Güncelleme Tarihi:
Yöresine özgü bazı avcı terimleri vardır. Bunlar arasında Sakaryalı yaşlı bir avcının her vurduğu çulluk için, ‘‘Dingili baş aşağıya düşürdüm’’ ifadesini kullanması kulağıma hoş gelip, ilgimi çekti. ‘‘Tüfeği patlatmamla kekliği havada söndürdüm’’, ‘‘Paçavra gibi düşürdüm’’, ‘‘Havada büzdüm’’, ‘‘Yıldızdan pervane gibi indirdim’’, ‘‘Armut gibi uzattım’’, ‘‘Tepetaklak ettim’’, ‘‘Başını kıçına denk getirdim’’, ‘‘Hicaz pulu gibi yere yapıştırdım’’ gibi. Şu anda aklıma getirebildiğim, avcıların kendilerine övmede kullandıkları doğru veya yalan bu sözcükleri, palavralar arasında dinlerken, insanın yüreği kaldırsa da; söylenenlerin derinlemesine irdelenmesi halinde işin vahşeti kabak gibi ortaya çıkıyor.
Ben de dahil olmak üzere şöyle çevremdeki izlediğim avcılardan, kulağıma gelenleri yorumlamaya kalktığımda; avcılığı fanatikleştirip, zalimleştirenler arasında kaderin tokadını yememiş olanına rastlamak pek mümkün olmuyor! Hep aklıma bir ata sözü getiririm; ‘‘Yaş kesen, taş kesen, baş kesen, iflah olmaz’’ derler. Tesadüflerden de olsa, zaman zaman bu sözün doğruluğuna inanmak zorunda kalıyorum. Aile ve iş düzeni bozulmuş, kazaya uğramış yakınlarını kaybetmiş bazı avcıların duyumunu aldığımda hem üzülüyor, hem de ‘‘hayvancıkların ahı tutuyor’’ demekten kendimi alamıyorum! Elbette ki, toplumun avcı olmayan kesiminde de böyle olaylar yaşanıyor, ancak benim ilgi alanıma daha çok avcılar ve yaban doğası girdiğinden kafam o yöne basıyor! Sonuçta, zalim rolünü avcı, mazlumu da hayvancıkların oynadığı bu kanlı trajedi; ‘‘etme, bulma dünyasında bitiyor.’’
Hayvanların can dostu
Delik şemsiyenin altında, reklamsız, ilansız ve meteliksiz er meydanına çıkan Ayvalık Belediye Başkanı Koçum Ahmet Tüfekçi de tüfeğini patlatmadan koltuğunu dişli rakiplerine kaptırmadı. Kendisi avcı olmayıp, hayvanların can dostudur. ‘‘Onlara yarattığı huzurlu mekanın yanı sıra, verdiği sağlık hizmetlerinden gelen hayır dualarını alacak ve seçimi kazanacaktır’’ dediğim yazımdan sonra, gerçekten de Ayvalık halkı hayvan dostu başkanlarına sahip çıktı. ‘‘Hayvanı sevmeyen insanı da sevmez’’ diye düşünmüş olmalılar ki, başkanlarına kucak açtılar, doğru olanı da yaptılar.
Unutmayalım, bu dünya kurduyla, kuşuyla, ağacıyla, otuyla, insanıyla, hayvanıyla bütün canlılarındır. İnsanın bütün canlılardan üstünlüğü, korumasız yaban varlıklarına sahip çıkmasında, onları korumasındadır. İnsan olana yakışanı da budur.