Güncelleme Tarihi:
Futbolcu transferinde ve yenilenen anlaşmalarda artık trilyonlar konuşuluyor
Trilyonların konuşulduğu futbolcu borsasında genel kanı, kulüplerin ve futbolcuların
vergiden kaçmak için güzel rakamları mukaveleye yansıtmadığı yönünde
Futbolda transfer sezonu 1 Haziranda açıldı. Kulüpler sözleşmesi biten futbolcularıyla anlaşma yenilediler. Yeni transferlerle de kadrolarını kuvvetlendirmek için arayışlara girdiler. Ancak, futbolcuların istediği yüksek ücretlere bu sezondan itibaren uygulanacak yüzde 40 oranındaki gelir vergisi de eklenince birçok oyuncu kulüpleri tarafından satış listesine kondu.
9 Haziranda açıklanan bonservis bedelleri yaklaşık 65 trilyon Trük lirası değerinde bir futbol pazarını gündeme getiriyordu.
Satışa çıkan oyuncunun kulübüne ödenecek yüksek bonservis bedelleri de yeni transfer yapma imkanını daralttığından transfer döneminin ilk iki haftasında futbolcu-kulüp ilişkilerinin tam bir çıkmaza girdiği gözlendi.
Türk futbolunun önde gelen yıldızları kulüplerin kendilerine önerdiği yeni sözleşme ücretlerini yetersiz hatta ‘komik’ buldular.
Son üç yılın lig şampiyonu Galatasaray’dan Okan, Fatih, Arif; Beşiktaş'tan Alpay, Tayfur, Ali Eren, Fevzi; Fenerbahçe'den Moshoeu, Uche, Tayfun; Trabzon'dan Ünal ve Orhan'ın da aralarında bulunduğu birçok oyuncu kulüpleriyle yaptıkları görüşmelerde rest çekerek takım değiştirme tehdidinde bulundular.
Alpay ve Fatih gibi bazı oyuncular için yabancı takımların teklif getirdiği iddia edildi, ama bu teklifler çoğunlukla söylentiden ibaret kaldı.
Kulüpler futbolcularına geçmiş yıllara oranla daha düşük ücretler önerirken bu düşüşe yüzde 15'ten yüzde 40'a yükselen vergi oranının sebep olduğunu belirttiler.
FUTBOLCUYA EK YÜK
Kulüp yöneticilerinin düşüncesi oyuncuların gerçek değerlerinin üzerinde bir ücret talep ettikleri yönündeydi. Profesyonel Futbolcular Derneği (PFD) Başkanı Turgay Şeren ise kulüplerin bütün vergi yükünü futbolcuların sırtına yüklemesini haksızlık olarak nitelendiriyor ve ekliyor: ‘‘Vergi ödemek her çalışanın görevi, ama vergi oranının bir anda yüzde 15'ten yüzde 40'a çıkarılması futbolcuya ek bir yük getiriyor.’’ Vergi uygulamasında bir geçiş dönemi uygulanması gerektiğini belirten Şeren Maliye Bakanlığı'na başvurduklarını ve oranın gelecek sezon için yüzde 25'te tutulması gerektiğini söylüyor. PFD bu amaçla artışın kademeli olarak gerçekleşmesi için çaba gösteriyor.
Futbolcuların aldıkları ücretlere de değinen ‘‘Eğer Popescu gibi bir yabancı savunma oyuncusu 1,5 milyon dolara anlaşma imzalıyorsa forvet Hakan Şükür'ün 2 milyon istemesi yadırganmamalı. Türk futbolcusu hakettiğinden fazla ücret almıyor,’’ diye görüşlerini açıklıyor.
GİZLİ MUKAVELELER
Aslında vergi meselesi kulüpleri yıllardan beri meşgul ediyor. Futbolcularla yapılan mukavele bedellerine ulaşmak mümkün değil. Genel kanı kulüplerin ve oyuncuların vergiden kaçmak için gerçek bedelleri mukaveleye yansıtmadıkları yönünde. Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş kulüpleri mukavele bedellerini çeşitli nedenlerle açıklamaya yanaşmazken Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) da mukavele kayıtlarını düzenli bir şekilde saklamıyor.
TFF Profesyonel İşler Sekreteri Gıyasettin Şenman ellerindeki kayıtları basına bildirmediklerini söylüyor. Ulaşılabilen yegane kayıt kulüplerin açıkladıkları bonservis bedelleri, ancak bu meblağlar futbolcuların gerçekte ne kadar kazandıkları hakkında bir fikir vermiyor.
Ancak son birkaç yılda Türk futbolunun önde gelen isimlerinin basına yansıyan ücretlerindeki artışa bakılabilir. Tanju Çolak 1991'de Galatasaray'dan Fenerbahçe'ye geçerken iki yıl için 3,5 milyara anlaşma yapmıştı. Ancak beş yıl içinde ücretlerin dövize endekslenmesiyle beraber rakamlar tırmanışa geçti. 1996 yılında Fenerbahçe'yle sözleşme yenileyen kaleci Rüştü Reçber 100 milyara imza attı. Ertesi sezon Beşiktaşlı savunma oyuncusu Alpay Özalan'ın iki yıl için imza attığı ücret 320 milyardı. Geçen yıl bu rakamlar daha da yükseldi. Birkaç örnek vermek gerekirse; Beşiktaş'ın iki yıldızı Mehmet Özdilek ve Ertuğrul Sağlam 575 milyara takımlarında kalmaya razı oldular. Hakan Şükür'ün Galatasaray'la anlaşırken 2,8 milyon, Elvir Baliç'in Fenerbahçe'yle kontrat yaparken 3 milyon Amerikan doları kazanacakları basına yanısıdı.
YÜZDE 20 DÜŞÜK
Benzer bir artış bonservis bedellerinde de görüldü. Kulüpler yıldız oyuncularını takımda tutabilmek veya sattıkları takdirde daha fazla gelir elde etmek için federasyona bildirdikleri bonservis bedellerini yüksek tuttular. Geçen sezon Bursa Fenerbahçe'ye sattığı Elvir Baliç'e 7 milyon dolar değer biçerken, Ankaragücü Hasan Şaş'ı Galatasaray'a 4 milyon, Gaziantep de Ayhan Akman'ı Beşiktaş'a 6 milyon dolara gönderdiler. Bu sezon kulübüyle anlaşamayan futbolcular için trilyon sınırının fazlasıyla aşıldığı gözlendi. Beşiktaş satış listesine koyduğu Alpay Özalan için 2,6 trilyon talep ederken, Galatasaraylı Okan Buruk ve Fatih Akyel'in bonservis bedelleri de 2,4 trilyon Türk lirasını buluyor. Eğer oyuncular başka bir takımla anlaşamazlarsa bir sezon boyunca bonservis bedellerinin beşte birine kulüplerinde kalacaklar. Ancak bu oranın futbolcuları mağdur ettiğini öne süren Turgay Şeren ‘‘Yüzde yirmi çok düşük bir oran. Biz dernek olarak TFF nezdinde bu oranı yüzde elliye çekmek için çaba gösteriyoruz. Bu şekilde kulüpler fahiş bonservis bedelleri koymaktan kaçınacaklardır.’’ diyerek durumu özetliyor.
Son 10 yılda süratle artan ücretler karşısında kulüpler de birtakım ödeme yöntemleri benimsemiş durumdalar. 1993 yılında Galatasaray'ın başlattığı maç başına para uygulaması artık kulüplerin büyük çoğunluğu tarafından benimseniyor. Dört büyük kulübün dışında küçük kulüpler de futbolcu ücretlerinin bir kısmını garanti para olarak veriyor. Geri kalan kısım takımın oynayacağı tahimini maç sayısına bölünüyor ve futbolcu sahada kaldığı maç başına göre belirlenen ücreti alıyor. Bu modelin öncüsü Galatasaray'da Türk veya yabancı tüm futbolcular için bu sistem geçerli. Beşiktaş'ta ise Türk futbolcular maç başına para sistemiyle ücretlerini alırken, yabancılara mukavelelerine koydukları şartlara göre ödeme yapılıyor. Fenerbahçe'de sözleşmeli oyuncuların yarısı bu modele göre anlaşırken, diğer yarısına anlaştıkları meblağ her şartta ödeniyor.
Anlaşma imzalayanlar
FUTBOLCU TAKIMI ÜCRET
Tayfur Beşiktaş 1 trilyon
Abdullah Fenerbahçe 1 trilyon
Ogün Fenerbahçe 1 trilyon
Fatih Galatasaray 825 milyar
Fevzi Beşiktaş 650 milyar
Ali Eren Beşiktaş 650 milyar
Anlaşamayanların istedikleri ücretler
FUTBOLCU TAKIMI ÜCRET
Alpay Beşiktaş 1,8 trilyon
Moshoeu Fenerbehçe 1,35 trilyon
Okan Galatasaray 1,2 trilyon
Bülent Galatasaray 1 trilyon
Tayfun Fenerbahçe 700 milyar
1999’da en yüksek bonservis bedelleri
FUTBOLCU TAKIMI ÜCRET
Alpay Beşiktaş 2,6 trilyon
Okan Galatasaray 2,4 trilyon
Fatih Galatarasay 2,4 trilyon
Moshoeu Fenerbahçe 2 trilyon
Halilagiç İstanbul 2 trilyon
Fevzi Beşiktaş 1,75 trilyon
Arif Galatasaray 1,7 trilyon
Not: Transfer ücretlerine yüzde 40 oranındaki gelir vergisi de dahildir.