Güncelleme Tarihi:
EURO 2016'nın kapısını açtık (Mustafa Denizli - Hürriyet)
Play-off’ta karşımıza diğer bir grubun 3.’sü gelecek. Hangi grubun 3.’sü gelirse gelsin bizden daha iyi bir takım olacağı kanaatinde değilim. Dün akşam, özellikle de ikinci yarıdaki oyunu play-off’ta oynanacak oyunla karıştırmayalım. Play-off’ta Türkiye çok daha iyi bir görüntü verecektir. Bence artık play-off’a yükselemememiz için mucize gerçekleşmesi lazım. Çünkü bu yoldan dönüş yok. Bu benim için sadece play-off’a kalma maçı değil. Bu 2016’yı garantileme maçıydı.
İkinci yarıda yaşadığımız panik hali ve yediğimiz baskının iki sebebi vardı. Birincisi, Arda’nın oyundan çıkışı ve topun bizde kalmasını sağlayacak en önemli oyuncumuzun olmayışı ve giden topun geri dönmesi sonucu baskı yememiz. İkincisi, yakaladığımız skoru koruma içgüdüsü ile geri çekilmemiz ve az da olsa pozisyon vermemizin oluşturduğu stres. Ama bu dönemi iyi atlattık ve Burak finali yaptı.
Letonya maçında eğer son dakikada gol yemeseydik belki şimdi ikincilik hesapları yapıyor olacaktık. Muhtemelen Hollanda ile aramızdaki puan farkını korumak için mücadele edip play-off hakkı kazanmaya çalışacağız. Bu ülke zoru seven insanlardan kuruludur. Ve bu çocuklarımız da bunu gerçekleştirip bize bir şampiyona daha tattıracaktır. Ülkenin bu acılı günlerinde gelen bu zafer bir nebze teselli oldu ve bize bunu yaşatanlara teşekkür ediyoruz.
Arda’nın maç eksiği fark etmez. Çünkü yeteneği fazla. Futbol zekası daha da fazla. En fazlası da yüreği... En alt basamaktan zirveye yerleşen ve bunu yaparken de hiç değişmeyen bir yürek. Bir yürek ki kaybedince herkesten fazla üzülen... Bir yürek ki kazanınca da sevinmekte sınır tanımayan... Lafını kimseden esirgemeyen, yardımlarını kendinden bile gizleyen bir yürek. Sen bu ülkenin bütün renklerini bir araya topladın Arda. Sen gibi bir tane daha gelene kadar bizi sakın bırakma...
Kazanırken eksiği söylersem, ayıp olmasın. 2-0 öndeyiz üç sarı kart gördük. Hollanda üçüncü golü bariz faulden yedi, faul yapılan oyuncusu dahil kimse itiraz etmedi. Gene Fatih Hoca’nın lafıdır; Başarı ayrıntıda gizlidir diye. Bu sarı kartlar birikiyor, bir bakıyorsunuz, en önemli maçta yoksunuz. Değer mi? Arda’ya özel bir yer açmalıyım. Aylardır bir maçta, bir dakika topa ayak bile değmedi. Antrenmanlarla yetiniyor. Buna rağmen Letonya maçındaki performansı, Hollanda karşısında ilk golün asistini yapıp, ikinci golü atıp oyunu koparması, ne kadar değerli, ne kadar vazgeçilmez bir oyuncu olduğunu birkez daha ortaya koydu...
Bu sonuç çok kıymetli (Attila Gökçe - Milliyet)
Başarı kıymetli... Çünkü, hayal kırıklığı yaratan oyunların, skorların, hataların ve beceriksizliklerin faturasını topluca kestiğimiz Milli Takım, itibarını ve iddiasını kaybetmiş, “ezik” bir duruma düşmüştü. Bırakın oynamayı, ayakta durmak bile zordu böyle ortamda... Neyse ki hayal kırıklıkları karşısında kendi içine dönerek birbirine sarılan, dayanışmanın en iyi örneklerinden birini veren Milli Takım, aradığı şefkati ve desteği Konya seyircisinden buldu.
Sen tut, Hollanda'dan içeride, dışarıda toplamda 4 puan al ama Letonya gibi sıradan bir köy takımına karşı galibiyet alama! İşte biz böyle tuhaf, ne zaman ne yapacağı belli olmayan bir takımız... Dün gece ilk yarıda verdiğimiz pozisyon dışında dünya üçüncüsü Hollanda'nın tek pozisyonu yok. Bu arada biz yakaladığımız her pozisyonu gol yaptık. Oyuna çok iyi başladı Milli Takımımız. Sahanın çıkana kadar en iyilerinden biri olan Arda, Oğuzhan'ı harika gördü. O da gerçek bir vuruş ustası gibi golü yaptı.
Sahaya çıkan kadroya bakıldığında 'Top yapan, hücumu seven, defans yapmayı sevmeyen oyuncular grubu fazla' yorumu yapılabilirdi. Ama hücum etmeyi seven oyuncular, defansı da iyi yapınca sorun ortadan kalktı. Volkan hariç bütün oyuncularımız iyi defans yaptılar. Gereksiz işler yapmadık. Futbol ukalalığı yapmadık! Neden? Çünkü rakibin ismi bizden büyüktü. Biz ismi biraz küçük takımlara karşı kendimizi büyük görüyoruz, sakat işler yapıyoruz.
Hafiften şizoid bir durumumuz var. Grubun doğal lideri Hollanda’ya bir son dakika golüyle verdiğimiz 1 puan var. 4’ü aldık. Hem de gruptaki en iyi oyunlarımızı onlara karşı oynayarak. Üstüne tarihi bir skor alarak. Bir de grubun doğal sonuncusundan aldığımız 6 puan var. Onun dışında doğal rakiplerimizden istediğimiz hiçbir şeyi alamadık. Bu anlaşılması zor gelen hal belki de bizim ulusal karakterimizin bir yansıması. Uçlarda ve kaoslarda debeleniyoruz sürekli. Hiçbir şeyde olmadığı gibi futbolda da normalimiz yok.