Güncelleme Tarihi:
Ancak Merkez Hakem Kurulu (MHK) Başkanı Zekeriya Alp genelde sessiz kalmayı tercih ediyor. Hal böyle olunca ‘sabır taşına’ dönen Alp’in söyleyeceği çok şey olduğunu düşündük, kayıt cihazının düğmesine bastık, dinlemeye başladık. ‘Sabır taşı’ çatladı, ortaya haftaya damga vuracak şu sözler çıktı...
Kendinizi başarılı buluyor musunuz? 10 üzerinden kendinize kaç verirsiniz?
MHK Başkanlığı diken üstünde bir görev... 2.5 yıldır bu işi yapıyorsam başarılıyım demektir. Nota gelince... Bu notu ben veremem, kamuoyu verir. Kulüpler ve federasyon verir. Benim tenkit edildiğimi biliyorsunuz. Hakemlikten değil, futbolculuktan geldiğim için tenkit ediliyorum. Ama ben iyi bir yöneticiyim. İyi bir iş adamıyım. Futbolun her kademesinde görev yaptım. Ben hakem camiasında yıllardır sağlanamayan birliği sağlamak istemiştim. Eski isimleri nasıl bir araya getirip yararlanırız diye düşündüm. 26-27 isim çıktı ortaya. Ama geçtiğimiz sene, isim vermeyeyim, bazı arkadaşlar televizyonlarda yorum yapmaya başladı. Hakaret derecesine varan konuşmalar yaptılar. Bu konuşmalar ‘Ben futboldan gelen bu arkadaşı içime sindiremiyorum’ noktasına kadar vardı!
Bu içine sindirememe durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Olabilir tabii, sindiremeyenler olabilir. Eğer sindiremeyen varsa doktorların vereceği bir ilaç var. Tavsiye ediyorum, o ilaçla sindirebilirler. Gökten zembille inmedim ben. Miras falan da kalmadı. Tırnaklarımla kazıyarak, kendimi geliştirerek geldim. Böyle şeyler konuşulunca hakikaten sinir oluyorum. Bu adamları muhatap bile kabul etmiyorum. Oysa ben onlar için çok iyi şeyler düşünmüştüm. Peki niye uygulamadınız? Tam araştırıyordum ama adamlar çıktı golf sopasını aldı, Yıldırım (Demirören) beyin televizyonunda taklidini yaptı. Bu yorumcu olan eski hakem arkadaş geldi geçen sene, özür diledi... Elimi sıktı, ailesinin hastalığından dolayı psikolojisinin bozuk olduğunu söyledi. İyi tamam. Ama sonra yine golf sopasıyla çıktı ekrana. Bu arkadaşları şimdi aramıza nasıl alabiliriz? Ben olduğum sürece bu tür insanların hiçbir şansı olamaz. Ben birleştirici bir adamım. Kinci değilim. Bana önemli değil ama bu hareket TFF Başkanı’na yapılıyor. G.Saray, F.Bahçe, Beşiktaş başkanına saygılı olunması lazım. Ama olayın dışında kalan değerli arkadaşlar var, onlardan istifade edeceğiz.
MHK BAŞKANI’NIN YERİ MİLLETVEKİLİNE
Göreve başladığım zaman 3-4 maça gittim. Daha da başka maça gitmedim. Çünkü 2 yıl önce bir F.Bahçe-G.Saray maçına gitmiştim. Bir milletvekili gelmiş, benim yerime oturmuş. Ben MHK başkanıyım, yer yok. Terkettim stadı. Bir daha da hiçbir maça gitmedim. Ben stada gittiğim halde, koltuğumuza başka biri oturabiliyorsa, benim ne işim var orada? Ondan sonra her maçta yerimizi ayırdılar ama ben bir kere soğudum. Evde daha rahat maç izliyorum. Hakemleri daha iyi izleme şansım var. Statta bunu yapmak biraz zor.
YANLIŞ YAPANI ASLA AFFETMEM
Hayatım boyunca güvenilir bir insan olmak için emek sarfettim. Güvenilir bir insan olduğunuz zaman, cebinizde para olmasa bile kredinizle çok iş yaparsınız. Benim hem yurt içi hem de yurt dışı açık hesap kredilerim oldu. Herkesten kurumumuza, bana ve hakemlerimize güvenmelerini istiyorum. Benim olduğum yerde yanlış olmaz. Kendi öz kardeşim olsa dahi yanlış yapanı affetmem. Hakem bilerek hata yapıyorsa onun hakemlikle işi olamaz.
BAŞKANIN YÜZÜNE TELEFON KAPADIM
2.5 sene içinde sadece 2-3 kulüp başkanıyla muhatap oldum. Hiçbir başkanın bende telefonu yok. Biri aradı, konuşmaya başladı. Telefonu direkt yüzüne kapattım
Tartışmalı maçlardan sonra kulüp başkanları sizi arıyor mu?
Hayır. Sadece 1-2 kulüp başkanına ‘Buraya gelin, konuşalım’ dedim. Bende hiçbir kulüp başkanının telefon numarası yok. Mesela ismi önemli değil, bir kulübün başkanı beni aradı, başladı uzun uzun konuşmaya. Direkt yüzüne kapattım telefonu... Beni hiç ilgilendirmez. Ben bu camianın başkanıyım. 2.5 senede sadece 2-3 başkanla muhatap oldum. Onlarla da federasyon binasında konuştum. Zaten telefonda konuşmam.
BEŞİKTAŞLI OLDUĞUMU ZATEN HERKES BİLİYOR
Kulüplerin bünyesinde arkadaşınız ya da dostunuz yok mu?
Beşiktaş kulübünün içinde binlerce tanıdığım var. Ama Beşiktaş kulübünün de hiçbir davetine gitmiyorum. Ne mali kongreye ne genel seçime... Bir süre önce Beşiktaşlı yönetici dostum iftara davet etti, ona bile gitmedim. Ben Beşiktaş kulübünün divan kurulu üyesiyim. Bu çocuk oyuncağı değil. 48 yıl önce Beşiktaş kulübü ile futbolcu olarak mukavele imzaladım. Yarım asır... Benim Beşiktaşlı olduğumu zaten herkes biliyor. Ama Beşiktaşlı olmakla yaptığım görev arasında hiçbir bağlantı yok. Bu görevde olduğum sürece her şeye dikkat ediyorum. Mesela biriyle karşılaşıyorsunuz, kazara bir yerde oturup kahve içseniz, Allah selamet versin... Nerelere götürürler. Eskiden haftanın 3 günü dışarıda dostlarımla yemek yerdim, şimdi ise ancak ayda bir kez çıkıyorum. Zaten 4 gün evde maç izliyorum.
ERMAN TOROĞLU YALAN BİLGİYLE HABER YAPTI
Oyun kurallarıyla ilgili yenilemeler zaman zaman sıkıntı yaratabiliyor. Ne diyorsunuz?
Markus Merk’in bile bilmediği yeni kurallar oluyor. 25 sene önceki hakemin nasıl olmasın... Geçen yıl basın camiasınd a görev alan 167 kişiye mektup yolladım, oyun kuralları ve yorumları ile ilgili toplantı için... Kaç kişiden cevap geldi, biliyor musun? Sadece 6... Ben de hemen iptal ettim.
Hocam, benim bile haberim olmadı. Bir organizasyon hatası olmuş bence. Ama artık hakem seminerlerine dinleyici olarak alınmıyoruz.
Seminere her zaman alamayız. Mesela Erman Toroğlu yalan yanlış bilgilerle bir haber yazmıştı. Hukuk kuruluna hemen yazı yazdık, anlattık, hem müdürüne hem adresine cevap hakkı yolladık. Ne ses var ne de bir şey... Sen ister Erman ol, ister Bakan ol bunlar ayıp şeyler... Ara bizi, sor, doğrusunu öğren.
BU CAMİADA KİN VE DÜŞMANLIĞI GÖRDÜM
Bu camiada insanların birbirine olan kin ve düşmanlığını, birbirlerinin altını oyma çabalarını gördüm. Birlik bütünlük yok. Hakem camiası birlik olmayan korkunç bir camia... Kurumun içerisinde olmayan arkadaşlar farklı şeylerin çabası içine giriyorlar. İçeride olup dışarı çıkanlar üç gün sonra farklı konuşabiliyor. Birbirlerini yiyenlere bir bakıyorsun, menfaatleri birleşince anında sarılıyorlar ve dost oluyorlar. Umarım benden sonra da benim gibi adamlar başa gelir. Ben niye rahatım? Çünkü korkum yok, beklentim yok.
DEMİRÖREN KENDİ KRAVATINI VERDİ!
Renkli çok kravatım var ama onları takamıyorum. Ülkemizde bu konular hemen laflanıyor. Farklı yerlere çekiliyor. Bu yüzden düz renkler tercih ediyorum. Örneğin Milli Takım’ın ve TFF’nin rengi olan kırmızı kravatları. Göreve ilk geldiğimiz zaman bir toplantı öncesinde Yıldırım (Demirören) Bey bana “Giydiğin takım elbise ile kravat, bir takımın renkleri oluyor” demişti. Ve kravatını çıkartarak bana vermişti.
ABİTOĞLU SÜRPRİZ DEĞİL
Süper Kupa finaline Kamil Abitoğlu’nun atanması sürpriz mi? Sürpriz falan değil. Abitoğlu son derece iyi bir hakemimiz. Kendisine çok güveniyoruz. Geçen sezon da çok başarılı oldu. Kim ne derse desin hiç önemli değil.
(HT Spor - Atilla TÜRKER)