Güncelleme Tarihi:
Aslında Antalya’da 4-3 yenildiği kupa maçında bir haller olmuştu Fener’e. Bir kazanma isteği, bir dinamiklik, kadronun ve maçın formalite olmasının getirdiği defans hatalarının dışında tam dört gol yemesine rağmen bir fark hissediliyordu.
Ligin ikinci yarısının ilk maçında beraberliğe düştükten sonraki son 10 dakikada oynadığı futbol, kadrodaki derin değişikliklere rağmen Sivas deplasmanındaki farklı skor ve bugün kupa çeyrek finalinde güçlü Bursaspor’un tam anlamıyla sahadan silinmesi. Rüyanda görsen hayra yormazdın bir iki ay önce.
Bursa maçının ilk 15 dakikasında konuk takımın 3 şutu var, Sercan’ın ortasında değerlendirilemeyen mutlak bir de gol pozisyonu. İlk devrenin sonuda Bursa’nın şut sayısı hala 3. Fenerbahçe özellikle 22’de bulduğu duran top golünden sonra sahanın mutlak hakimi haline geldi.
İyi de nasıl oluyor da oluyor? Transfersizlik bir takıma bu kadar mı yarayabilir? Daum’un form eğrileri, tam da önemli maç trafiğinin öncesinde yönlerini yukarı çevirmişken, 4 gün arayla sahaya çıkan iki oldukça farklı kadronun aynı istek, hırs ve organizasyonla iki önemli maçtan ellerini kollarını sallayarak mutlu ayrılması Fenerbahçe kadar futbolun doğası hakkında da fikirler vermeli hepimize.
Sarı lacivertlilerde farkı yaratan bir iki isim değil. Ön plana çıkanlar elbette var ama takım olarak başka bir hava ile başladıkları ikinci yarı özellikle Avrupa Ligi için çok önemli. Bence saha içindeki değişimin en önemli mimarları bu takımın yeni ateşleyicisi, belki de yeni Tuncay’ı olma yolundaki Özer. Guiza’nın sakatlığı sayesinde de olsa, arkasında bir Gökhan Ünal olduğu için mi bilinmez kendini hızla toparlayarak Euro 2008 seviyelerine doğru yükselen bir Semih. Bu maçtan sakatlanarak çıkan Uğur, Brezilya milli takımı futbolcusu olduğunu hatırlayan Dos Santos.
En önemlisi elbette ki takım olma yolundaki gelişme. Saha içindeki yardımlaşma oranı, takım olarak birşeyler yapma arzusu o kadar arttı ki, ikinci yarı başladığında 3 farkı kapatmak zorunda olan Bursaspor değil Fenerbahçe sanırdınız. İkinci yarının büyük bölümünde top Bursaspor’daymış gibi gözükse de sarı lacivertliler yaptıklarıakıllı değişikliklerle oyunu kontrol altında tutmasını bildi. İki direkten dönen topa rağmen Bursa’ya 3 gollü bir avantajla gidiyorlar.
Fenerbahçe’nin kötü oynadığı değil, oynamadığı maçlar izledik neredeyse bir buçuk sezondur. Neden kızıyoruz? Fenerbahçe top oynamak istemedi. Fenerbahçe takımı formasını inkar etti, gün geldi maçları umursamadı. Sarı lacivertli kadro ne kadar eksik de olsa, Türkiye Ligi’nde gerçekten organize futbol oynayan ve ciddi silahları olan bir takıma karşı bile üstünlük sağlayabilir. Sahada mücadele ettiğin sürece, savaştığın sürece, Fenerbahçe olarak maçı kazanırsın. Krem reklamı sloganını değiştir biraz: ‘Sonuçta Fenerbahçe’sin tabii!’