Güncelleme Tarihi:
Her yıl kasım ayı başlarından itibaren ülkemiz üzerinden göç eden, pembe ayaklı kara kaz olarak isimlendirdiğimiz su kuşlarının en önemli konaklama alanları Tuz Gölü ve çevresidir. Yüz binlerce yaban kazı bu gölümüzde gecelemekte, gündüzleri ise bu gölümüz çevresindeki ekin tarlalarında yemlenmektedir. 2 Kasım 2000 tarihli Resmi Gazete'de Tuz Gölü ve çevresinin ‘‘Özel Çevre Koruma Bölgesi’’ olarak ilanına ait Bakanlar Kurulu Kararı yayınlanmıştır. Alınan bu kararı Başbakanlığa teklif eden kurum Çevre Bakanlığımızdır. Bahse konu karara göre; hudutlar koodinatlarla belirtildiği için arazide sınır bulmak oldukça zor, kolayca anlaşılacağı şekilde ifade edersem; Konya yolu 100 Km.-Makastan itibaren, Adana kara yolunu içine alarak, Aksaray iline kadar yola paralel uzanan hat, yasak sahanın doğu sınırdır.
Batı yakası Konya karayoluna paralel giderek Kulu Tersakan, Boluk ve diğer küçük gölleri içine alırken; güneyi de Aksaray ile merkezinden itibaren batıya doğru kıvrılan hat üzerinde, Aksaray Ovası ve Sultanhanı ilçe merkezi de yasak sahanın içine giriyor. Ülkemizde yeni bir rekor kırılmıştır!
ARTIK HAYAL OLUYOR
Bir daha açılmamak üzere! Türkiye'nin avcılığa yasaklanan en büyük sahası ve ülkemizin en önemli tek kaz avlığında; avcılık yapmak artık hayal olmuştur. Böylece çevreye avlanmak için avcılar tarafından kazılıp adlandırılan, binlerce çukura da anılarımız gömülmüştür.
Defalarca bu köşeden yazıp, çevrecilere dikkatli olmamız gerektiğini hatırlattım. Silifke'den Mersin'e kadar olan kıyı şeridinin avcılığa yasaklamasını örnek vererek, bu tedbirlerin daha da yaygınlaştırılacağını söylediğim zaman, avcıların bir kulağından girip, diğerinden çıkmıştı. Sanırım şimdi kazın ayağının nasıl olduğunu anlamışlardır.
Çevre Bakanlığı sessiz sedasız yasaklı alanları çoğaltırken, Avcılıktan sorumlu Orman Bakanlığı ne yapıyor diye haklı olarak sormak aklımıza gelmiştir. Hamdolsun sağlıkları yerinde, avcılardan avlanma bedeli adı altında topladıkları 700 milyar lirayı nasıl harcayacaklarına henüz bir kılıf bulamadılar. Kapı kapı dolaşıp, keklik alıp doğaya salacağız aldatmacası ile avcıların ağzına parmakla bal sürmek istiyorlar.
Telaşa düştüler!...
Çünkü bu sezonun bitmesine az bir zaman kaldı, hangi yüzle gelecek yıl avcılardan para toplayacakları telaşına düştüler! Kulağıma gelen bazı laflar pek hoşuma gitmedi. Milli Parklar Genel Müdürü Hüsrev Özkara avcılığı iki yıl tümüyle yasaklamak istediklerini yakın çevresine söylemeye başlamış.
Milli parklar piknik ve SİT alanlarını mafyaya teslim ettiler, avcılığı da yasaklarlarsa, ne iş yapacakları merak konusu! Sakın ola bu sinyaller paralı avlak çeteleri yaratmak için gönderiliyor olmasın!