Güncelleme Tarihi:
Trendyol Süper Lig'de 2. sırada yer alan ve bu sezon hedefini şampiyonluk olarak belirleyen Fenerbahçe'de daha önce bu sevinci yaşamış olan eski futbolcu Michal Kadlec, Spor Arena'dan Gamze Türk'ün sorularını yanıtladı.
Kadlec; şampiyonluk favorisini açıklarken, Fenerbahçe'nin bu sezonki gidişatını, sarı - lacivertlilerdeki eski günlerini ve Aziz Yıldırım'la olan ilişkilerine değindi.
ÖZEL RÖPORTAJI İZLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ
İşte Michal Kadlec'in açıklamaları:
Merhaba. Türkiye’ye selamlar. İyiyim. Kariyerimi bu yaz 39 yaşında noktaladım. Zamanı gelmişti. Futbol sonrası hayatın tadını çıkarıyorum diyebilirim. Haftada iki defa buz hokeyi oynuyorum, önceden de biraz golf oynuyordum. İki çocuğum var, onlarla vakit geçirme zamanı. Aynı zamanda boş olduğum için hafta sonu da eğlenceli vakit geçiriyoruz. Zaman yaratıyorum ve hayatın tadını çıkarıyorum.
- Her şeyi konuşacağız ama Süper Lig’de son üç sezonda yaşanan değişimle başlamak istiyorum. Sadece Galatasaray ve Fenerbahçe şampiyonluk için savaşıyor. Bu iki takım tüm rekorları kırdı. Şu an Süper Lig hakkında ne düşünüyorsun?
Ne dediğini anladım. Çek Ligi’nde de aynı şey var. Prag’dan Sparta ve Slavia takımları var. Bu iki takım şampiyonluk için birbirileri ile mücadele veriyorlar. Türkiye’de de bu aynı. Bu takım, para ve kulüp gelenekleriyle alakalı bir durum. Her zaman Türkiye’deki en iyi oyunculara sahipler. Ama her zaman en iyi futbolcular en iyi futbolu oynamaz. Aynı zamanda iyi bir hocaya sahip olmanız gerekiyor, bu da önemli. Birlikte oynayan iyi bir takım olmanız gerekir. Çünkü yerli ve yabancı oyuncular arasında iyi bir ilişki olması için dengeyi sağlamalısınız. Evet, Türkiye’de de durum bu. Belki birkaç seneye başka takımlar da olacak. Belki bu durum sıkıcı ama bir Galatasaray taraftarına sorsanız, ‘Her yıl birinci olmak istiyoruz’ derler. Beşiktaş ve Fenerbahçe taraftarları da aynı şekilde. Herkes kendi takımını ilk sırada görmek ister, onlar için sıkıcı değil. Eğer bu üç takımdan birini desteklemiyorsanız, Türkiye Ligi biraz sıkıcı olabilir. Ama bu böyle, kulüpler oyunculara büyük paralar ödüyorlar. Şampiyonlar Ligi veya Avrupa Ligi’ne gittiğinizde de para alıyorsunuz. En iyi takımlar masanın önünde yer alıyor. Şimdi Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Samsunspor en iyi takımlar. Belki gelecekte farklı takımlar olacak. Geçmişte Trabzonspor şampiyonluğu kazandı. Kaç yıl önce bilmiyorum. Ama bu büyük takımların her yıl şampiyonluğu kazanmak istediğini düşünüyorum.
- Oyunculardan bahsettin. Senin de bildiğin gibi Türkiye’ye çok fazla iyi oyuncu geldi. Dzeko, Icardi, Immobile, Osimhen gibi. Hoca olarak da Mourinho geldi. Bu transferleri duyduğumuzda şok olduk. Sen ne hissettin?
Büyük isimler, büyük isimler. Ben Fenerbahçe’deyken de büyük isimler vardı. Kuyt, Nani, Van Persie, Meireles. Galatasaray’da da Sneijder ve Muslera hep oradaydı, onu kutluyorum. Ben bazı yıldız oyuncuların gelmesini bekliyordum ama Mourinho’nun Türkiye ve Fenerbahçe’ye gelmesini beklemiyordum. İmza törenini gördüm, büyük bir olaydı, helikopter, dolu bir stadyum… Şimdi ne olacağını göreceğiz. Her yılın yarısında yeni yıldızlar geliyor. Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş yıldızlar getirmeli, her zaman aynı bu durum. Bence sadece bir oyuncu seçmek yerine takımı birlikte tutmak önemli. İyi bir ilişkiniz olursa başarı gelir. Ben direktör, menajer ya da takım sahibi değilim ama izlediğimde bunun önemli olduğunu düşünüyorum.
- Belki sormak için biraz erken ama Galatasaray ve Fenerbahçe arasında 6 puan farkı var. Ne düşünüyorsun, kim şampiyon olur?
Tabii ki Fenerbahçe olacak diye düşünüyorum her yıl. Geçmişte yaklaştığımızı gördük ama Galatasaray yine kazandı, bir yıl da Trabzon kazandı. Bu Fenerbahçe taraftarları için çok zor çünkü son şampiyonluk 11 yıl önceydi. Bu taraftarlar için uzun bir zaman. Ben Fenerbahçe’nin kazanacağı umuyorum. 6 puan fazla ama Galatasaray’ın da puanlar kaybettiğini görüyoruz. Birbirlerine karşı oynayacakları maçlar da önemli olacak. Çünkü bunlar 6 puanlık maçlar. Ama 6 puan bir şey değil sanırım daha fazlaydı. Şimdi 6 puan farkı Fenerbahçe kapatabilir. Taraftarlar için de oldukça ilgi çekici. Neler olacağını göreceğiz.
- Evet yakın zamanda göreceğiz. Senin de söylediğin gibi 10 yıl oldu, çok uzun bir zaman. Hadi biraz geçmişten konuşalım, Fenerbahçe’nin eski güzel günlerinden. Şampiyonluk kazanıldığında takımın bir parçasıydın. O günler hakkında ne hatırlıyorsun?
Harika hatırlıyorum. O sezon daha fazla maçta oynayabilirdim bu benim için biraz hayal kırıklığı ama sahada ve kulübede en iyisini yapmaya çalıştım. Tabi biraz sinirli bir insandım ama bu sinirimi antrenmana yansıttım, gazetelere ya da takım arkadaşlarıma değil. Oynama şansı yakaladığım her zaman en iyimi göstermeye çalıştım. Fenerbahçe için yüzde yüzümü verdim. Bazen iyisindir bazen kötü, bu futbol. Herkes hatalar yapar. Bu grup, bir önceki sorularda da söylemiştim oyuncu grubumuz çok iyiydi. Yabancı oyuncular, yıldızlar, aynı zamanda Türk oyuncular vardı, Emre, Volkan, Mehmet Topal, Egemen Korkmaz gibi. Aramızda çok iyi bir ilişki vardı. Hocamız Ersun Yanal ile zorlu antrenmanlarımız vardı. Çok antrenman yaptık, çok koştuk, agresif bir oyun oynadık. Türkler ve yabancılar arasındaki ilişkinin çok iyi olduğunu düşünüyorum. Çok iyi bir takım olduk. Bazen yemeğe çıkıyorduk, bazen biri bizi evine davet ediyordu. Benim açımdan şampiyonluğu getiren asıl şey buydu. Birlikte güçlüydük. Bağdat Caddesi’nde kutlamalar inanılmazdı, 1 ya da 2 milyon insan oradaydı. Bir otobüsle 5 saatte stadyuma gittik. Bende de fotoğraflar var. Umarım Fenerbahçe taraftarları benim geçmişte hissettiklerimi aynı şekilde hisseder. Harika bir takımımız vardı ve çok iyi zamanlardı.
- Takım arkadaşlarınla unutamadığın bir anın var mı?
Evet birkaç tane var ama gazeteler için değil.
- Belki biraz bahsedebilirsin?
Bunlar bence soyunma odasında kalmalı. Komik şeylerdi, kötü bir şey değildi. Geldiğim ilk 2-3 gün Miroslav Stoch’laydım. Reina’ya gittik, o zamanlar açıktı sonra kapandı. Neler olduğunu biliyoruz. Aynı zamanda otobüste, soyunma odasında yaşanan şeyleri hafızalarımızda tutacağız.
- Tabii o zamanlar kulübün başkanlığını yapan Aziz Yıldırım’ı sormadan bitiremem. Efsane başkan. Onunla bir anın var mı? Bazen çok komik bazen çok sinirli, onun hakkında ne düşünüyorsun?
Evet bu doğru. Aziz Yıldırım özeldi ve çok çok iyi bir adamdı. İnşa eden oydu, patron oydu. O antrenmana geldiğinde patronun o olduğunu görürdünüz. Herkes çok farklı giyinirdi, ekip, oyuncular, hocalar onun arabayla geldiğini görünce atmosfer tamamen değişirdi. Rahat bir ortamdan daha profesyonele dönerdik çünkü patron oradaydı. Bazen çok iyiydi bazen değildi. Geldiğinde konferans odasında videoları izler, ‘Neden böyle oynadık? Daha iyi oynamalıyız’ derdi. Bilirsiniz, kulüp sahibisiniz ve taraftarlara karşı sorumluluklarınız var. Onunla hiç problem yaşamadım. Aynı zamanda Fenerbahçe’den 2016 yılında ayrıldığımda, onun ofisinde, ‘Burada oynadığın için mutluyum, sana yeni bir kontrat veriyorum’ dedi. Ben de ‘Başkanım çok minnettarım ama bir eş bulmak için evime dönmek istiyorum. Çekya’da kalmak istiyorum’ dedim. Benim için biraz zordu. Eğer zamanı geri getirebilsem Türkiye’de birkaç yıl daha kalırdım ama artık böyle karar verdim. Sparta Prag’a döndüm. Ama dediğim gibi onunla hiç problem yaşamadım. Onun Fenerbahçe’de kaldığı süreçte yaptığı şeylere büyük bir saygı duyuyorum.
- Şimdi de Quiz kısmı var.
Tamam.
- Çekya Ligi mi Türkiye Süper Ligi mi?
Çok iyi bir soru. Tamam, Süper Lig diyeceğim.
- Fenerbahçe’de en iyi takım arkadaşın?
Sadece bir isimse. Hasan Ali Kaldırım. Başkasını söyleyemem çünkü Almanca, Türkçe, Çekçe konuşuyoruz. Yani Hasan Ali Kaldırım.
- Fenerbahçe’de en kötü takım arkadaşın?
Bu futbol kalitesi üzerine değil ama benim hoşlanmadığım bir karakter olduğu için Bruno Alves.
- En komik kimdi?
Raul Meireles.
- Türkiye’deki en iyi stadyum?
Fenerbahçe.
- Seni etkileyen başka bir stadyum yok mu?
Tabii, en iyisi Fenerbahçe. Deplasmana gittiğimizde atmosfer olarak Galatasaray ve Trabzon diyebilirim. Trabzon bizim için cehennem gibiydi. Yeni statlarında değil eski statlarında oynadım. Polis eşliğinde gidiyorduk ve atmosfer bize karşı inanılmazdı. Deplasman dediğimizde Galatasaray ve Trabzon.
- İnan bana şimdi daha da kötü.
Evet olanları gördüm.
- Şu an Süper Ligin en iyi forveti?
Şu an en iyi forvet benim için Icardi.
- En iyi defans?
Zor, zor. Biraz komik ama arkadaşımı seçeceğim. Hasan Ali Kaldırım. Kayseri.
- En iyi kanat?
En iyi kanat, Fenerbahçe’deki Fransız olan, Maximin. Çok hızlı ve çok iyi. Birkaç maçta gördüm ve o sanırım.
- En iyi kaleci?
En iyi kaleci… Livakovic çok iyi ama Muslera demeliyim. 20 yıldır mı orada bilmiyorum.
- 14 sanırım.
14 yıl bir kulüpte kalmak… Ona karşı oyandım, gol attım. Çok iyi bir adam ve üst seviyede oynuyor. Yani Muslera diyorum.
- Şu an en yetenekli Türk futbolcu?
Arda, Arda Güler. Daha fazla oynamayı hakkettiğini düşünüyorum. Yetenekli, Fenerbahçe’de ve Avrupa Şampiyonasında gördüm. Türk futbolu için büyük bir yetenek. Aynı zamanda Kılıçsoy da öyle. Bence Türkiye her zaman çok iyi genç oyunculara sahip oldu. Ama şimdi Arda Güler.
- Son olarak favori Türkçe kelimen?
Normal bir şey söylemeliyim futbolda kullandıklarımızın aksine. Favori Türkçe kelimem ‘Biraz’ çünkü benimle herkes benimle Türkçe konuştuğunda ‘Yavaş yavaş’ diyorum ve ‘Biraz Türkçe konuşuyorum’ diyorum. Yavaş ve biraz. Tamam ‘Biraz’ diyebiliriz.
- Umarım yakın zamanda seni görürüz. Teşekkür ederim.
Ben teşekkür ederim. Kendine iyi bak.