OluÅŸturulma Tarihi: Eylül 06, 2003 00:00
Ralli parkurlarında kimseye nefes aldırmayan Finliler, atletizm pistlerinde hegemonya kuran Kenyalılar, masa tenisinin hakimi Çinliler veya tüm dünyaya yayılan Brezilyalı futbolcular. Bu ülke sporcularının bazı
spor dallarında üstünlük kurmalarının sebebi nedir? Niye yıllardır bu üstünlüklerini sürdürüyorlar? Hepsinin bir açıklaması var. Coğrafi konum, iklim, genetik köken rol oynuyor. Ama sadece bunlar değil, bir spor dalına verilen özel önem de bu üstünlükte pay sahibi olabiliyor.Atletizm pistlerinin efendisi KenyalılarKenyalı orta ve uzun mesafe koşucuları 35 yıldır atletizm pistlerini kasıp kavuruyor. 1968 olimpiyatlarında Kipchoge Keino'nun 1500 metre şampiyonluğundan sonra Kenyalılar pistlerde gözükmeye başladı. 1980'den sonra tüm orta ve uzun mesafe koşularında hakimiyet kurdular. Avrupa'daki grand prix yarışlarında peş peşe 10 Kenyalı'nın sıralandığını görmek artık şaşırtıcı değil. Şampiyon Kenyalıların büyük kısmı ülkenin doğusundaki Rift Vadisi'nden ama özellikle Nandi Vilayeti'nden çıkıyor. Bu bölgede yaşayan Kenyalılar'la diğerleri arasında genetik bir fark yok. Ancak, Rift Vadisi ve Nandi'nin rakımı 4 bin metrenin üzerinde. Yüksek rakımda yetişen atletler deniz seviyesine inince çok daha iyi performans gösteriyor. Bu nedenle birçok atlet ülkelerinden kalkıp Rift Vadisi'ne çalışmaya gidiyor.100 metrede beyaz şampiyon görmek zorOlimpiyatlarda 100 metre yarışında siyah olmayan şampiyonlara pek rastlanmıyor. Bu siyah sprinterlerin çoğu ABD'den çıkıyor. Jesse Owens'ın 1936'da olimpiyat şampiyonluğunu takiben Bob Hayes, Jim Hines ve Carl Lewis gibi şampiyonlar yetişti. ABD'de üniversiteler bir sprinter deposu. Örneğin geçen yıl 10,30’dan iyi bir derece koşmuş 30'dan fazla ABD'li atlet vardı. Hem kadın hem erkeklerde dünya rekoru ABD'li atletlerin elinde. Bu üstünlükte genetik yapının etkisi var. ABD'li siyahların kökeni Batı Afrika. 16. ve 17. yy.larda kölelerin büyük kısmı bugün Senegal, Nijerya gibi ülkelerin bulunduğu bölgelerden getirildi. Bu bölge halkının ortak özelliği atletik yanı öne çıkaran bir anatomik yapıya sahip olması.Avustralyalı değil sanki
balık adamAvustralya yarım yüzyıldır önemli bir yüzme geleneğine sahip. Melbourne'de her mahallede bulunan yüzme havuzlarına bakınca bu gelenek daha iyi anlaşılıyor. 1978'de Ulusal Spor Enstitüsü'nün kurulmasıyla her semte olimpik ya da yarı olimpik yüzme havuzu yapıldı. Rusya'dan getirilen antrenörler atılımda önemli rol oynadı. Ufak yaştan itibaren yüzmeyle haşır neşir gençlerden. Ian Thorpe 1998'de 15 yaşında iki dünya şampiyonluğu kazandı. 2000 Sydney olimpiyatlarında dört ve ertesi yıl Fukuoka'daki dünya şampiyonasında erkek yüzücüler toplam dokuz altın madalya kazandılar. Bu dokuz altının altısı yine Thorpe'a aitti.Slalomda öncü AvusturyaAvusturya dağlık bir ülke. 19. yüzyılda İskandinavların keşfettiği kayak sporunu kendi dağlarına uyarlayan Avusturyalılar ilk kayak merkezlerini Kitzbühel ve St. Anton'da açtı. Alp disiplini kayağın ilk teknik kitabını da Avusturyalı Mathias Zdarsky yazdı. 1956'da Toni Sailer Alp disiplininde üç olimpiyat altını kazanan ilk kayakçı oldu. Son yıllarda erkeklerde Herminatör lakaplı Hermann Maier ve Stephan Eberharter ile kadınlarda Michaela Dorfmeister
dünya kupası yarışlarının en baÅŸarılı isimleri arasında. 31 yaşındaki Maier dokuz dünya kupası ÅŸampiyonluÄŸu kazanırken 38 yarışta kürsünün en üst basamağına çıktı.Samuray çocuklarından baÅŸkası judocu olabilir mi?Judonun beÅŸiÄŸi Japonya en büyük ÅŸampiyonları yetiÅŸtirdi. Samurayların geleneksel savunma sporu judonun kökenleri 18. yüzyıla gidiyor. 1882'de Tokyo'da Kokodan isimli bir okul açan Jigoro Kano judoya isim babalığı yaptı. Judoyu Avrupa'ya da Japon ustalar tanıttı. Japon judocular 1956'dan beri dünya ÅŸampiyonalarında 170'in üzerinde madalya kazandı. Erkeklerde diÄŸer ülkelerin madalya toplamı Japonya'nınkinden daha az. Naogo Ogava ve Yasuhiro YamaÅŸita gibi judocular defalarca dünya ÅŸampiyonu oldu.GüreÅŸ denilince tabii ki TürklerTürkler neden güreşçi millet, eski olimpiyat ve dünya ÅŸampiyonlarından Mustafa Dağıstanlı şöyle anlatıyor: ‘‘Bizim çocuklar ufak yaÅŸlardan itibaren Anadolu'da karakucak güreÅŸi yaparlar. Çıplak ayakla toprak üzerinde güreÅŸmek baldırları çok güçlendirir ve Türk güreşçilerin ayak oyunlarını eÅŸsiz hale getirir. Türkiye'de hem çayır güreÅŸi hem karakucak güreÅŸi yapılması her beceriye sahip güreşçinin yetiÅŸmesine olanak saÄŸlar.’’ Türk güreşçileri SSCB'nin çıkışına kadar dünya güreÅŸinin hakimlerindendi. 1960 Roma olimpiyatlarda yedi altın, iki gümüş madalya kazandılar. Türk güreÅŸi 1970'ten sonra 20 yıllık bir duraklama yaÅŸadı. 1990'larda tekrar bir atılım gerçekleÅŸti. Hamza Yerlikaya ve Åžeref EroÄŸlu gibi güreşçiler bu kez grekoromende defalarca dünya ve olimpiyat ÅŸampiyonu oldu.Futbolcu deposu BrezilyaBrezilya dünyanın en büyük futbolcu ihracatçısı ülkesi. Åžu anda Ä°zlanda'dan Çin'e dünyanın dört bir köşesinde 10 bin Brezilyalı meÅŸin toptan ekmek parasını çıkarıyor. Rio Janeiro ve Sao Paulo'nun plajlarında yetiÅŸen genç Brezilyalılar kumda oynamanın verdiÄŸi tekniÄŸi doÄŸuÅŸtan gelen atletik kabiliyetle birleÅŸtiriyor. Brezilya'nın 12 ay futbola oynamaya elveriÅŸli iklimi ve 170 milyonu aÅŸan nüfusu da diÄŸer avantajları. Pele'nin iddiasına göre 70 milyon Breziyalı futbol oynuyor.Yugoslavya adı kalmadı basketbolcusu bankoSlav ırkının uzun boyu üstün bireysel becerilerle birleÅŸince Yugoslavlar'ın basketbola nasıl damga vurduÄŸunu ortaya çıkıyor. Ayrıca basketbol Yugoslavya'da bir kültür. Ãœlkenin en ücra köylerinde bile iki basketbol potasına rastlanır. Ãœnlü antrenör Novosel'in 1960'larda milli takımının başına gelmesi bir dönüm noktası oldu. Oyuncuların bireysel yeteneklerini ön plana çıkaran bir sistem sayesinde hücum gücü yüksek, çok iyi ÅŸutör basketbolcular çıktı. Drazen Petrovic ve Toni Kukoc gibi oyuncuların önderliÄŸinde 1980'lerin sonunda dünya basketbolunda rakipsiz güç haline geldiler. Artık Yugoslavya ismi ortadan kalktı. Ama bu gelenekten gelen Bodiroga, Stojakovic, Jaric gibi oyuncular basketbola damga vurmaya devam ediyor.Ä°spanyol teniste geçit vermezAkdeniz ülkesi son 15 yılda Arantxa Sanchez, Sergi Bruguera, Carlos Moya, Albert Costa ve Juan Carlos Ferrero gibi isimleri dünya tenisine kazandırdı. Bu hamle 1980'lerin ikinci yarısında Barselona'da baÅŸladı. Ilıman iklime sahip, az yağış alan Katalonya kentine yüzlerce toprak kort inÅŸa edildi. Yaz-kış demeden toprakta koÅŸturup raket sallayan Ä°spanyol tenisçilere her yıl yenileri eklendi. Katalonya'da tenise ayrılan bütçenin hızla yükselmesi ülkenin diÄŸer bölgelerinden tenisçileri de çekti. Åžu anda dünya sıralamasında ilk 100 erkek tenisçi arasında 14 Ä°spanyol var. Haziran ayında 22 yaşındaki Juan Carlos Ferrero Roland Garros'u kazandı. Kadınlarda ise ilk 100'de altı Ä°spanyol bulunuyor.Finli varsa ralli ÅŸampiyonluÄŸunu unutFinlandiya hep iyi ralliciler yetiÅŸtiriyor. Juha Kahkunen, Ari Vatanen, Tomi Makinen, Marcus Grönholm gibi birçok Finli rallici son 20 yıla damgalarını vurdu. Ãœlkenin nüfusuna oranla çok büyük bir yüzölçümü var. YerleÅŸim birimleri birbirinden çok uzak. Ayrıca 8-9 ay zorlu hava koÅŸulları altında geçince yollar da bozuluyor. Finli gençler buz tutmuÅŸ toprak yollarda araba kullanarak ister istemez pratik yapıyor, ralli pilotluÄŸuna hazırlanıyor. 1979'dan bu yana dünya ralli ÅŸampiyonalarında Finli sürücüler 13 kez zafere ulaÅŸtı. Geçen yılın ÅŸampiyonu da Finli Marcus Grönholm'du.Masa tenisinde tartışmasız ÇinMasa tenisi ilk Ä°ngiltere'de oynandı. Asya'ya 1950'lerde batılılar tarafından getirildi ve zamanla Çin egemenliÄŸi altına girdi. Hatta 1971'de ABD'yle yakınlaÅŸma bile masa tenisiyle baÅŸladı. Masa tenisçileri iki ülke arasında 22 yıl aradan sonra ilk teması saÄŸladı. 1960'tan beri hem erkek hem kadınlarda dünya ÅŸampiyonluklarının yarıdan fazlasını Çinliler kazandı. Son dünya sıralamasında ilk 10 sporcu arasında kadınlarda altı Çinli ve iki Hong Konglu, erkeklerde dört Çinli ve iki Tayvanlı var. Geçen mayısta Paris'teki dünya ÅŸampiyonasında kadınlar, çiftler ve karışık çiftlerde tüm finalistler yine Çinli'ydi.Kanada'nın buzu adamı hokeyci yaparKanada yılın büyük kısmını buz altında geçiriyor. Kanadalılar buz hokeyini 19. yüzyılda yarattı. 1855'te ilk buz hokeyi turnuvası Ontario'da düzenlendi. Ä°lk kurallar 1879'da Montreal'deki McGill üniversitesinde kağıda döküldü. 1917'de Kanada ve ABD'de profesyonel buz hokeyi ligi NHL kuruldu. NHL ÅŸampiyonuna verilen Stanley Kupası'nı Montreal Canadians takımı 23 kez havaya kaldırdı. Ä°lki 1920'de yapılan dünya ÅŸampiyonalarında da Kanada 21 kez altın madalya aldı. 30 milyon nüfuslu Kanada'da 3 bin buz hokeyi sahası ve 1.5 milyon lisanslı hokeyci var. Buz hokeyi tarihinin en büyük oyuncusu Wayne Gretzky 3239 sayıyla ulaşılması güç bir rekor kırdı.Â
button