Güncelleme Tarihi:
Aragones…
Frank de Boer…
Flavio Conceiçao…
Ariel Ortega…
Nikolas Anelka…
Kleberson…
Roberto Carlos…
John Carew…
Cassio Lincoln…
Mateja Kezman…
Franck Ribery…
Stephen Appiah…
Ailton…
Ricardinho…
Kimi kaçtı, kimi kendini zorla sattırdı…
Ortak özellikleri, geldiklerine geleceklerine pişman oldular…
Şimdilerde yukarıdaki isimlere dahil edilme olasılığı yüksek 3 tane isim var…
Nihat Kahveci, Daniel Güiza ve Dos Santos…
Mesela Dos Santos gelmeden Haldun Üstünel’i “her kulübe lazım” diyerek göklere çıkartan medya, bir ay geçmeden hemen kararını verdi Fos Santos…
Bakın bir cümleden çok kolayca anlatılabiliyor…
Ne kadar net…
Peki, bu kadar basit mi?
Hayır…
Geçen günlerde Daniel Güiza için yapılan klip, internet sayesinde paylaşıldı ve rezillikten bir anda herkesin haberi oldu…
Burhan Çaçan’ın “Neden geldim İstanbul’a?” şarkısı eşliğinde alaycı bir zihniyette hazırlanmış…
Sebep?
Hangi mantık ile bu klip hazırlandı çok merak ediyorum?
Döktüğü o gözyaşlarının hangi damlası alay edilmeyi hakediyor?
Her şeyi bir kenara bırakıyorum…
Sunulan programın özelliği nedir?
“Kaliteli ve seviyeli tartışmaları ilke edinmesi”…
Nasıl bir ilkeymiş ki bu gözyaşlarıyla alay edinmeyi kaliteli ve seviyeli görüyor!
Merak ediyorum hangi mantıkla taraftara akıl hocalığı yapacaksınız, yapılan hataları kınayacaksınız?
Bu hazırladığınız klip sonrası kınama gibi bir hakkınız olmaz, sadece kına yakma gibi bir hakkınız olabilir!
Soruyorum!
Şu klibin bir tane yapıcı özelliği var mı?
Duayen olmak bu mu?
Gelecek nesillere öğretecekleriniz bunlar mı?
Sizden bu şekilde mi ders alalım?
Güiza’nın gözyaşı döktüğü resmi böyle mi tasvir edelim?
Benim vicdanım el vermiyor…
Bugün Güiza, yarın Nihat, sonraki gün Dos Santos…
Sıkıntılar, sorunlar olabilir, futbolcuların zaman zaman başarısız dönemleri olabilir ve olacaktır…
Ne olursa olsun, alaycı tavırlarla milletin kucağına bırakılmayı hak etmiyorlar…
Sizin baktığınız açıdan “neden geldim” değil ancak “neden geldin” olur…
Bugün Güiza yarın bir başkası, değişen bir şey olmayacak…
Her gelene aynı şekilde davranacaksınız…
Neden geldin İstanbul’a?