Güncelleme Tarihi:
BELÇİKA’nın en köklü futbol takımlarından biri olan Club Brugge’ün CEO’su Vincent Mannaert dünkü rövanş maçı öncesi Hürriyet’in sorularını yanıtladı. Neymar’ın sansasyonel transferinden Türk Milli Takımı’ndaki prim skandallarına kadar her konuda açık yüreklilikle cevaplar veren Belçikalı futbol adamı şunları söyledi
- Başakşehir’de en beğendiğiniz isim kim?
Doğrusunu söylemek gerekirse Emre Belözoğlu. Oldukça doğru paslar yapan, oyunu nerede yavaşlatması ve hızlandırması gerektiğini bilen üst sınıf bir oyuncu. Tam bir kalkış anahtarı. Fakat takımın genel seviyesi de oldukça yüksek, teknik, deneyimli ve iyi oyunculardan kurulu.
-Başakşehir Kulübü hakkında neler düşünüyorsunuz?
- Bu kulübün gelişiminde en büyük pay kuşkusuz Başkan Göksel Gümüşdağ’a ait. Yaptığı işler ortada. Kulübün daha da büyümesi için önemli projeler ürettiğini duydum. Her geçen yıl daha da yükselen bir Başakşehir var. İyi yolda olduklarını rahatlıkla söyleyebilirim.
-Euro 2016’da Türkiye Milli Takımı büyük bir prim skandalı yaşadı. Sizin prime bakışınız nasıl? Milli takımlarda prim olmalı mı?
Milli takımlara seçilen oyuncular genellikle büyük takımlarda oynayan isimlerdir ve iyi paralar kazanırlar. Orada ise gelirler federasyondan gelir. Bu gelirler daha iyi yetenekler yetiştirmeniz ve gelişiminiz içindir. Milli takımda oynamak için en önemli sebebin para olmaması gerektiğini düşünüyorum. Evet, anlıyorum onlar profesyonel futbolcular ve bedava oynamazlar. Fakat burada mühim olan ülkeniz ve ona olan sadakatinizdir. Milli takım formasını giydiğinizde ülkenizin başarısını, temsil ettiğiniz değerleri ve genç oyuncuların mücadele ederken sizleri izlediğini düşünmeniz gerekir.
-Türkiye ligini takip ediyor musunuz? Beğendiğiniz oyuncular var mı?
- Sofiane Hanni bir dönem Türkiye’de oynadı ve Belçika’da çok başarılı oldu. Osmanlıspor’da oynayan N’diaye oldukça ilginç bir futbolcu. Büyük bir potansiyeli var ve onu izlemekten oldukça keyif alıyorum. N’diaye dışında da izlediğim ve takip ettiğim çok sayıda futbolcu olduğunu söyleyebilirim. İstanbul’da üç büyük takım Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş var. Sonra Trabzon geliyor. Şimdi ise Süper Lig’de gelişmekte olan ve belli bir seviyeye ulaşmış takımları yakından izliyorum. Şunu söyleyebilirim Türk futbolunun genel kalitesi sürekli gelişiyor.
FOTOĞRAFLAR: Emre OKTAY
-Finansal Fair Play hakkında neler söyleyeceksiniz? Neymar’dan yola çıkarsak transfer borsasındaki rakamları nasıl karşılıyorsunuz?
Öncelikle şunu söylemeliyim futbola yatırım doğru düşünülerek yapılmalı. İnsanlar transfer ücretlerinin çok yüksek olduğunu söyleyebilir. Fakat futbol ekonomisi başlı başına ilginç bir kavram ve bu kadar parlamasını sağlayan da bu. Bir futbolcuya 100 milyon dolar ödemek doğru mu? diyebilirler. Bende onlara Picasso’nun tablosu eder mi diye sorarım. Bir tanesi 50 milyon. Ya da özel bir Ferrari. Sadece 5 milyon... Paranın geldiği yer legal olduğu sürece herhangi bir problem görmüyorum. Şu anda büyüyen bir futbol ekonomisi ve pazarı var. Asya ve Amerika bölgeleri gelişiyor. Neymar’ın durumunu bilmiyorum ama Barcelona’dan PSG’ye gidecekse Finansal Fair Play şartları kontrol edilmeli. Mekanizma iyi çalışmalı ve dengeleri korumalı.
- Belçika futbolunun gelişimi hakkında neler söyleyeceksiniz?
- Oldukça yüksek bir gelişim görüyorum. Belçika takımları 70’lerden bu yana muhteşem performanslar gösteriyor. Anderlecht ve Standart Liege sadece ligde değil Avrupa’da da büyük başarılar elde etti. Biz henüz o seviyede değiliz ama giderek yükseliyoruz. Sadece kulüpler düzeyinde değil milli takım bazında da oldukça güçlüyüz. İngiltere Premier League’de futbol oynayan 27 oyuncumuz var. İspanya ve İtalya’da da. Geçtiğimiz yıl Avrupa’da 6.sıradaydık. Almanya, İngiltere, İtalya, İspanya, Fransa ve Belçika. Yüksek kalitede oyuncularımız, onları yetiştirdiğimiz akademilerimiz, scoutinglerimiz var. Bunların hepsi Belçika futbolunun yükselmesinde en önemli faktörler.