Mirsad Türkcan: Galatasaray'da oynamam

Sohbetimiz öncesinde yapılan idmanda omuzuna aldığı darbe nedeniyle hastaneye kaldırılan Mirsad Türkcan, 10 gün idmanlara çıkamayacağını söyledi.

İşte Mirsad Türkcan ile gerçekleştirdiğimiz röportajın detayı:

- Omzunuza idman sırasında bir darbe aldınız. Şimdi durumuz nasıl?

M.T: Pek önemli bir şey yok ama 10 gün idmanlara katılamayacağım.

- Basketbola nasıl başladınız?

M.T: Ben spora ilk olarak Voleybol ile başladım. 14 yaşına kadar okulda voleybol oynadım. Bir yaz boyunca 15-20 cm kadar uzadım. Bir okul turnuvasında arkadaşlarımın da ısrarı ile basketbola başladım. O turnuvada oynadım ve şampiyon olduk. Bir zamanlar voleybol tutkum vardı. Şimdi ise Basketbol benim tutkum.

- Fenerbahçe’nin play-off’lar öncesinde ki durumunu nasıl değerlendiriyorsun? Eksileri-artıları neler?

M.T: Herksin bildiği gibi Fenerbahçe’nin hedefi her sene aynıdır. Şampiyonluk, Türkiye Kupası, Avrupa Ligi’nde başarı vs… bunlar Fenerbahçe’nin her sene ki hedefleri. Bu sene ilk hedeften birinden pek uzak değildik ama Türkiye Kupası’nı kaybettik. Avrupa’da daha iyi sonuçlar alabilirdik. Takım bu sene istediğini alamadı. Bu sene takımda biraz tecrübesizlik var. İnşallah ligin sonunda 2. oluruz. Bence Fenerbahçe bu sene şampiyon olacak. Bu sene bizim tecrübeye ihtiyacımız vardı.

- 5.5 sezona 1000 ribaunt sığdırdın. Bu senin için nasıl bir duygu?

M.T: Her oyuncunun bir özelliği var. Bu da benim en büyük özelliğim. En iyi ribaunt alan oyuncular arasında ben 1. sıradayım. Tabii ki bu bana gurur veriyor. Sonuçta Mirsad’ın kimliğine baktığınız zaman bu oyuncu en iyi ne yapar? Bunun cevabı ribaunt. Mesela ben CSKA’da oynadım, Siena’da oynadım, PSG’ de oynadım ama 1000 ribaunt aldığım zaman Fenerbahçe forması giyiyordum. Bu bana ayrı bir gurur verdi.

- Fenerbahçe forması taşımak sende nasıl bir duygu yaratıyor?

M.T: Çok güzel bir duygu. Ben Fenerbahçe fanatiğiyim. Ben Avrupa’da oynarken de söylüyordum. Ben Fenerbahçeliyim. Çok mutluyum. Son iki senedir de şampiyonluk yaşadık. İnşallah bu senede şampiyon oluruz.

- Fenerbahçe’de olmasaydın, Türkiye’de başka takımda oynarmıydın?

M.T: Mesela Efes Pilsen’de oynadım. Efes’in benim kariyerimde çok büyük payı var. Galatasaray ve Beşiktaş’ta oynamaya sıcak bakmam.

- Geleceğe dair olan planların nelerdir?

M.T: Ben hiçbir zaman geleceğe dair plan yapmam. Biz basketbolcuların 5 dakika sonra ne olacağı belli olmaz. Bu nedenle uzun vadeli planlar yapamıyoruz. Tüm insanlar günlğk yaşıyorlar. Benim kariyerimde her şey var. Avrupa’da en değerli oyuncu oldum, ribaunt kralı oldum, Avrupa Kupası kazandım, Türkiye’de 5-6-7 kez şampiyonluk yaşadım yani benim kariyerimde her şey var. En çok kazanmak istediğim başarı Avrupa Şampiyonluğu. O duyguyu yaşamak istiyorum. Onu da yaşarsam kariyerimde yok yok olacak.

- Koç Tanjevic ile aranız nasıl? Onun takım üzerindeki etkisini nasıl değerlendiriyorsun?

M.T: Benim Tanjevic ile hiçbir problemim yok. Benim adım başka bir şeyde olabilir ama ben her zaman her takımda aynı oyunu sergiledim. Ben ekmeğimi taştan çıkartan bir oyuncuyum. Bu benim karakterimdir. Tanjevic kendi işini en iyi şekilde yapan bir koç.

- İnsanlar seni agresif kimliğin ile tanıyorlar? Saha içinde neden bu kadar agresifsin? Normal hayatında da böyle misin?

M.T: Her insanın eksik bir yanı vardır. İnsanlar beni böyle tanıyorlar. Özel hayatımda çok sakin bir insanım. Karımı seviyorum, çocuklarımı seviyorum, annemi seviyorum… Ailem için yaşayan bir insanım. Yani Özel hayatım da o şekilde değilim. Ama sahaya çıkıca her şeyi yapıyorum. Ben çok duygusal bir insanım. Duygularımı pek fazla kontrol edemiyorum. Ben sadece kazanmak istiyorum. Benim felsefemde berabere kalmak veya kaybetmek yok. Ben sadece kazanmak için yaratıldım. Bence her takıma benim gibi bir oyuncu lazım. Takıma gelip imzamı atıp paramı alan bir oyuncu değilim. Ben sahada galibiyet için her şeyi yaparım.

- Şu anda bir teklif gelse Avrupa’ya döner misin?

M.T: Evet olabilir. Zor bir soru. Benim burada oturmuş bir düzenim var. Ama yani neden olmasın, olabilir.

- Fenerbahçe’de liderlik görevini üstlenmek sende nasıl bir duygu oluşturuyor?

M.T: Ben birçok takımda oynadım ve neredeyse her takımda bu görevi üstlendim. Liderlik yapmak bu zamanda çok zor.�Son zamanlarda abi-kardeş kavramı kaybolmuş durumda.

- Türkiye’nin NBA’de ki temsilcileri Hido ve Memo hakkında neler düşünüyorsun?

M.T: Mehmet’te, Hidayet’te çok iyi oynuyorlar. Çok güzel bir grafik çiziyorlar. İkisine de başarılar diliyorum.

�

SEMİH: MEHMET OKUR, MİLLİ TAKIMA GELSE İYİ OLUR

- Fransa’da Asvel Kulübü ile bir anlaşmazlık oldu? O dönemi kısaca anlatabilir misin?

S.E: Fransa’ya gittim anlaşma için ama anlaşamadık. Geri döndüm. O sırada da bana Partizan Kulübü’nden teklif geldi. Ben de oraya gittim.

- Bir dönem 10 günlüğüne lisansın askıya alındı. Bu süreyi bize anlatır mısın? Seni sarstı mı bu dönem? Sende nasıl bir etki bıraktı?

S.E: O zaten 10 günlük bir süreçti. O dönem antrenörümüz Aydın Örs’tü. Sağ olsun o bana çok yardımcı oldu. Takım arkadaşlarımda destek verdi. Çok fazla problem olmadı. Yani bir çöküntü, depresyon olmadı. Ben zaten biliyordum Fenerbahçe’de kalacağımı. Partizan tüm haklarımı satın almıştı. Dolayısıyla Fenerbahçe’de onlardan satın aldı. Sonuçta Fenerbahçe’de kalacağımı ve Partizan’ın bir pürüz çıkaracağımı biliyordum.

- 20 yaşında (A) Milli Takım forması giymek senin için nasıl bir duygu?

S.E: Bu onur herkese nasip olmuyor. Yani 12 dev adam sadece 12 kişi. Dolayısıyla bu durum çok gurur verici. Genç yaşta bu kadar tecrübeli oyuncuya rağmen o formayı giymek benim için ayrı bir enerji oldu. Tanjevic’in bana olan güveni ile de yavaş yavaş yukarılara doğru gidiyorum.

- 2008 yılı NBA draftlarında Boston Celtics 60. sıradan seni seçti. NBA kariyeri senin için ne zaman başlayacak?

S.E: Zaten NBA’ da oynamak benim hayalim. Tüm basketbolcuların hayali NBA’ da oynamaktır. NBA kariyerim ne zaman başlayacak o da bir soru işareti. Tanjevic burada, o bana çok destek oluyor. Oraya gittiğimde şans bulmak, adapte olmak biraz zor. Sonuçta sezon sonuna kadar Fenerbahçe ile kontratım var ve büyük ihtimalle yenilenecek.

- Play-off’lar öncesi Fenerbahçe’nin şampiyonluk şansını nasıl değerlendiriyorsun?

S.E: Geçen senede maçlar kaybettik ama sonuçta şampiyon biz olduk. Bu sene de şampiyon biz olacağız. Bizden başka şampiyonluğa aday göremiyorum. Mesela Telekom iyi bir takım ama biz bir level üstteyiz.

- Fenerbahçeli basketbolcuların da olsun futbolcuların da olsun şöyle düşünceleri var: “Asla Galatasaray forması giymem” Senin bu konu hakkındaki düşüncelerin neler? Sen gerekirse sarı-kırmızılı formayı giyer misin?

S.E: Hayır benim öyle bir düşüncem yok. Sonuçta biz bu işi profesyonel olarak yapıyoruz. Sevdiğim takımın formasını giymek ayrı bir şey ama olur da yarın öbür gün beni transfer etmek isterlerse benim için fark etmez. Ama zorda kalmadıkça giymek istemem.

- Koç Tanjevic ile aranız nasıl? Yani sen Aydın Örs zamanında da bu takımdaydın. Sana ikisini karşılaştır deseler senin vereceğin cevap ne olurdu?

S.E: Onun kıyaslaması yapılmaz. Aydın ağabeyinin yaptığı taktiklerle ve verdiği olumdu düşüncelerle bir yere kadar geldim. Çok saygı duyduğum bir koç. Bence Avrupa’nın en iyi koç adaylarından bir tanesi. Koç Tanjevic’de aynı şekilde. Aydın Örs gitti Bogdan Tanjevic geldi. Sonuçta ben ne kadar olumlu şey alabiliyorsam o kadar iyi. Sonuçta ikisi de mükemmel koç.

- Milli Takım için düşüncelerin neler? Mehmet Okur’un takıma alınmamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

S.E: Koçun verdiği kararlara saygı duymak lazım. Tüm kararları o alıyor. Biz karar veremiyoruz. Tabii ki Mehmet Okur’u aramızda görmek bizim için çok olumlu ve güzel bir şey.  Dediğim gibi tüm kararları Tanjevic veriyor. Onların arasındaki muhabbeti ben bilmiyorum. Yani takıma gelse iyi olur.

Fenerbahçe hakkında bize bilmediğimiz bir şey söyleyebilir misin?

S.E: Fenerbahçe, çok güzel bir kulüp. Dışardan ‘aa Fenerbahçe’ diyebilirsiniz ama içine girdiğinizde çok güzel. Çünkü Fenerbahçe hakikatten büyük bir kulüp. Bu bana çok büyük gurur veriyor. İnşallah diğer gençlere de bu nasip olur.