Milli parklar dağlara engel
Güncelleme Tarihi:
A.A.
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 28, 2011 13:22
Kaçkar, Nemrut, Aladağlar ve Ağrı Dağı gibi Türkiye'nin önemli dağcılık bölgelerinin Milli Park içinde yer alması ve dağcılardan giriş ve konaklama parası istenmesi, Dağcılık Federasyonu'nu alternatif arayışlara yönlendirdi.
Nemrut Dağı (Adıyaman), Kaçkar Dağları (Rize), Aladağlar (Niğde) Ağrı Dağı (Ağrı), Küre Dağları ve Ilgaz Dağı (Kastamonu) gibi Türkiye'de 42 milli park bulunduğunu belirten yetkililer, faaliyetlerinin yapıldığı önemli dağları da içine alan milli parklara girişlerin ücretli olması ve günlük konaklama parası talep edilmesinin ayrı bir mali külfet oluşturduğunu belirttiler.
Dağcılık Federasyonu Başkanı Alaattin Karaca, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'nin güzelleştiğini ve güzelleşen yerleri de Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü'nün sahiplendiğini söyledi.
Doğayı koruma ve sahiplenmenin güzel olduğunu anlatan Karaca, “Konulan gereksiz sınırlamalarla, ben dedim olsun düşüncesiyle yapılan sınırlamalar, diğer tarafta gençlerin dağcılık yapmasını engelliyor” dedi.
Karaca, milli parkların lisanslı sporculara serbest olması gerektiğini belirterek, “Lisanslı olan dağcı arkadaşlarımızın doğaya zarar vermesi düşünülemez. Bizim sporcularımız doğayı koruma adına yetiştiriliyor” değerlendirmesinde bulundu.
Aladağlar'ın Türkiye'de dağcıların çoğunlukla gittiği dağlar arasında yer aldığını anlatan Karaca, şöyle konuştu:
“Ama bu sene Aladağlar'a giden dağcı sayısı azaldı. Daha önce ilgili kurumlarla yapılan protokoller kapsamında dağcılık lisansı olanlardan, milli parklara giriş ve konaklama parası alınmıyordu. Şimdi Aladağlar'a gidiyorsunuz, önünüze iki kişi çıkıyor ve sizi içeri almak istemiyor. Oysa dağlar özgürlük demek. Şimdi milli parkların alan kılavuzlar adı altında birimler oluşturuldu. Bunlar doğaya ilgisi olan ve dağcılığın dışında 3-5 günde yetiştirilmiş kişiler. Yıllarca eğitim almış bir kişiye, dağcılığı bilmeyen kişiyle dağa çık deniliyor. İki tarafta buna razı değil. Dağcı mihmandarı dururken, alan kılavuzunun dünyanın hiçbir yerinde dağcılığa mihmandarlık yaptığı görülmemiştir, bunu kimseye anlatamayız.”
“DİĞER SPOR BRANŞLARI...”
Dağlara giden çocukların doğayı koruma ve bugünkü eserlerin yarına taşınması yönüyle gerekli eğitimleri aldıklarını belirten Karaca, “Alınan rakamlar 3-5 lira gibi gözüküyor ama bir öğrencinin 6 gün kamp yaptığını düşünün. Ayrıca çocuk burası benim spor alanım diyor. Şehir de basketbol oynayan, futbol oynayan veya diğer spor dallarını yapan gençlerin, devlet altyapı hazırlamasına rağmen hangisinden bedel alınıyor. Oysa dağlar, gençlerin antrenman ve spor alanı” diyerek tepkisini dile getirdi.
“Federasyon olarak arayış içindeyiz. Eğitim kamplarında milli parklara gitmemekten yanayız” diyen Karaca, sözlerini şöyle tamamladı:
“Benim her faaliyetim 150-200 kişiyle yapılıyor. Her çadır için günlük 5 lira versem. 100 tane çadıra bir günde 500 lira. Bir hafta kalsa, buna benim bütçem yetmez. Aladağlar'da önümüzdeki ay içinde eğitim faaliyetimiz var. Geçen ay vardı ve gitmedik. Şimdi arayış içindeyim. Nerede yapabileceğimizi araştırıyoruz. Düzelmesi için ilgili kurumlara sürekli yazı gönderiyoruz, umarım çözülecektir.”
Dağcılık Federasyonu Başkanı Alaattin Karaca, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'nin güzelleştiğini ve güzelleşen yerleri de Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü'nün sahiplendiğini söyledi.
Doğayı koruma ve sahiplenmenin güzel olduğunu anlatan Karaca, “Konulan gereksiz sınırlamalarla, ben dedim olsun düşüncesiyle yapılan sınırlamalar, diğer tarafta gençlerin dağcılık yapmasını engelliyor” dedi.
Karaca, milli parkların lisanslı sporculara serbest olması gerektiğini belirterek, “Lisanslı olan dağcı arkadaşlarımızın doğaya zarar vermesi düşünülemez. Bizim sporcularımız doğayı koruma adına yetiştiriliyor” değerlendirmesinde bulundu.
Aladağlar'ın Türkiye'de dağcıların çoğunlukla gittiği dağlar arasında yer aldığını anlatan Karaca, şöyle konuştu:
“Ama bu sene Aladağlar'a giden dağcı sayısı azaldı. Daha önce ilgili kurumlarla yapılan protokoller kapsamında dağcılık lisansı olanlardan, milli parklara giriş ve konaklama parası alınmıyordu. Şimdi Aladağlar'a gidiyorsunuz, önünüze iki kişi çıkıyor ve sizi içeri almak istemiyor. Oysa dağlar özgürlük demek. Şimdi milli parkların alan kılavuzlar adı altında birimler oluşturuldu. Bunlar doğaya ilgisi olan ve dağcılığın dışında 3-5 günde yetiştirilmiş kişiler. Yıllarca eğitim almış bir kişiye, dağcılığı bilmeyen kişiyle dağa çık deniliyor. İki tarafta buna razı değil. Dağcı mihmandarı dururken, alan kılavuzunun dünyanın hiçbir yerinde dağcılığa mihmandarlık yaptığı görülmemiştir, bunu kimseye anlatamayız.”
“DİĞER SPOR BRANŞLARI...”
Dağlara giden çocukların doğayı koruma ve bugünkü eserlerin yarına taşınması yönüyle gerekli eğitimleri aldıklarını belirten Karaca, “Alınan rakamlar 3-5 lira gibi gözüküyor ama bir öğrencinin 6 gün kamp yaptığını düşünün. Ayrıca çocuk burası benim spor alanım diyor. Şehir de basketbol oynayan, futbol oynayan veya diğer spor dallarını yapan gençlerin, devlet altyapı hazırlamasına rağmen hangisinden bedel alınıyor. Oysa dağlar, gençlerin antrenman ve spor alanı” diyerek tepkisini dile getirdi.
“Federasyon olarak arayış içindeyiz. Eğitim kamplarında milli parklara gitmemekten yanayız” diyen Karaca, sözlerini şöyle tamamladı:
“Benim her faaliyetim 150-200 kişiyle yapılıyor. Her çadır için günlük 5 lira versem. 100 tane çadıra bir günde 500 lira. Bir hafta kalsa, buna benim bütçem yetmez. Aladağlar'da önümüzdeki ay içinde eğitim faaliyetimiz var. Geçen ay vardı ve gitmedik. Şimdi arayış içindeyim. Nerede yapabileceğimizi araştırıyoruz. Düzelmesi için ilgili kurumlara sürekli yazı gönderiyoruz, umarım çözülecektir.”