Ne mutlu Türküm diyene

Güncelleme Tarihi:

Ne mutlu Türküm diyene
Oluşturulma Tarihi: Haziran 23, 2002 01:49

İŞTE Atam, bunlar senin sporcuların, bunlar senin istediğin gençler, Devrim yaptılar. Dünya Kupası'nda yarı finale kaldılar.

Hem de rakiplerini eze eze. Türkiye, dün Dünya Kupasındaki seri maçlarının en muhteşemini oynadı. Çok akıllı bir taktik veren Şenol Güneş, bunu sahada en iyi uygulayan çocukları ile birlikte muhteşem bir gösteride bulundular. Bu arada iki sözümüz de Eurosport'a... İki gündür devamlı Senegal'in yediğini, içtiğini, yattığını, kalktığını nesi varsa ekrana döken bu kanal, utanmazlığın ve tarafgirliğin en kötü örneğini verdi. Siz Osmanlı tokadını bilirsiniz. Bir tokat da size vurduk.

İlk yarıda 6 gol fırsatını kullanamadık. Bunların dördü Hakan'ındı. Sanki Hakan'a büyü yapılmış gibiydi. Hele Yıldıray'ın kafasından giden topun, çizgiden çıkarılması imkansız bir olaydı. Demek ki şansımız da yoktu. İlk yarıda top bizde olduğu zaman 10 adamıyla kendi yarı sahasına tespih böceği gibi çekilen Senegal'in faullü ve rahatsız edici presine rağmen, akıllı paslarla, devamlı hareket halinde boş alanları kullanarak, kendimize fırsat yaratacak bir hayli delik bulduk. Ama ne yapalım ki, gol atamadık.

SÜPER DEFANS

Senegal ise topu kontrolüne aldıktan itibaren, çok adamla çabuk bir şekilde orta sahamızı geçip ceza sahamıza geliyordu. Çok pas hatası yapmaları, ama asıl önemlisi defansımızın başarılı oyunu ile onlar sadece 1-2 gol fırsatı elde edebildiler. Fadiga'nın attığı gol ise yüzde yüz ofsayttı.

İkinci yarıda oyun daha dengeli geçmesine rağmen golleri kaçıran taraf yine bizdik. Hakan Şükür'ün yerine İlhan Mansız'ın oyuna girmesiyle yeni bir heyecan, yeni bir ümit doğdu içimize. Ama sonuçta 90 dakika bitiverdi. Radyo Foreks adlı radyo kanalı ile dün bir röportaj yaptım. Onlara maçın 90 dakikası sonunda altın golle yarı finale kalacağımızı söyledim. Düş mü görmüştüm hayır, içime mi doğumuştu hayır. Asıl neden Afrikalı futbolcuların, maç sonlarında devamlı konsantrasyon eksikliğine uğramalarıydı. Üstelik gece yorgunuydular. Eurosport kanalına verdikleri demeçlerde kendilerinin geceleri 3'e 4'e kadar eğlendiklerini ifade ediyorlardı. Bu bir sporcunun fiziki yapısına çok aykırı olaylardır. İşte bunları düşünerek, altın golü atacağımıza inandım ve de altın gol geldi hem de müthiş bir şekilde.

EN BÜYÜK DEVRİM

90 dakika sonunda oyuna giren Arif', atak esnasında Daf tarafından düşürülmesine rağmen, hakem avantajı düşünerek devam işareti verdi. Top Ümit'e geldi. Ümit sağdan ortaladı. İlhan Mansız gelen topa durdurmadan vurdu. Ve altın gol, ve altın gol, ve altın gol ve böylece Türkiye İlhan Mansız'ın ayağından yarı finale gidiyor. Ama bu sadece İlhan Mansız'ın emeği değil. Saha kenarında terleyen başarılı bir taktik düzeni ortaya koyan Teknik Direktör Şenol Güneş'ten başlayarak tüm kadronun, sahada oynayan takımın o muhteşem seyircimizin medyamızın kısaca ülkemizin yani hepimizin alın teri ile oldu bu iş. Ama gene de futbolcularımızın ve hocalarımızın haklarını vermek gerekir. Bir altın sayfa daha eklediler. Bu, altından da fazla. Bunun değeri yok.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!