Oluşturulma Tarihi: Aralık 16, 2003 00:00
TRABZONSPOR yenilgisi, G.Saray'ın ligle bağlantılarını kopardığı berbat bir doksan dakikaydı. İlk yarı bitmeden, şampiyonluk umutlarını yitiriyordu G.Saray... Hiçbir G.Saraylının içine sindiremediği kötü bir final! Ve Terim basın toplantısında, G.Saray gibi oynamadıklarını söylerken, üstü kapalı, sitem ve öfke ile karışık bir gerçeği haykırmak istiyordu... Takımda G.Saray ruhu yok! Terim, gerçekleri sıralarken, Florya'da sinir krizine yakalanmış birkaç yüz taraftar da çığlık çığlığa bağırıyordu. Terim istifa! * * * TERİM'in istifası acaba G.Saray'ı kurtaracak bir çare mi? Ya da G.Saray'ı eski günlere döndürecek gerekli bir değişim olabilir mi? Böyle bir yoruma girmeyeceğim. Sadece, Terim'e istifa çığlıkları atan, o birkaç yüz taraftara birkaç kelime söyleyeceğim... Üç teknik adam, G.Saray Müzesi'ne kupa, şampiyonluk ve onur taşımaktan yorgun düşmüştür.
Galatasaray müzesini doldurup, dışarıya taşan kupaların yarısından çoğunda, o üç teknik adamın damgası vardır. Biri Gündüz Kılıç. Diğeri Brian Birch ve sonuncusu Fatih Terim... Terim farklıdır... Onun armağan ettiği kupaların çoğunda Avrupa damgası vardır. O damga çoğu G.Saraylı taraftarı bazı komplekslerden kurtarmıştır. O damga G.Saray'a yeni bir kimlik kazandırmıştır. O damga senin gönül verdiğin renkleri dünya markası yapmıştır. Ve kalkıp bağırıyorsun... Terim istifa. Hey... Kırmızı kazaklı çocuk. Sarı kazaklı adam. Ve bağıran diğer şaşkınlar... Düşünüyorum ve sizlere bir sıfat arıyorum. Galiba buldum... Nankörler! * * * SEBATSPOR-
BEŞİKTAŞ maçı öncesi Trabzon'da bir otelin lobisinde sevgili Vedat Okyar, İlyas Namoğlu ve bazı taraftarlarla Beşiktaş'ı konuşuyorduk. Laf, döndü dolaştı İlhan Mansız'a geldi. Mansız, Lucescu'ya sakatlığını ileri sürerek, Trabzon'a gelmemişti. Oysa, kulaktan kulağa dolaşan, hatta yazılan bir söylenti vardı. Kulüp doktoru Ayhan Optur, İlhan Mansız'ın hiçbir sakatlığı olmadığını vurguluyordu.... Herkesin içine bir şüphe düşmüştü. Mansız niye gelmedi? Bu arada Vedat Okyar araya girdi. Ve Sergen'in, İlhan Mansız için söylediklerini, noktasına virgülüne dokunmadan anlatmaya başladı. Bakın neler söylemiş Sergen Yalçın... Tam bir profesyonel. Sakatlığının tedavisi için gittiği Almanya'da bir günü kaytararak geçirmemiş. Günün 5 saati salonlarda ağırlık çalışmaları yapmış. Ümraniye'deki Nevzat Demir Tesisleri'nde bile sakatlığı nedeni ile aramıza katılmadığı idmanlarda, hemen salona geçer, bıkmadan usanmadan çalışır. Böylesine bir profesyonel görmedim. Şimdi merak ediyorum. Böyle profesyonelce davranan bir kişi, sakat olmadığı bir maç öncesi, sakat numarası yapabilir mi? Tribünlerin sevgilisi İlhan Mansız, Beşiktaş'ı bir deplasmanda yalnız bırakabilir mi? Kimliğine hiç yakışmayacak basit bir davranışa yönelebilir mi? Öyleyse nedir, can ile canan arasındaki sorun? İşte bunu merak ediyorum... * * * F.BAHÇE'nin, Denizli karşısında aldığı galibiyetin bir anlamı var. Bu bir sinyaldir... Beşiktaş, ligde yalnız değil. Öyleyse, hazır olun iki teknik adamın kapışmasına... Dahi Daum ve kurt Lucescu. İmparator mu nerede? O, birkaç nankörle uğraşıyor!
button