Güncelleme Tarihi:
1953-54 yılları... Vatan Gazetesi'nin -bugün basın yokuşu olmaktan çıkan- Cağaloğlu'nun Molla Fenari Sokağı'ndaki en az yüz yıllık ahşap yapısının 'çatı' dediğimiz en üst katında Tunç Yalman'la Sanat Yaprağı'nı çıkarıyorduk.
...
Ne zaman tiyatro üstüne konuşmaya kalksak, Tunç Yalman sözü Muhsin Ertuğrul'a getirir, onun Türk tiyatrosuna yaptığı saymakla bitmez katkılardan, boyun eğmez, ödün vermez, tutkulu, tutarlı kişiliğinden söz ederdi. Daha tiyatronun adını duyduğumuz gün, tiyatroyu onsuz onu tiyatrosuz düşünemez olmuştum. Ama Muhsin Ertuğrul'a karşı duyduğum asıl derin saygı Sanat Yaprağı günlerinde Tunç Yalman'ın anlattıklarıyla başladı sanıyorum.
...
Muhsin Ertuğrul'a duyduğum saygı her buluşmamızda daha da artıyordu. 60. Sanat Yılı'nda çıkardığımız kitaba da Muhsin Ertuğrul'a Saygı adını vermiştik. Kitabın önsözünde Sabahattin Eyüboğlu şöyle diyordu: ‘‘Türk seyircisinin tiyatroya saygısı bu ülkücü sanat adamının kişiliğine duyduğu saygıyla başladı. Çağımızda sanatın kazandığı saygınlığı, bir çeşit yeni kutsallığı ne yazık ki yöneticilerimizden çok yöneticilere karşı direnen, sanatın hakkını titizlikle savunan yürekli sanat adamlarına borçluyuz. Bunlar arasında sanatların halklara en yakın, en rüzgárlı kavşağında Muhsin Ertuğrul'umuzun eğilmez başı da vardır.’’
Ertuğrul'un 60. Sanat Yılı dolayısıyla bir zamanlar oyunlar sahneye koyduğu Ses Tiyatrosu'nda düzenlediğimiz Kutlama Gecesi gösterisini yazarlardan, yönetmenlerden, oyunculardan, sahne işçilerinden oluşan koro, Shakespeare'in Hamlet'inden alınan şu sözlerle bitiriyordu:
Kim dayanabilir zamanın kırbacına
Zorbanın kahrına, gururunun çiğnenmesine
Sevginin kepaze edilmesine
Yasaların bu kadar yavaş
Yüzsüzlüğün bu kadar çabuk yürümesine
İyilerin kötülere kul olmasına
Kimse, insan doğup insanca ölmeye kararlı
Hiçbir insan
Hele Muhsin Ertuğrul
Asla...
Muhsin Ertuğrul öldüğünde korktuğumuz başımıza gelmiş, bizlerin önerileriyle yazmaya başladığı altı ciltlik olarak tasarladığı anılarını tümüyle bitirememişti. Prof. Dr. Özdemir Nutku'nun çalışmalarıyla bütünleştirilen, Dr. Nejat Eczacıbaşı Vakfı'nca Benden Sonra Tufan Olmasın adıyla yayımlanan anılar Türk tiyatrosunun en önemli kaynak yapıtlarından biridir. Başka bir kaynak yapıt da, çok iyi bir yazar olan Muhsin Ertuğrul'un tiyatro yazılarını ve denemelerini içeren, yine Eczacıbaşı Vakfı'nın yayınladığı Gerçeklerin Düşleri'dir.
Muhsin Ertuğrul'un yıllarca yakınında bulunmuş, 1960'larda İstanbul Şehir Tiyatrosu'nun altın çağı denilen yetenekli genç sanatçıların katıldığı Kadıköy, Üsküdar, Fatih, Zeytinburnu semt tiyatrolarının açıldığı, orta öğretim başlangıcındaki öğrencilere özel gösterilerin gerçekleştirildiği, Rumelihisarı surları içinde bir yazlık tiyatronun düzenlediği dönemde onunla birlikte çalışmış olan Tunç Yalman'a yazdığı mektuplar onun düşüncesine ışık tutan kişiliğini yansıtan bir başka kaynak yapıtı oluşturuyor.
Tunç Yalman'a yazdığı mektuplar onun düşüncesine ışık tutan kişiliğini yansıtan bir başka kaynak yapıtı oluşturuyor.
Muhsin Ertuğrul, yaptıklarından çok yapamadıklarını anlatırdı. Ertuğrul tiyatronun en etkili eğitim aracı olduğuna inanıyordu.