncularımı şu ana kadar yaptıkları her şey için tebrik ediyorum.

Aynı zamanda Türk basketbol tarihinde de bir ilk. İlk kez yeni formatta bir Türk takımı normal sezonu lider bitirdi. Bu da zor olsa gerek, çift maç haftalarını da düşünürsek.

Evet ama o herkes için zor. Bence bizim için sezonun başında oynadığımız zorlu fikstür önemliydi. Barcelona, Olimpiakos ve Maccabi deplasmanlarını erken oynadık ve kazanmayı başardık. Bir şekilde bu oyuncularıma büyük bir güven aşıladı. Elbette daha çok çalışmamız gerektiğini anladık, her maç zordu. Ne olursa olsun, çalışma tarzımızdan ve maçlardaki reaksiyonumuzdan çok mutluyum. Bazı maçlarda anahtar oyuncularımız yoktu. Takımın kalanının cevabı çok olumluydu. Takımın basketbolundan dolayı çok mutluyum.

Sezon içinde öğrendiğimiz bir bilgi beni üzdü. Yayında "Nicolo Melli daha agresif olabilir" diye düşünüyordum ama Melli'nin de bir sakatlığı varmış ve sakatlığına rağmen oynuyormuş. Buna şapka çıkarırım, saygıyı hak ediyor.

Evet, bu doğru. Ancak kendini korumak için çok çalışıyor. Hiçbir zaman şikayet etmiyor, durmak istemiyor. Bu yüzden ona çok saygı duyuyorum. Sadece Nico değil, başka oyuncular da var. Bu, takım için fedakârlık yaptıklarını ve hem takımı hem basketbolu sevdiklerini gösteriyor. Ben kimseyi oynaması için zorlayacak bir antrenör değilim. Her durumda onların nasıl hissettiğini sorarım. Çünkü oyuncu kendinin nasıl hissettiğini, takıma yardımcı olup olamayacağını bilir. Sonunda bana gelip "Koç, hazırım" derse, benim için en güzeli olur.

Futbolu sevdiğinizi biliyorum ve soru da bununla çok alakalı. Tottenham Hotspurs - Ajax maçı. Ajax büyük bir avantaja rağmen finale kalma hakkını kaybetti. Sonrasında Jose Mourinho, "Ajax çok iyi bir felsefeye sahip. Onlara çok saygı duyuyorum ve onların felsefesinde oynanan maçları izlemek keyif veriyor. Ancak bu tip durumlarda felsefenizden vazgeçip stratejiye gitmeniz gerekiyor. Pochettino bunu yaptı, stratejiyi tercih etti, uzun bir forvet koyup rakibi yendi. Yani strateji, felsefeyi yendi." Siz bu tip bir duruma nasıl bakıyorsunuz? Jose Mourinho ile aynı fikirde misiniz?

Felsefenin ne olduğu şimdi konuşuluyor yani? Felsefe kazananın yanındadır. Bu iş böyle. Her şeyi konuşabiliriz, ancak maçı kazanınca "bu doğru yoldu" denir. Çok kolay. Böyle bir yorumu maçtan önce yapmalısınız. Maçtan sonra, biz "savaş bittikten sonra herkes general olur" deriz. Çok basit. Yine de iyi olan, insanların bunu tartışması, fikirlere sahip olması.

Yani siz Mourinho ile aynı fikirde değil misiniz?

Hayır, aynı fikirdeyim ya da değilim demiyorum. Mourinho çok iyi bir teknik direktör ve özellikle futboldan bahsederken en az herkes kadar fikirlerini söyleme hakkı var. Felsefe ve taktik oyunun bir parçası. Tabii ki felsefeye sahip olmak güzel. Tabii ki bazı değişiklikler yapmak güzel. Bu noktada ona katılıyorum. Bu daha önemli. Zaten biz bu sebeple bench'te oturuyoruz. "Felsefemle yaşar, felsefemle ölürüm" diye bir şey yok. Ben 120 sayı atmak istiyorum, ancak rakip 150 sayı atıyor. Bu iyi bir felsefe midir? Bunun iyi olduğunu düşünmüyorum. Ya da "60 sayı atıp rakibi 59 sayıda tutmak istiyorum." Bu mümkün değil. Ayarlamalar yapmak zorundasınız. Kaunas'taki ilk maç düşük skorla geçmişti ve maç biter bitmez, "Dördüncü maç böyle olmayacak" dedim. Ve en iyi şut attığımız maç oldu. %70 ile şut attık.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!