Güncelleme Tarihi:
Günümüzde teknoloji hızlı bir şekilde ilerliyor, buna bağlı olarak oyunlar ve deneyimlerimiz kısmında da bize güçlü bir fayda sağlıyor. Zaman zaman donanımsal olarak hayatımızda fark yaratan bu güç, kimi zamanda yazılım üzerinden bizi avantajlı konuma getirecek enstrümanları kullanmamızı sağlıyor.
“Zaferi milisaniyeler belirler” sözü ile karşımıza çıkan NVIDIA REFLEX teknolojisi, bugüne kadar kendi kulvarlarında başarılı olan bileşenlerin nasıl birbiri ile komplike bir şekilde uyumlu çalışabileceğini uygulamalı olarak gösteren bir proje diyebiliriz. Oyuncuyu başarıya götüren mouse, pc ve monitörden oluşan Bermuda şeytan üçgeni benzeri bu performans üçgeninde gerçekleşen sistem gecikme süresini minimalize etmeyi hedefleyen REFLEX oldukça faydalı bir çıkış noktasına sahip. Sisteminizdeki bu kayıpları ölçerek sizi rekabetin içinde daha iyi bir konuma getirmeyi sağlayan algoritması ile farklı bir seviyenin kapıları oyunculara açılıyor.
Peki nasıl oluyor da NVIDIA Reflex bunu başarabiliyor? NVIDIA Reflex SDK ile geliştirilmiş rekabetçi oyunlarda (Apex Legends, Battlefield 2042, COD: Warzone, Escape From Tarkov, Fortnite, Overwatch, Rainbow Six: Siege ve son dönemin en popüler FPS oyunu VALORANT) karşımıza çıkan bu teknoloji, ekran kartının tam kapasite kullanıldığı dönemlerde sistem gecikmesini optimize etmesini ve minimal düzeylere indirmesini sağlamaya odaklı çalışıyor.
Oyunların grafik ayarları bölümünde karşınıza gelecek Reflex seçeneğinden aktif edebileceğiniz bu deneyim ile birlikte oyun içinde daha hassas ve daha duyarlı bir nişan alma kabiliyetine erişebilmenize yardımcı olacaktır. Sizin oyunda hızlı olmanız rakiplerinize karşı da avantajlı olmanıza olanak sağlayacaktır.
CPU ile GPU arasında var olan Render akışındaki yoğunluğu en iyi hale getirerek oyuna verdiğiniz komutların ekrandaki tepki süresini ve sizin onları algılama süresini en düşük sürede olabilecek şekilde oluşturma üzerine kurulu diyebiliriz.
Burada ortaya çıkan pozitif fayda için sadece teknolojinin kendisi elbette yeterli değil. NVIDIA Reflex’i merkeze koyduğumuzda bir G-SYNC destekli monitör, doğal olarak RTX ve Reflex’e adapte olmuş mouse ihtiyacını da gözden kaçırmamak lazım. Herhangi bir mouse olmaz mı? Uygulamada bir sorun teşkil etmiyor lakin uçtan uca en iyi ölçümleme için NVIDIA’nın önerdiği partner markaların ürünleri size daha iyi performansın kapısını açacaktır.
İşlem basamağı olarak elinizdeki mouse’u G-SYNC destekli monitöre bağlıyor, monitör üzerinden de PC’nize aktarma yapıyorsunuz. Bu sizin mouse hareketlerinizin ölçümlenebilir olmasını sağlıyor. Devam eden adımlarda Geforce Experience üzerinden Performans kısmından tüm verileri elde edebiliyorsunuz.
Gerekli takip ayarlarını açtıktan sonra oyuna girip işlerin nasıl döndüğünü analiz etmesi için biraz tek başınıza alıştırma yapmanız gerekiyor. Reflex gecikme analizinde mouse’unuzdan yaptığınız tıklamaları yakalayarak ekranda var olan atış noktasına ulaşma süresini ölçer.
Daha başarılı olabilmeniz için monitöre entegre edilmiş bu sistem, rekabetin temelinde yer alan “Başarıya odaklanırken yüklerden kurtulma” prensibinden yola çıkıyor.
Reflex kullanmalı mıyız?
Başarıya ulaşmak isteyen herkes için evet yanıtını verebiliriz. Arada zaman kaybettiren ne kadar fazlalık varsa bunun optimize edilmesi her türlü kazanımdır.
Reflex kullanmak için hangi ekran kartlarına ihtiyacımız var?
Yukarıda adı geçen ailelerden ekran kartına sahipseniz REFLEX teknolojisinden yararlanabilirsiniz. Burada kritik olan nokta, her oyun geliştiricisi Reflex SDK’sını aynı oranda kullanmıyor. Bir VALORANT ile Call of Duty Black Ops Cold War içerisinde temelde Reflex iyileştirmesi var fakat oyun içi gecikme takibi gibi kısımlarda farklı uygulamalar mevcut.
Temelde bir NVIDIA ekran kartı ve Reflex destekli oyun ile hayatınızda fark yaratmaya başlayabilirsiniz. Bu deneyimi daha da iyi noktaya çekmek isterseniz 240 Hz ve 360 Hz (bu konuda özellikle 360 Hz öneriliyor) G-SYNC destekli bir monitör RTX 30 serisi bir ekran kartı ve Reflex destekli mouse ile başarıya giden yoldaki kayıplarınızı en aza indirme konusunda iyi bir adım atabilirsiniz.
NVIDIA RTX 3080 Ti, Tam bir canavar!
RTX 30 serisinde 3090 ile 3080 arasında kendine yer bulan ve saf bir performansı bizlere sunmak için paketlenip piyasaya sunulan 3080 Ti serisi kartlardan 12 GB’lık Palit RTX3080 Ti GAMINGPRO modeli ekran kartı ile bir süredir farklı oyunlarda zaman geçirdim. Daha önce Palit markasından bir ürün ile alakalı deneyim yaşamadığım için bir miktar heyecanlı bekleyişin arkasından ekran kartını kutusundan çıkartıp sisteme montajını yaptım. Bu süreçte rakiplerinden segmentinde hiç eksiği olmadığını da görme fırsatım oldu.
Kartın genel hatları hem sade hem de RGB kanalları ile şık bir dizayna sahip. 3 fanlı yapısı ile yüksek performansı düşük gürültü ve iyi hava soğutması sağlayacak şekilde birleştiren Palit, çift taraflı u şeklindeki ısı boruları ile sirkülasyonu en iyi şekilde soğutacak kombinasyona odaklanmış. Bu şekilde uzun saatler boyunca çalışacak kart üzerinde stabil bir ısı akışı ve uzun soluklu performans hedeflenmiş.
Palit RTX3080 Ti GAMINGPRO Teknik Özellikleri
Ana bileşenler olarak bu değerlere sahip olan Palit RTX3080 Ti GAMINGPRO, PCI-E 4.0 desteği ile birlikte geliyor. Kart üzerinde 1 adet HDMI 2.1 ve 3 adet DisplayPort 1.4 çıkışı mevcut. Maksimum çözünürlük olarak 7680x4320 piksele kadar çıkabiliyor. 2.7 slotluk bir alan kaplayan ekran kartı, kasa içinde ise 294 x 112 x 60 mm’lik bir bölgeye ihtiyaç duyuyor. Bu kartı tercih edecek kullanıcılar için 350W’lık bir hacim ise güç kaynağınız üzerinde kart için hazırda olması beklenmekte. Minimum önerilen güç kaynağı skalası ise 750W ve üzeri olarak not düşebiliriz. Kartı aktif olarak kullanabilmek için 8-pinlik güç kablolarından 2 tanesini takmanız yeterli oluyor.
Ekran kartını deneyim için monte ettiğim test sistemim:
Intel Core i9-9980XE (280 mm’lik sıvı soğutma ile soğutuluyor)
32 GB RAM
512 GB M2 SSD
1200W PSU
Windows 10 PRO 21H1
Bu kartı montaj etmeden önce aynı sistem üzerinde farklı bir donanım üreticisinin RTX 2070’ini şahsi kartım olarak kullanmaktaydım. O kartı çıkartıp yerine bunu montajlayıp bilgisayarı açtım ve 1-2 defa yeni donanımı algılama ile alakalı yeniden başlatma hariç hiçbir problem yaşamadan ve format dahi atmadan hayatımı kaldığı yerden devam ettirdim.
Eskiden bu bizler için gerçekten sıkıntılı bir durumdu, yeni bir donanım alındığında illa format atmak ve sistemi sıfırdan kurmak gibi batıl olmayan ama bizi yoran inançlarımız vardı. Sağolsun yeni Windows sürümleri bu durumu minimal boyutlara indirdiler. Şimdi bir format atacak olsak bile USB 3.0 destekli bir stick ve M2 SSD ile ile birlikte ortalama 7 dakikada (evet saat tuttum) sıfırdan güncellemeler hariç Windows kurulumu yapılabiliyor.
Montaj kısmında hoşuma giden bir diğer konu ise kartın tasarımı açısından rahat tutulabilir olmasıydı. Bazı modellerde ekran kartının etrafındaki tasarımsal boşluklar sizi kartı monte ederken ve sökerken tutacak yer bulma kısmında oldukça zora sokabiliyor. Yüklü miktarda para verdiğiniz bir donanımı da zaten eliniz titreyerek kasaya yerleştirirken daha fazla strese girmenize sebep olabiliyor.
Performans, sıcaklık, gürültü ve oyun testleri açısından çizgisini hiç bozmayan bir cihaz olduğunu söyleyebilirim. Kasaya ilk taktığım andan itibaren özel bir ayar yapmadım. Neyse onu kullanmaya ve standart bir kullanıcı gözünden nasıl algısı olduğuna odaklandığım Palit RTX3080 Ti GAMINGPRO’nun açılış ısısı ortalama 40-50 derece civarında hareket ediyor. Siz gündelik işlerinizi yaparken de kart olabildiğince düşük profilde çalışıyor, GPU ihtiyacı doğana kadar kart size kendini unutturuyor. Akıllı fan kontrol sisteminin de bunda payı büyük. Gerçekten bir GPU ihtiyacı doğana kadar fanlar dönmüyor. Soğutma gereksinimi oluşacak bir performans ile birlikte fanlar hareket haline geçiyor.
İsterseniz Palit’in ThunderMaster yazılımı ile ışıklandırmayı, Overclock seçeneklerini ve Fan ayarlarını yapabilirsiniz. Yazılım hem detaylı hem de kafa karıştırmayan düzgün bir arayüze sahip. Bu konuda Palit’in web sitesinde ürün ve hizmetlerle alakalı video şeklinde içerikler de mevcut. Kullanıcı açısından bir donanımı satın almadan hizmetlerin nasıl gerçekleştiğini görebilmek çok büyük bir nimet.
Performans kısmında kart ilk tanışmamızdan beri sürdürdüğü başarılı çizgisini devam ettirdi. FPS oyunları ağırlıklı olmak üzere popüler çoğu oyunla bu canavarı yormayı denedim. Aynı anda 3 farklı monitör takarak standart kullanım halinde bir performans sorunu yaşamadım. 2 tane 1920x1080 ve 1 tane 4K monitör ile After Effects, Premier, Photoshop gibi CUDA özelinde çalışabilen programlarda gayet keyifli zamanlar geçirdim. İşin koyun kısmına geçtiğimizde ana monitörümün 144 Hz ve 1080p olmasından mütevellit çoğu oyunda 1080p çözünürlükte maksimum ayarlarda deneyim elde ettim. Genellikle 80 dereceyi aşmayan sıcaklıklar ile etkili ve sessiz fan performanslarında oyununa ve optimizasyonuna göre 150-200 FPS’ler ve üzerlerini de deneyimleme fırsatım oldu.
Bu kartı en fazla denemek istediğim yapım ise Watch Dogs: Legion idi. Özellikle RTX 30 serisi için hayatımıza dahil olan bu oyunda RTX namına oldukça fazla detay mevcut. Hem şehrin bence keyifli bir şekilde oyuna aktarılmış olması, detaylar ve yorucu olması açısından iyi sonuçlar aldım diyebilirim.
1080p çözünürlüğünde bütün ayarlar ULTRA seviyede ve DLSS kalite modunda iken 9.1 GB’lık bir ekran kartı kullanımı mevcuttu. DLSS şu an hayatımıza girmiş ve GPU tabanında çok büyük bir yük alan / fark yaratan teknoloji diyebiliriz. Aynı objeyi, farklı dinamiklere göre algılayarak, öğrenerek ve geliştirerek alanda konuya dahil edebilen ve bu algoritması ile render performansı açısından sistemi büyük bir angaryadan kurtaran döngü, günümüzde performans ve kalite şeklinde 2 farklı deneyimi bize sunabiliyor. Daha fazla FPS ya da daha iyi görüntü kalitesi olarak bu deneyimi taçlandırabiliyoruz.
Yakın zamanda çıkış yapacak olan Call of Duty Vanguard’ın betasında bu kartı deneyimleme fırsatı yakaladım. NVIDIA’nın çoğu oyunda çıktığı gün uyguladığı en iyi optimize driver ve destek çalışmaları Back 4 Blood gibi oyunlarla artık beta aşamasında da oyuncularla buluşmaya başladı. Vanguard’da da esintilerini gördük. DLSS teknolojisi henüz tamamen piyasaya çıkmamış Vanguard içerisinde oldukça iyi sonuç veriyordu. Çap olarak küçük ve orta büyüklükte haritalarda, yer yer çok katlı binaları kapsayan ve yoğun çatışmaların yaşandığı bir düzlemde oyun deneyimi sunan Call of Duty Vanguard deneyimim boyunca 70-80 derece aralığında ve fanların optimize çalışmasını zorlamayacak şekilde performans aldım. Oyunun beta olmasından dolayı tam bir kıyas unsuru olamayacağını belirtmemizde fayda var. Aynı şekilde 144 Hz’lik 1080p monitör beslemesinde de sorunsuz bir şekilde deneyim yaşattı.
Ekran kartınızı bu aralar değiştirmek istiyor, bütçenizin el verdiği ölçüde performanslı bir seçenek arıyor, 3070 ve 3070 Ti’ın size yetmeyeceğini düşünüyor, 3080’den daha iyi fakat 3090’dan daha uygun fiyatlı bir ekran kartı arıyorsanız doğru yerdesiniz. 3080 Ti bu aralıkta size performans sunmayı amaçlıyor.
İlandır