A.A.
Oluşturulma Tarihi: Haziran 07, 2011 11:13
Teniste Türkiye şampiyonluğu bulunan Ankara Tenis Kulübü Sporcusu Ergün Zorlu, 2001 yılında İspanya'da düzenlenen özel bir turnuvada mağlup ettiği ünlü İspanyol tenisçi Rafael Nadal'ın başarılarını biraz üzülerek biraz da gıpta ederek izlediğini söyledi.
Trabzon'da düzenlenen Türkiye Kulüplerarası Birinci ve İkinci Hürriyet Tenis Ligi müsabakalarına katılan Ergün Zorlu, AA muhabirine tenise başlayışını, başarılarını ve hedeflerini anlatırken, teniste dünyanın birinci sırasında yer alan Nadal'ı 16 yaşında, tenis eğitimi için gittiği İspanya'da katıldığı özel bir turnuvada yendiğini açıkladı.
Daha önce tenis oynayan iki ağabeyinin vasıtasıyla 5 yaşında ENKA
Spor Kulübü'nde tenis sporuna başladığını ve 12-14-16-18 yaş gibi çeşitli kategorilerde milli takımda yer aldığını anlatan Zorlu, şu anda da (A) milli takımda Türkiye'yi temsil ettiğini belirterek, “2010 yılı Türkiye şampiyonuyum, 2011 yılı Kış Kupası Türkiye şampiyonluğum var. Onun dışında diğer yaş gruplarında da tek ve çiftlerde Türkiye şampiyonluklarım bulunuyor. Yaklaşık 21 yıldır bu spora hizmet veriyorum. Ancak şu an dünyada 840. sıradayım” dedi.
Zorlu, 2001 yılının Ekim ayından Kasım ayı ortalarına kadar İspanya'da kaldığını ifade ederek, “Bir ağabeyim, tenis akademisinde eğitim almam, antrenman yapmam için beni oraya davet etmişti. İspanya'da Nadal'ın memleketi Mallarco şehrine gitmiştim. Nadal'ın kulübünde özel bir turnuva vardı. Hocamız da beni oraya yazdı, oynamam için beni teşvik etti. Kuralar çekildi ilk turda Nadal ile eşleştim. Tabii o zaman böyle güçlü değildi. O zaman daha zayıftı. Ben 16 yaşandıydım, o ise 15 yaşındaydı. Çıktık sert zeminde oynadık. 7-5 ve 6-4'lük setlerle ben kazandım. Öyle güzel bir anı kaldı benim için. O dünyada bir numara şimdi, ben de ülkemizin en iyi tenisçilerinden biriyim” diye konuştu.
“ONU ZİRVEDE GÖRÜNCE ÜZÜLÜYORUM”
Nadal'ı dünyada teniste zirvede görünce üzüldüğünü söyleyen Zorlu, şöyle devam etti:
“Zamanında onu yendim. Şu anda ilk yüzde olan bazı tenisçilerle o dönemde oynadım. Çoğunu yendim, bazılarına kaybettim. İyi mücadeleler yaptım. O zaman aramızda o sporcularla çok bir fark yoktu ama onlar profesyonel anlamda çok daha fazla turnuvada oynuyorlardı, çok daha fazla maç yapıyorlardı. Uluslararası arenalarda daha çok boy gösterdiler. Biz o zaman tabi maddi imkansızlıklar nedeniyle sponsor olmadığı için turnuvalara gidemedik, maçlara çıkamadık. Bu da bizim için dezavantaj oldu. Birkaç yıl sonra da aradaki fark açılmaya başladı. Bu durum beni olumsuz etkiledi.”
Yendiği dönemde Nadal'ın yine İspanya milli takımda oynadığını söyleyen Zorlu, “O yaşlardayken takımın 3 veya 4 numarasıydı. Şimdi dünyanın bir numarası. Sporcular genç yaşlarda kendini belli ediyor. Bu sporda iyi sporcu olabilecek diyebileceğiniz çok kişi yok. Bakıyorsunuz kişiye tenis oynayışından, rahatlığından topa vuruşundan her şeyi görebiliyorsunuz. Nadal o zaman güçsüzdü. Topa güzel oturuyordu, güzel vuruyordu ama güçsüzdü. Ne yapmış, nasıl yapmış bilmiyorum ama iki yıl sonra Roland Garros turnuvasına çıktı, inanılmaz vücut yapmış, çok güçlenmiş hırslanmış bunun da karşılığını aldı” diye konuştu.
Zorlu, şu an 26 yaşında olduğunu ifade ederek, “Teniste en olgun yaşımdayım. Hala geç kalmış değilim. Hedefim 2 yıl daha bu arenada, bu yola başkoyup en iyisini yapıp tenisi bıraktığımda en iyi derecemin ne olduğunu görmek. Belki Wimbledon'a gitmek... Ben elimden gelenin en iyisini yapacağım” dedi.
“NADAL GİBİ SPORCULAR YETİŞİR”
Türkiye'de Nadal gibi sporcuların yetişebileceğini söyleyen Zorlu, sözlerini şöyle tamamladı:
“Birçok arkadaşlarımız var. Zamanında Federer ile Djokoviç ile oynamışlar. Bir dönem bu sporcularla gerçekten aynı seviyedeyiz, aramızda çok büyük fark olmuyor. Onlar biraz üstün olabilir ama aman aman fark olmuyor. Ondan sonra onlar maçı kaybetseler de profesyonelce çalışmalarına devam ediyorlar. Eğitimi, hizmeti ona göre alıyorlar, duygusal bakmıyorlar. Biz de biraz daha amatör baktık. Şimdi bu mantık, bu düşünce değişmeye başladı. Profesyonel düşünce oluşmaya başladı, imkanlar arttı. Belki 5 yıl 10 yıl sonra daha fazla Türk sporcu göreceğiz, ilk yüze belki iki tane sporcu sokacağız, belki 5 tane. Bunu ilerleyen zamanlarda gerçekten göreceğiz.”