Güncelleme Tarihi:
Son günlerde Beşiktaş'ta yeni açılan yer ile ilgili mutlaka bir şeyler duymuşsunuzdur.
Adından çok bahsedildi birkaç aydır Vogue'un.
Ben yeni açılan restoranlara hemen gitme yanlısı değilim. Değerlendirme yazısı yazacaksam eğer birkaç ay ve mümkünse en idealinden bir altı ay beklerim ki restoranın mutfağı otursun diye.
Deneyecekler, yanılacaklar, tekrar deneyecekler ve sonunda kendilerine göre bir mükemmele ulaşacaklar.
O mükemmelin size uyup uymadığı başka bir mesele ama her restoran doğuş günlerinde bu deneme-yanılma sancısını çeker.
Açıkçası Vogue'a gitmek için istediğim kadar bekleme fırsatım olmadı.
Çünkü hem yaz tamamen bitmeden (ne zaman başlamıştı ki zaten) oranın terasında oturmak istiyordum.
Hem de benim bahsettiğim deneme-yanılma sisteminin bu restoranda tam da işlemeyeceğini hissediyordum.
Çünkü uzman arkadaşlardan duyduğuma göre Vogue'da mönü son derece esnekmiş. Üç veya dört günde bir mönüye yeni şeyler ekleyip bazılarını da çıkarıyorlarmış.
Üç dört adet Çin yemeği de koymuşlar mönüye.
Hatta bir keresinde Sushi de yapmışlar ve Japon misafirlerden dört dörtlük yorumlar almışlar.
Bu kadar fazla deney yapan restoranda mutfağın tam anlamıyla oturması sürecini beklemek anlamsız olacaktı çünkü mutfak tam anlamıyla oturma arayışı içinde zaten değildi.
***
İstanbul'un şansımıza bir güzel gecesinde gittik Vogue'a. Gurme arkadaşım Ali Esat Göksel, eşi Gülfem, ben ve Rana dört kişiydik masada.
Tam köşedeydik terasta ve size bir şey söyliyeyim mi, manzara muhteşemdi.
Ben Boğaz'da oturuyorum ama ne zaman Boğaz'ı ayrı ve yeni bir perspektiften görsem ona bir kez daha aşık oluyorum.
Vogue'un girişi çok çarpıcı. Beşiktaş Plaza'da binaya girince en sağdaki asansör Vogue'a ayrılmış.
13'üncü katta restoran.
Asansörden çıkar çıkmaz son derece şık iç mimarisi ve dekorasyonu olan bir mekana giriyorsunuz.
Herşey son derece zevkli yapılmış.
Duvarda kullanılan renkler, masadaki küçük lambalar, yemek takımları herşey son derece şıktı.
Şıktı ama mekan ağır bir havada değildi.
***
Şarap mönüsü hoşuma gitti.
Türk şaraplarının yanısıra neredeyse mükemmel bir Chablis Premier cru Druhın, özel tadlar için bir Riesling Alsace-Hugel, sek beyaz sevenler için Cotes de Provence Blanc de blanc, kırmızılardan da Bordeux Merlot Dulong, Bordeux Cabernet Sauvignon vardı Fransız şaraplarından,
Benim gibi Kaliforniya tutkunları içinse Mondavi Napa Valley Pinot ile Geyser Peak Gamay göze çarpıyordu. O gece Pinot'u denedik. Eğer siz de denerseniz bir koklayın bunu da mutluluğu yakalayın.
Ayrıca şarap mönüsünde İspanya ve İtalya'dan da güzel örnekler var.
***
Başlangıç olarak ılık köy ekmeği yanında otlu keçi peyniri salatası, Yeşil mercimek yatağında füme Norveç somonu, jumbo karides ve Salad Plaza aldık. Salad Plaza karışık yeşillikler, enginar kalbi, mozarella, domates, parma jambonu ile yapılan yeşil soslu bir salata.
Ben mercimek yatağında füme somondan çok memnun kaldım.
Anladığım kadarıyla bizim denemediğimiz Ceasars Salad da dahil olmak üzere bütün salatalar harika bu mekanda.
Keçi peyniri de yanında içilen ağır bir şaraba çok da iyi eşlik ediyor.
Bu peynirden bol istetip bir şişe Geyser Peak Gamay ile Nirvana'yı yakalayabilirsiniz.
Eğer sosyal demokratsanız ve illa da Türk malında ısrarlıysanız o zaman Kalecik Karası da içebilirsiniz.
Gerçi Kalecik Karası şarap mönüsündeki ikinci en pahalı şarap ama olsun o en azından Türk malı.
***
Ana yemeklere geçelim.
Ben tavsiye üzerine parma jambonu sarıldıktan sonra fırında pişirilen tavuk budu yedim. Tavuk budunun içine ricotta peyniri de doldurmuşlardı.
Sarmısaklı sebze eşliğinde servis yaptılar.
Bence ana yemekler içinde en güzeli buydu. Muhteşem bir tad ortaya çıkarmışlardı
Ali Esat Göksel kırmızı soğanlı ızgara bonfile yedi.
Bonfile harika değildi, bana da tattırdı.
Daha iyi ve özenle pişirilmesi gerekiyordu.
Rana mantarlı risotto yanında jumbo karides getirtti.
Risotto'da İstanbul'da bu yemekte iddialı olan İtalyan lokantalarıyla boy ölçüşmeleri çok zor. Yani kötü tabii değildi ama mönünün ilk yemeği olduğu için insan sonuçta gelen yemekte hayal kırıklığına uğrayabiliyor.
Gülfem ise tavada levrek yedi. O ısmarlamış olduğu yemekten şikayet etmedi. Zevkine güvendiğim için bu değerlendirmeyle tartışmam da yok.
***
Bu yeni restoranın aşçısı 24 yaşında bir bayan.
Fransa'da mesleğinde eğitim görmüş olduğu için gayet tabii ki teorik bilgisi son derece fazla.
Hazırlanan mönüden de anladığım kadarıyla Ceren hanım deney yapmaktan da korkmuyor.
Tabii ki deneyimi fazla yok.
Hem genç olmanın getirdiği deneyim eksikliği, hem cesurluk, hem de yenilik yapma arzusu bir araya gelince tabii ki bazı yemeklerde olması gereken ideal sonuç alınamıyor.
Ama bu önemli değil. İstanbul, anladığım kadarıyla daha önce Downtown'da çalışmış olan bu genç hanıma destek verdiği takdirde şehrimizin birkaç yıl içinde ağırlıklı olarak erkek mesleği olan aşçılıkta iddialı bir bayanı kazanacağından şüphem yok.
Deneme yanılmaları hep birlikte yaşayıp atlatacağız.
Çünkü restoranlar birer kültür mekanlarıdır ve her kültür de paylaşıldığı ortamda gelişir.
İstanbul bu yeni mekana sahip çıkarsa Avrupa ayarında bir mekana uygun bir mutfağı da el birliğiyle yaratacağız buna emin olun.
***
Tatlılara gelince.
Ali Esat ile ben daha sonra puro içmeye hazırlıklı olmak için ağır bir tatlı söyleyelim dedik.
Çikolata soslu ılık brownie söyledik.
Yanılmışız çünkü bu tatlı tuhaf bir şekilde hafifti.
Keşke kestaneli puding söyleseydik diye düşündük ama iş işten geçmişti.
Berry soslu cheese cake çok daha tatmin ediciydi. Tatlı sonrasında talebimiz üzerine getirilen puro seçeneklerinden de memnun kaldık.
O hava ve o şarap birer Cohiba'yı hak ediyordu. Hennessy'ler eşliğinde gerekeni kesinlikle yaptık.
***
Başlangıç yemekleri 900 bin ile bir milyon 600 bin arasında oynuyor.
Örneğin benim yediğim somon en pahalı başlangıçtı.
Ana yemek fiyatları işe 1 milyon 300 bin ile 2 milyon 600 bin arasında.
Jumbo karides tavan fiyatta. Tavuk 1 milyon 900 bin liraydı.
Tatlılar da 700 bin ile 900 bin arasında oynuyor.
En pahalı şarap Geyser Peak Gamay. Bu 14 milyon lira.
Üç-dört milyon lira civarında iyi yabancı şarap bulabilmeniz mümkün.
Kalecik Karası ne hikmetse tabii ki 11 milyon lira.
Bu restoran belirli aralıklarla denenmesi ve eleştirilmesi gereken bir yer, buna inanıyorum.
Bu kış burayı kulüp halinde kullanmaya ne dersiniz?
VOGUE
ADRES: Spor Caddesi Beşiktaş Plaza A Blok Kat: 13
Akaretler, Beşiktaş
TEL: (212) 227 44 04 ve 227 25 45