Güncelleme Tarihi:
1995’te İzmir’de doğan Çolak, sporcu bir aileden geliyor. Anne ve babası halen maraton koşuyor, amcası Erkan Çolak ise eski bir cimnastikçi. Zaten kendisini 5 yaşında Şavkar Spor Kulübü’nde cimnastiğe başlatan da o. 19 yıldır aynı kulüpte ve aynı antrenörle (Yılmaz Göktekin) çalışıyor. İbrahim Çolak, eşine az rastlanan bu durum için, “Büyük başarılar uzun vadeli çalışmalarla gelir. 19 yıldır ailemizden çok birbirimizle vakit geçiriyoruz. Mesela 1 aydır ailemizi görmüyoruz” diyor.
‘İlk önceleri benim için bir oyundu’
Cimnastiğe başladığı 5 yaşında iken bu sporu oyun şeklinde yaptığını belirten Çolak, daha sonra yarışmacı gruba geçtikten sonra antrenmanların şeklinin değiştiğini ve dozajının arttığını ifade ediyor. “Yarışmacı gruba seçildikten sonra antrenman süreleri günde 2-2.5 saate çıktı, son 14 yıldır da günde en az 3, en fazla 5.5 saat idman yapıyorum. Haftanın 6 günü böyle” diyen Çolak, sözlerine, “Halka aletindeki gösterimiz maksimum 50 saniye sürüyor. O sürede ne yaparsan, onun karşılığını alıyorsun. Ben dünya şampiyonluğu getiren o 50 saniye için 19 yıldır çalışıyorum” diye devam ediyor.
‘İdmanlarda daha iyisini yapıyorum’
İbrahim Çolak, “Altın madalya nasıl geldi? Böyle bir başarıyı bekliyor muydun?” sorumuzu şöyle yanıtladı: “Yarışma anındaki stres ve heyecanı kontrol etmek gerekiyor. Ben heyecanlı değildim ama gergindim. Sanki antrenmanda gibiydim. O rahatlık da bana şampiyonluğu getirdi. Halka aletinde gösterini bitirdikten sonra yere indiğinde sabit kalırsan, çok puan alırsın. Ben bunu başardığım için şampiyon oldum. Aslında bu benim en iyi gösterim değildi. İdmanlarda daha iyisini yapıyorum.”