Muharrem Usta: Futbol camiası içinde haysiyet cellatları var

Güncelleme Tarihi:

Muharrem Usta: Futbol camiası içinde haysiyet cellatları var
Oluşturulma Tarihi: Mart 24, 2018 16:19

Trabzonspor Kulübü Başkanı Muharrem Usta, Türkiye’de 4 büyük kulübün borcunun eski para ile 6-7 katrilyonu bulduğunu belirterek, “Şimdi ben buradan devlete de sesleniyorum. Sakın ha kulüplere yardım, borçlarını kapama asla böyle bir şey yapılmamalı. Bir kulüp başkanı olarak bunları söylüyorum” dedi.

Haberin Devamı

Trabzonspor Kulübü Başkanı Muharrem Usta, görevde bulunduğu süre ile ilgili açıklamalarda bulundu. Başlarına gelen durumların Türkiye’de her kulüpte yaşandığını kaydeden Usta, “Bunlar Usta ve yönetimine zarar vermek için değil ki, bizde şöyle bir alışkanlık olmuş, gitsinler, bu her yerde böyle. Fenerbahçe’de, Galatasaray’da, Beşiktaş’ta da bu böyle. Ahlak, erdem, etik, kural önemi yok, gitsinler ya. Kulübünüz için iyi bir iş yapıyorsanız teşekkür beklerken ‘Gitsinler’ “ diye konuştu.

Trabzonspor'un ekonomisi ile ilgili rakamlar veren Usta, "Trabzonspor’un yıllık bankaya olan ana para borçlarının yıllık gelir ödemesi yaklaşık 95 milyon. Bu ne demek biliyor musunuz? Trabzonspor’un naklen yayın gelirleri, loca gelirleri, seyirci gelirleri, kazandığı maç gelirleri. Yani kasamızda bir lira yok. Bütün bu paralar, size söylediğim borçlara gidecek. Biz böyle bir kulübü devraldık. Bütün paralar bankaya gidiyor, Trabzonspor’un yıllık gideri 210 milyon. Takımınız iddialı olur, personel dahil hepsi. Takımınız iddialı değilse 170 milyon olur, mütevazı bir takım kuracağım derseniz 160 milyon bulacaksınız her sene. Biz 50. yılımızda girdik bu horona, parayı da bulduk. Bu kadar. Başkaları da girecek 150 milyona girecek bulacaklar ama neden yok, bütün gelirlerin temlikli yok. 10 bin lira bile kasaya 3 bin lira, 5 bin lira yok. Kulübümü bu. Bize senede 300 milyon lazım. 2 yıl 4 ayda kulübün kasasına 725 milyon para girdiğini ve bunu 4 yıla bölün yılda yaklaşık 300 milyon. Biz şunu yaptık. Aşağı yukarı 300 milyon gider var, 300 milyon da gelir var. Bunu yapmasaydınız borcunuz 250 milyon Euro’ydu. Bizim kulübümüzün ekonomisi budur. Eğer biz önceki yönetimler gibi trendi arttırsaydık şu anda burada başka bir şey görüyor olurduk. İflah olmaz ger dönülmez bir noktada olurduk” bilgisini paylaştı.

Haberin Devamı

“Yıllar sonra Milli Takım’a en fazla oyuncu gönderen takım olduk”

Trabzonspor’da göreve geldiklerinde Okay Yokuşlu, Abdülkadir Ömür, Yusuf Yazıcı ve Onazi’yi toplam 40 milyon Euro’ya satabilecekleri halde satmadıklarını belirten Usta, “Ama satmadık, satmayacağız. Gelen ne yapar, biz kalırsak ne olur ama biz yapmayacağız. Bugün yıllar sonra Trabzonspor Türkiye’de en fazla milli takıma oyuncu gönderen takımdır. Yıllar sonra ligde en fazla yerli oyuncuyla oynayan takımdır” diye konuştu.

Haberin Devamı

“Kulübe hiç yük olmadık”

Yönetim Kurulu olarak kulübe hiçbir maddi yük oluşturmadıklarını aksine yapılan harcamaları hep ceplerinden karşıladıklarını ifade eden Usta, geçmişte kulüp bünyesinde görev yapan saymanların ceplerinde kulübe ait 100 bin Dolarlık kredi kartları ile dolaştığına dikkat çekti. Usta, “Benim hiçbir üyem ne ulaşım olarak ne yemek olarak ne de federasyondan aldığı cezalarda hiçbir zaman bir lira kulübe yük olmamıştır. Eğer benim bilmediğim varsa onları da söz veriyorum halledeceğim. Sayman adına, bilmem kim adına kredi kartı vardı. Limitleri 100 bin dolarlık kredi kartı. Benim hiç hayatımda bu kadar limitli bir kredi kartım olmadı. Bu kulüp bu hale öyle basit gelmedi. Bu kartla dünyanın dört bir yanına gidiyorsunuz, bu kartla ödüyorsunuz. Bu kulüp bu hale kolay gelmedi. Buraya mantık olarak bir yerlerden geldik biz. Mantık oturursun gerekirse cebinde kredi kartın olur. Trabzonspor için harcarsın, git kendi cebinden harca. Siz almaya mı geldiniz buraya ya. Gidin biraz versenize ya. İş adamı olduk hep beraber. Oradan paralar geliyor, büyük işler yapılıyor, dolaşılıyor. Ben geçtiğimiz günlerde bir şey demiştim hatırlıyor musunuz. Biz burayı aldığımızdan daha büyük bir borçtan bırakmayacağız. Kıyamet koptu. Ben başkan olduğum günden beri bunu söylüyorum” ifadelerini kullandı.

Haberin Devamı

“Siyaset niye kulüplerin işini hallediyor”

“Türkiye’de kulüplerin bir sorunu var. 4 büyük kulübün borcu eski para ile 6-7 katrilyon” diyen Usta, “Şimdi ben buradan devlete de sesleniyorum. Sakın ha kulüplere yardım, borçlarını kapama asla böyle bir şey yapılmamalı. Bir kulüp başkanı olarak bunları söylüyorum. Bu kulüpleri kim bu hale getirdiyse onlar çözer onların hepsi iş adamı oldu, zaten iş adamıydılar. Askeri ücretlinin biz sigorta primini konuşacağız kulüpleri bu hale getireceğiz hep beraber. Devlete gidip yalvaracağız, siyasete. Her gün kapıdayız. Siyaset ne olur bizim işimizi hallet. Siyaset niye kulüplerin işini hallediyor, bu hale getirenler bu camialar. Trabzonspor camiası 150 milyonu kapatamaz mı, kapatır. Fenerbahçe, Galatasaray kapatamaz mı ? kapatır. Nasıl o hale getirdilerse herkes sorumluluğunu alır, kapatır. O zaman da bize bir şey düşüyor. Hiçbir şartımız yok biz kendi de dönemimizi kapatacağız, isteyen ne yaparsa yapsın” açıklamasını yaptı.

Haberin Devamı

“Bu yönetimin yıkılması ile ilgili neler yapılmadı”

Yönetimlerinin yıkılması için türlü senaryolar uygulandığını belirten Usta, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Bir kara propaganda, yönetimin yıkılması ile ilgili neler yapılmadı. Malatya’da biz fırtınanın içinde darbe yedik. 3-5 gün sonra divan başkanı bize 2. bir darbe tehdidinde bulundu ya. ‘Sayınız yetmiyor, yetiyor. Yakarım, el koyarım Trabzonspor’a duramazsınız burada. Yıkılsın, daha sonra ben Trabzonspor’un akil insanlarını yönetim kuruluna davet ettim. O toplantıdan sonra kongre kararı almamız gerektiğini ben yüzde yüz gördüm. Ama orada sordum yarın ne olacak? Şuradaki bütün bu tabloların ortaya çıkmasındaki değerli ağabeylerimiz oturmuş hadi ne yapalım nasıl çözeceğiz filan. Bu kadar Trabzonspor’u bu kadar düşünüyorsak oradaki Muharrem Usta yönetimini filan kim olursa olsun yönetirken onlara destek olalım hep beraber. Hayır önce yıkılsın.”

Haberin Devamı

“Ey gencecik nesiller sizlerden abiniz olarak rica ediyorum”

Muharrem Usta, makamlarının kamu menfaati için kullanılması gerektiğine vurgu yaparak, "Bu makamlar kamu menfaati için kullanılması gereken makamlardır. Kimsenin babasının malı da özel şirketi de değildir. Bu makamlara oturanlar milyonlarca insana karşı sosyal sorumluluk sahibi olarak oturuyorlar. Futbol camiamızın içinde haysiyet cellatları var. Bunların özelliği şu; vakti zamanında bir şekilde bu koltuklardan bir tat almışlar. Bu tat geçmiyor, 20 yıl geçiyor Fenerbahçe yöneticisi olarak gidiyor devletin kapısını açıyor. 30 yıl geçiyor ‘x’ kulübün asbaşkanı diye devam ediyor. Bu nasıl bir tattır bu nasıl bir şeydir. Ne olursa olsun o makam mevkiler yakalanması gereken yerler konumunda. Bu haysiyet cellatları tüm Türkiye’de şunu yapıyorlar. Cephanelikteki silahları gencecik lise talebelerinin eline verip ‘hadi bunlara sövün’ diyorlar. Ben çok dayandım dayandım ama en sonunda mahkemeye verme kararı aldım. Mahkemeye verdiğinizde cezaya muhatap oluyorlar ve uzlaştırma komisyonları var biliyorsunuz. Bu küfreden çocuklarımızın aileleri dilekçelerinde ‘Lütfen affeder misiniz?' diyorlar. Tabi ki affederiz, bu çocukların suçu yok ki. Bunların eline silahı vermişler terör örgütleri gibi ‘Sövün sayın hakaret edin’ diyorlar. Bütün gençlere sesleniyorum. Ne olur gençler, bu elinize silah tutuşturulan çocukları örnek almayın, siz akıllı olun. Onların arkasındaki haysiyet cellatlarını görün. Görün ki 18 yaşınızda hayatınızı karartmayın. Eğitimin değerini anlayın, başkanları sorgulayabilir. Ey gencecik nesiller sizlerden ağabeyiniz olarak rica ediyorum. Tuzağa düşmeyin. Tuzağa düşmek bir silahlı örgütte tuzağa düşmekten daha kötüdür. Çünkü onlar eğitimden küfürün daha değerli olduğunu düşünüyorlar. Bu bir virüs gibi yayılıyor. Bunu arkalarındaki haysiyet cellatları yapıyor. Görelim o haysiyet cellatlarını. Tüm kulüplerde var, yazıklar olsun onlara” diyerek statlardaki küfre dikkat çekti.

“5 tane takım şampiyonluk parolası ile yola çıkıyor ama Trabzon’da yasak”

Usta, 50. yılda Trabzonspor’un şampiyonluk hedefinin kriminal olay olduğunu ifade ederek, "Elbette olacaktı, ‘Trabzonspor nasıl şampiyonluğa oynar’ Oynar kardeşim oynar. Bu sene de oynadı, çok çeşitli nedenlerle elimizden gitmiş olabilir ama iyi bir takım var, aynen devam edersin üzerine koyarsın. 5 tane takım şampiyonluk parolası ile yola çıkıyor ama Trabzon’da yasak. Yasak hemşehrim yasak. Ya da söz verdin niye yapmadın. Bu bir iddiadır, yapabilirsin, yapamazsın. Bu sene olmaz öbür sene olur. Trabzonspor’un bunu yapması lazım” dedi.

“Kulübe 200 milyon TL veren bir yöneticinin menajerlerle ne işi olur”

Menajerler olayına da değinen Usta, “En büyük kara propaganda buradan yürüdü. Kulüp adına üretilen sahte evraklarla. Bu sahte evrak üzerinden bir fırtına koparılıyor. Öyle bir kara propagandaki, haysiyet cellatlığı ne ki adı yok tanımı yok. Bir yönetim kurulu düşünün kulübe 200 milyon TL veren bir yöneticinin menajerlerle ne işi olur. Ben bunu Trabzonspor basketbolda da aynı şeyleri yaşadık. O zaman de dediler, menajerlere para yediriyorlar. Ahlaksızlık, inşaat sektöründe, tıp sektöründe, gazetecilerde ne kadarsa menajerlerde de o kadardır. Bir Türkiye gerçeği bu. Asıl olan şu karşınızda kim olursa olsun siz kendinize güveniyor musunuz, adam mısınız ? Adamsanız karşınızdaki sahtekarsa önemli değil. Sen adam mısın sen ona bak. Adamsan hiçbir çekincen olmaz. Bu dünyanın her tarafında bu böyle. Sen kendinden emin misin? Trabzonspor tarihinde bir yönetim ilk defa katkı sunacak bu kadar kulübüne ve bu yöneticilere sen menajerler üzerinden laf diyeceksin” ifadelerini kullandı.

Usta, kulübe göreve geldiği günden beri hiçbir akraba veya dostunu işe almadığını belirterek, “Göreve geldiğimden beri ne bir akrabam, ne eşim dostum, ne kırkıncı göbekten kimseyi işe koymadım. 247 çalışan vardı, 242 çalışan var şu anda. İçeride gördüğüm şeyler var canımı çok yakıyor ama bunları ne sizle paylaşacağım ne konuşacağım. İçimi yakması önemli değil aslında bu durum Trabzonspor’u yakıp tüketiyor” dedi.

“Trabzonspor’a bir tüzük lazım”

Tüzük değişikliği önerisi ile ilgili de konuşan Usta, “Trabzonspor’a bir tüzük lazım. Asbaşkanımız ve onun önderliğindeki bir ekiple beraber divan kuruluyla tüzük değişikliği yapılsın diye çalıştık ve 68 maddede uzlaşıldı. Benim şöyle bir teklifim vardı, yönetici sorumluluğunu tüzüğe koyalım, kongre mayıs ayında yapılsın diye bir önerim oldu. Bunu yönetim kurulu odasında davet ettiğim önemli kişilere de söyledim. ‘Hayır doğru zaman aralıktır’ dediler. Devre arası kongre bir kulübe verilebilecek en büyük zarardır. Niye nisan ayında kongreye gidiyorsunuz. O stadın kapısına o bahsettiğim gencecik gençleri örgütleyip bırakın gidin diyenler mayısta zaten yapmamız gerekiyordu. İki ay daha erken yapalım da kim gelecekse, biz yada başkası, sene sonuna kadar takımı güçlendirip devam mı edecek ? Bu takımdan Anadolu takımımı çıkartacak ? Maliyeti yüksek oyuncuları mı gönderecek ? Hocasını kim yapacak ? Nisandan mayısa kadar onu tanısın kararlarını sağlıklı versinler. Bugün de gelse mayısta da gelse bizim gibi cebinde 100 milyonla gelecek. O para lazım. İki aya kadar tedarik edelim diye uğraşılacaksa yapacak bir şey yok. Haliyle kongre bir an önce olsun bu işler durulsun herkes önüne baksın” diye konuştu.

“Şike mücadelesini yürüten avukatlar darmadağındı,"

Şike süreci ile ilgili yaşadıklarını da aktaran Başkan Usta, "Biz kulübe geldiğimizde o dönem CAS’a gidilsin gidilmesin tartışmaları vardı. Ben önce tabloya baktım, avukatlar dağılmıştı. Şike mücadelesini yürüten avukatlar darmadağındı. Önce dedim ki avukatları bir araya toplayayım. Bir araya gelmiyorlar. CAS’a gidecek miyiz ? Ne diyorsunuz imza atacak mısınız ? dediler, O ne demek dedim, o görevlendirdiğim avukatlarla görüşebilirsiniz, yetki sizde yarın sabah başlayabilirsiniz dedim ve ertesi günü CAS’a başladık ve yönetimimle birlikte böyle bir şey kulüp tarihinde ilk defa olmuştur. Biz duruşmadaydık. Bizim kulübümüzde bir avukatımız vardı. Anıl hanım bütün camia bana baskı yapıyor. ‘Şikeci Zafer Önder İpek’in avukatı burada ne işi var?’ Bu kulüpte canımı yakan şeyler var dedim ya sabrettin sabrettim müzeye haciz gidene kadar. Başkanlığımız döneminde müzeye haciz gitti. Çok üzgünüm orada görevlendirdiğimiz Anıl hanım. Ankara’da Trabzon günlerindeyiz, bana gazeteciler ‘Başkanım Trabzon’da müzeye haciz gitmiş’ dediler. Ne hacizi hemen Anıl hanımı aradım. Anıl müzeye haciz gitmiş, ‘Başkanım vallahi öyle bir şey yok. Avukatlar dün buradaydı, aldım yemeğe götürdüm onları’ dedi. Biraz sonra bakıp döndü ‘Başkanım gitmiş’ dedi. Aferin dedim, önce yemeğe götürdün, beraber yemek yediniz sonra müzeye hacze gittiler öyle mi dedim. O müzedeki görevli hadi be siz kimsiniz. Hayda orada da bilmem kimin bilmem kimi var. O da çıtını çıkarmamış. Her gün hastası için Ahmet Çubukçu’yu arayan arkadaş o iş için aramıyor. Atın bunları dedim. Anıl’ı atamadık biz, o çocuk kimse atamadık onu kulüpten. O Anıl kulübe iade davası açtı ve kazandı davayı. Benim Mehmet Yiğit Alp’im ve Nevzat Aydınım desin anında gider anında davasını geri çekerdi. 2010-2011’de biz bir şike davası ile karşı karşıya kaldık. Bu yönetimden benim başkan yardımcım Nevzat Aydın vardı yeni yönetimde. Bundan en çok canı yanan Nevzat Aydın’dan şunu beklerdim o dönem bize bu emanet demesini beklerdim" değerlendirmesinde bulundu.

Usta, günahı ve sevabıyla bir yönetim kurulu olarak 2 yıl 4 ay geçirdiklerini belirterek, “Buradan geleceğe daha sağlıklı yürüyebilmek adına Trabzonspor’da iyi işler çıkarmak için o grafiğin geri dönmesine katkı sağlayacak, makama doymuş, pozisyona doymuş, etik ilkelerine bağlı, bakışı, duruşu sağlıklı ekonomik olarak hiçbir beklentisi olmayan ve Trabzonspor’a daha fazlasını yapabilen sağduyulu bir yönetimin devam etmesini oluşmasını diliyorum” diyerek konuşmasını tamamladı.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!