Beşiktaş’ı dün iki farklı gözle değerlendirmek gerekiyor...
Fatih Kaya yazıyor
Bir - Nobre’siz... İki – Nobre’li...
**
Kara kartal’ın Nobre’siz olduğu dakikalarda, Beşiktaş çok üretken bir grafik sergiledi... Bobo sakatlanıp çıkıncaya kadar, özellikle İbrahim Kaş ve Nihat’ın kullandığı sağ kanattan geliştirilen akınlar golün sinyalini veriyordu... Nitekim Ekrem’in ıskaladığı ve Tabata’nın direkte patlayan topunun ardından, Kaş’ın harika ortasına sakatlanma pahasına ayak koyan Bobo skoru Beşiktaş’ın lehine çevirmeyi başardı... Hatalı ofsayt bayrağına takılan ikinci gol, sakat oynamasına rağmen Bobo’nun verimini gösterirken aynı zaman da bizlere hissettiriyordu... Siyah beyazlılar harika futbol oynamasa bile taraftarına iç organlarına kadar kazanacağız mesajı vermeye başladı... Zira, Beşiktaş artık farka gider dediğim dakikalarda, Bobo’yu yerde görmekle birlikte o inanç kuş olup uçtu... Çünkü oyuna girecek ismi biliyordum... Nobre... Bobo – Nobre değişikliği, Nobre’ye olan güvensizliğimin yanı sıra, iki futbolcunun sahada yapabilecekleri ile de doğru orantılı... Sivasspor’un iki defans oyuncusu Sedat ve Murat mücadeleci futbolcular, göğüs göğüse sabaha kadar futbol oynamaya elverişliler... Bir o kadar da araya atılan toplarda ağır kalıyorlardı... Bobo her ne kadar durgun görünsede kıvraklığı ve topla iyi hareketlenmesiyle, tek başına olmasına rağmen oyunda kaldığı dakikalarda Sivas savunmasını çok yıprattı... Nobre’yi severim... Mücadeleci ruhu her zaman örnek alınmalı... Hatta, çift forvet oynayan Beşiktaş’ta ilk yazacağım isim Nobre olur... Ancak dediğim gibi çift forvet oynanan bir dizilişte Nobre’yi yazarım, tek forvet oynatmam... Nobre teknik değil, çalım atamaz, şut atamaz, kontra atak futboluna uygun değil, top süremez... Nobre ne yapar diyeceksiniz? Beşiktaş, tamamen hücumu düşündüğünde, ceza sahasına uzun toplar şişirdiğinde veya kanattan gelen ortalarda Nobre iş yapar... Tam anlamıyla karambol golcüsü... Ceza sahası içinde son vuruşları iyi yapıyor... Kritik nokta, Mustafa Hoca’nın sahaya sürdüğü 4-2-3-1 düzeni ve oyun anlayışı Nobre’ye göre değil... Artı Sedat ve Murat gibi iki sert savunmacıya karşı Nobre üstünlük sağlayamazdı... Maçın genelinde de üstünlük sağlayamadı... O güçlü Nobre kaybolup gitti...
**
Nobre’nin mücadeleci futboluyla her zaman sahada arkadaşlarına yardımcı olmuştur... Peki dün, Sivas’ta aynı görüntü var mıydı? Hayır... Belli ki Nobre’nin sorunları var... İngiltere’ye, eşinin rahatsızlığı nedeniyle gitmemesi de bunu gösteriyor... Kısa süre de Nobre’nin toparlanması gerekiyor... Aksi durumda devre arasına az kaldı, Beşiktaş Avrupa Ligi’ne kalifiye olursa, Nobre’nin alternatifi aranmaya başlar...
##
Nihat’a zaman gerekiyor
Dün bir çok yorumcunun aksine Nihat’ı çok beğendim... Öncelikle belirtmeliyim, Nihat’ın ilk amacı gol atmak değil... Topu hücuma taşıyarak, atak başlatmak... En azından dün izlediğim Nihat bana bunu gösterdi... Çoğu zaman topu ceza sahası üzerinden alıp, takım arkadaşlarını rahatlattı... İbrahim Kaş’ın hücuma çıktığı dakikalarda savunmanın sağındaki boşluğu doldurdu... Mücadele edip, pres yaptı... İleri-geri 90 dakikaya yakın oynadı... Bir çok görevini başarıyla tamamladı... Eksikleri yok muydu? Tabii ki vardı... Şut atması ve ceza sahası içine girmesi gerekirken gol yollarından uzak kaldı...
**
Nihat İspanya’da uzun yıllar böyle bir mevkide oynamadı... Daha verimli olması için sağ açık bölgesinde ısrar edilmesi gerekiyor... Yetenekleri ve tecrübesiyle kısa süre içinde performans anlamında zirve yapacağına eminim... Biraz zamana ihtiyacı var sabırsız davranmamak gerekiyor...