Güncelleme Tarihi:
22 yıl önce Atıcılık ve Avcılık Federasyonu Başkanlığına atandığım zaman, bazı avcı dostların eleştirilerine hedef olmuştum. ‘‘Geçmişte Federasyon avcılık için bir şey yapmadı, sen ne yapmayı düşünüyorsun’’ diye, yarı sitem meraklarını dile getirmişlerdi. Bu işlerin ‘‘yaparız- ederiz’’ le inandırıcı olmayacağını bildiğim için, federasyon heyetinin kuruluşunda avcılara da yer verdik. 3167 sayılı Kara Avcılığı Yasası av işlerinde, Orman Bakanlığı'nı yetkili kılmasının bilincinde; onların yetki ve sorumluluklarına girmeden, doğaya sahip çıkmayı, avcıları bilinçlendirip, yaban varlıkları üzerindeki baskılardan uzaklaştırarak, atış poligonlarına çekmeyi görev edindik.
Hayvan öldürmenin müsabakası olamayacağına göre, her yıl organize ettiğimiz Avcı Başı yarışmaları ile avcılara heyecanlı günler yaşattık. Avladıkları hedefler plaka veya kağıttan da olsa, nişancılık hünerlerini kansız ispatlamalarına fırsat verdik. Federasyon çatısı altında topladığımız avcı derneklerinin, kasaba ve şehirlerde poligon kurmalarını destekledik. Buralardan gözümüze kestirdiğimiz genç yetenekleri, uluslararası sahalarda yarıştırıp, birçok madalya kazandırırken kulüplerini de ödüllendirdik..
Göreve geldiğimizde, büyükler kategorisinde Balkan yarışmalarında bir tek altın madalyamız dahi yokken, günümüzün avcı gençleri ile madalya sayısını 300'ün üzerine çıkardık. Balkan, Avrupa, Dünya şampiyonluklarının milletçe keyfini yaşadık. Federasyona bağlı olmayan dernekleri de göz ardı etmedik, mali sıkıntılar içinde kurulup rahatlamalarına önderlik edip, ücreti karşılığında eğittikleri aday avcılara acılık belgesi vermeleri olurunu, İçişleri Bakanlığı'ndan alıp dernekleri yetkilendirdik.
TAKTİK DEĞİŞTİRDİLER
Geçmişte avcılara hizmet yapılmadığından yakınanları sergilediğimiz hizmetler ya sinirleri bozmuştur ya da iştahları kabartmış olmalı ki, şimdi ‘‘Orman Bakanlığı varken siz ne hakla avcılık işlerine burnunuzu sokuyorsunuz’’ diye bayrak açtılar, mahkemelere suç duyurusunda bulunup, açtıkları davaları hep kaybettiler. Sonuçta takke düştü kel gözüktü, silahçıların desteği ile ‘‘Federasyonun avcılık bölümünü ayırıp bize verin’’ ısrarında bulundular. Araya siyesileri soktular yine başaramadılar. Şimdi taktik değiştirip, ‘‘Federasyonun adındaki avcılık sıfatı kaldırılsın, hiçbir avcılık federasyonu olimpik değildir’’ yaygarası yapıyorlar, sanki Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü'ne bağlı federasyonların tümü olimpikmiş gibi!
Federasyonu ele geçirip, hem atıcılığa hem de avcılığa hizmet etmeyi düşlüyorlarsa bunun çaresi yıkıp dökmek değildir ki! Her dört senede bir federasyon başkanlığı seçimleri yapılır, katılıp aday olurlar, başkanlığı kazanarak emellerine kavuşurlar. Avlakları ele geçirip, federasyonu silahçılara ikram ederler ve Yüce Danıştay'ın kararına rağmen yürekleri el verirse; Atatürk'ün kurduğu federasyonu da birbirinden ayırırlar.
Ancak biz göreve gelirken aldığımız isimle, emaneti bileğinin hakkıyla gelene devretmeye hazırız. Bunun için Sayın Cumhurbaşkanı'na çıkıp yalvarmaya gerek yok ki! ‘‘Gardaşlarım demokrasilerde çözüm tükenmez, binaenaleyh 22+4 formülünü fevkalade isabetli görüyorum’’ derse ne olacak? İşte o zaman, Genel Müdürlüğün adının başındaki ‘‘ Gençlik’’ kelimesinin kaldırılması pazarlığını başlatırlar mı dersiniz?