Güncelleme Tarihi:
Pazar günü oynanacak olan Galatasaray derbisi ile ilgili açıklamalarda bulunan Volkan Demirel, Fernando Muslera ile ilgili soruları da yanıtladı...
İşte Volkan'ın açıklamaları...
"Hangi kupada mücadele ediyorsak en iyisini yapmak istiyoruz. Bazılarında başarıya ulaşamıyorsunuz ama Fenerbahçe, nerede oynuyorsa orada zirveye ulaşmayı amaçlar. Fenerbahçe için ekstra bir şey yapmıyorum, gerekeni yapıyorum. Her Fenerbahçeli'nin böyle yapması gerektiği için yapıyorum. Adım atarken Fenerbahçe'yi düşünürek atıyorum. Bu sevgi de tribünden gelmemden kaynaklanıyor. Ben futboldan sonraki hayatımda da Fenerbahçe'de görev alsam da almasam da Fenerbahçe'yi düşünerek yapacağım. Maçtan önce ailemle konuşur, maçıma çıkarım, ekstra bir uğurum yok. Bazen maçın sonucunu havadan kestirebiliyorsunuz. Soyunma odasında belli olabilir o bazen. O günün şartlarıyla ilgili tabii bunlar. Ama maçtan önce skor falan tahmin edemiyoruz. Sezon başından beri çok iyi bir takım olduğumuzu söylüyorum. Ama uyum olarak biraz daha zamana ihtiyacımız var. Hem saha içi hem saha dışı.
"TARAFTARIN İSTEDİĞİ FENERBAHÇE..."
Son haftalarda da bayağı bir mesafe katettik. Ben eminim ki taraftar takımla gurur duyar. Ama taraftar istediği Fenerbahçe'yi çok yakında izleyecek. Biz çok iyi bir yoldayız, en kısa zamanda da takımın olacağını düşünüyorum. Yaşanabilecek en kötü şeyleri yaşadık. Bundan kötü daha ne olabilir yani? Biz mücadelenin içindeyiz. Maçlar, kupalar kazanılır ama önemli olan Fenerbahçe duruşunu korumak önemli. Dünyada bu olayları yaşadıktan sonra kaç takım böyle kalabilir bilmiyorum. Biz camia olarak çok sağlam durduk. Yavaş yavaş da karşılığını alacağız. Her yaşadıklarınızdan bir şeyler öğrenmek zorundasınız. Biz de birlikte olmayı öğrendik. Fenerbahçeliler birbirine daha kenetlenmiş durumda. Eskiden kötü oynayınca ya da hata yaptığımızda tribünden kötü şeyler gelebiliyordu. Artık bunlar kalktı alkışlayarak bize destek oluyorlar. Geçirdiğimiz dönemi olumlu olarak döndürdüğümüzü düşünüyorum. Daha çok birlikteyiz, daha çok kenetliyiz, daha çok Fenerbahçeliyiz.
"AMELİYAT OLMAYACAĞIM"
Sezon sonu ameliyat yok. Ameliyat benim için son çaredir. Omuzum ciddi bir sakatlık geçirdi, tedavisi güzel geçti. Emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Ama tam anlamıyla geçmedi. 9 sene önce de bir tecrübe yaşamıştım. Ameliyat olsaydım sezonu bitirebilirdim. Çıktığı taktirde ameliyat olmam gerekecek. Ama şu an ameliyatı düşümmüyorum. Omuzum üzerine çalışıyoruz zaten. Her geçen gün de daha iyiye gidiyor. Taraftarlarımızın da cezasız tam anlamıyla gelmeye başladıktan sonra daha iyi olduk. Tribünleri ben bile saha içinden dinliyorum. Tebrik ediyorum onları. Sezon sonuna kadar hep beraber böyle güle oynaya getireceğiz inşallah.
"KUYT NEREDEYSE TÜRKÇE KONUŞACAK"
Türkçe öğrenmek için arkadaşlarımız çok çaba harcıyorlar. Güzel diyaloglarımız oluyor. Bunlar takıma olumlu yansıyacaktır. Kuyt ve Yobo bilhassa çok gayretliler. Kuyt neredeyse Türkçe konuşacak. Onların dilimizi konuşması bizim için çok güzel bir avantaj olur.
Ben normalde sinirli bir insan değilim. Saha içinde herkes değişebiliyor. Orada yanlış yaptığımızı da biliyoruz ama isteyerek yapmıyoruz. O anki durumumuzdan etkileniyor. Dışarıda sinirli bir insan değilim yani. Tanıyanlar biliyor. Televizyonda gördükleri gibi düşünmesinler.
"AYKUT HOCA İLE HER ŞEYİ KONUŞABİLİYORUZ"
Aykut Hoca ekranda görüldüğü gibi bir yorum yapılıyor. Biz futbolcular olarak onunla her şeyi konuşabiliyoruz. Evimi de konuşabiliyorum özel hayatımı da konuşabiliyorum. Ben onunla fikirlerimi paylaşırken hiçbir zaman rahat olamadığım kadar rahattım. Aykut Hoca kapısını çaldığınızda size her türlü destek verecek bir insan. Takımda bir sorun yok. Biz hepimiz Fenerbahçe'nin menfaatleri için oynamak zorundayız. Biz de bunun bilincindeyiz. Hiçbirimizin bir sorunu yok hocamızla.
"HEPİMİZ KAPTANIZ"
Takımda birçok tecrübeli oyuncu var. Hepimiz birer kaptanız. Kaptanlık bandını ben takmam gerektiği için takıyorum. Bandı takınca bir şey değişmiyor. Hepimiz takımın menfaati için söylemesi gerekeni söyler. Hepimiz aynı hedef için uğraşıyoruz. Hepimiz Samandıra kapısından girdiğimiz anda Fenerbahçe için çalışmalıyız. Takım sahaya çıkan 11 değil sadece. Beraber sevinip, beraber üzülüyoruz.
"KEŞKE GENÇKEN ÇALIŞSAYDIM"
Futbolcu insan zeki insandır. Benim eksiğimi benden iyi kimse bilemez. Ben eğer akıllıysam nerem eksikse oramı geliştirmeye çalışırım. Takımda da herkes ne eksiği varsa hocalarımızla kendilerini ileriye götürmek için uğraşıyorlar. Gençken bir şekilde kapatıyorduk açıkları 30 yaşına gelince yapamıyorsunuz bunu. Kendinize bakmak zorundasınız. 36-37'ye kadar oynamayı düşünüyorum. Bunun için çalışmak zorundayım. Keşke gençken daha fazla çalışsaymışım diyorum şimdi. Daha iyi olmamın ekstra çalışmakla olduğunu düşünüyorum. Genç futbolculara da buradan bunu tavsiye ediyorum. Ben şahsen yaş ilerledikten sonra çalışmaya başladım.
"HEDEF 3 KUPA"
Ben sezon başı koydum hedefi. Bana güldüler. Hala hedefim aynı. Eğer UEFA Kupası'nda oynuyorsak onu almayı hedefliyoruz. Grubu lider olarak tamamladık. Çok tecrübeli ve yetenekli oyunculardan oluşan bir takımız. UEFA Kupası'nı almak için her şeye sahibiz. Hedefimiz zaten o. Hem lig hem kupa hem de UEFA Kupası'nı almak istiyoruz.
"MUSLERA'YI TARTIŞMAM"
Herkesin kendine has bir tarzı vardır. Muslera çok iyi bir kaleci. Kimseye kötü diyemem. O günün şartlarında Muslera benden iyi dedim. Şu an ben Muslera'dan iyiyim ya da o benden iyi diyemeyeceğim. Ama Muslera çok iyi bir kaleci, bunu tartışmam.
"DERBİ 2-3 HAFTA ÖNCE BAŞLADI"
Derbi maç 2-3 hafta önce başladı. Bunu açıkça söylemek lazım. Açıkçası ben İBB maçına çıkarken de Galatasaray maçını düşündüm. Ama tabii ki önümüzdeki maçı düşünmek zorundayız. Ama derbi bizim için 2-3 hafta önce başladı. Evet, Beşiktaş maçları da güzeldir ama Fenerbahçe-Galatasaray maçı Türk futbolunun en güzel maçıdır. Sahada yanlışlarımız olmuş olabilir ama bu güzellikleri de yaşamalıyız artık. Tabii ki bu maçın gerginliği, egoları olacaktır. Yenen psikolojik olarak üstünlük sağlayacaktır. Ama kimse futbolculardan ve hocalardan fazla düşünemez bunu. Biz hayatımızı bu sahada yaptıklarımıza borçluyuz. Taraftar da tabii üzülür ama oyuncular kadar üzülemez. Kim kazanırsa kazansın ya da kaybetsin ama bir gün sürsün. Futbol bir oyundur. En fazla sevinen de biz işçileriz en çok üzülen de. Herkes sağduyulu olsun. Önemli olan insani değerler diye düşünüyorum.
"EGEMEN'LE BİR KERE BİLE GÖRÜŞEMEDİK"
Biz futbolcu arkadaşlarımızla hiç düşman olmadık. Saha içinde rakip olabiliriz ama saha dışında dostuz. Milli takımda hepimiz bir araya geliyoruz. Ben geçen sene bir örneğini yaşadım. Burak'la Selçuk yemek yiyordu. Ben farklı masadaydım. Sonra beraber yiyorlar diye haber çıktı. Egemen mesela benim çok samimi arkadaşım. Trabzon'da veya Beşiktaş'ta oynarken bir kere biraraya gelemiyorduk, yanlış anlaşılır diye. Bunlar da çok abartılıyor. Her futbolcu rakibiyle de arkadaş olabilir, görüşebilir. Bunları aşmamız lazım. Futbol sadece saha içinde oynanıp kalmalı. Bütün sporlar için geçerli tabii. Maçı izlemeye gidiyorsan, maçı izlemelisin.
"TARAFTARLAR DEPLASMANA GELMELİ"
Arena'da mesela 3 maçta 2 galibiyet almışız. Yani skoru tahmin edemezsin. O günün şartlarına göre elinden geleni yaparsın. Kazanmak için ne gerekiyorsa yapacağız. Dilim döndüğünce takım arkadaşlarımızla da konuşuyoruz. Biz kaleciyiz, kaleyi korumakla hükümlüyüm. Gol yememek için elinden geleni yapacağız. Arkadaşlarım da golleri atacak, oradan inşallah kazanarak döneceğiz. Deplasmana taraftarlar gitmeli. Daha önce de söyledim hem bizim sahamıza gelsinler, hem taraftarlarımız bizimle birlikte gelsin. Gol olunca futbolcu taraftarına gitmek ister. Gelemezlerse de onlar bizim kalbimizde. Biz onları en iyi şekilde temsil ederiz. Bu aralar tezahüratlardan "napardım bilmem"i seviyorum. Sabırlı oynarsak, kendimiz gibi oynarsak ama dediğim gibi o günkü şartlarda önemli. Bu skora yansıyacaktır. Bütün kalecilerimiz çok iyi. Çok iyi bir ortamımız var. "