Güncelleme Tarihi:
BEN bu belgede yer alan prensipleri okudum. Bilincim yerinde ve özgür irademle beyan ederim ki, avcı topluluğunun ülkede saygı gören ve önde gelen bir topluluk olarak korunmasına, özellikle av hayvanlarının barınma ve çoğalmasına imkan sağlayarak, avın yasalara uygun bir hasat olduğunu peşinen kabul edip, yaşamım boyu bu ilkeye uyacağıma, Türk örf ve adetlerine, özellikle avcılık gelenek ve kurallarına koşulsuz uyacağıma, gelecek kuşaklara bu değerleri geliştirerek aktaracağıma, anlamlı bir yaşam için eğitimin sürekli olması gereğine, tüm avcıları aynı sportmen ruhu paylaşan kardeşlerim olarak göreceğime, bu ruha uymayanların bu topluluktan ayrı sayılmaları için ilgili otoriteleri olaydan eksiksiz ve zamanında haberdar etmek dahil gerekli tüm çabaları harcayacağıma, avcı kardeşlerimin, avla ilgili her zorluklarında koşulsuz olarak yardımlarına koşacağıma, şerefim üzerine and içerim.
İşte gerçek avcıların duygularını yansıtan Merkez Av Komisyonu Kararları kitapçığında yayınlanmış bu avcı andına uyanlarımız gönül huzuru içinde olsunlar, ya uymayanlara ne buyrulur? Farcılar, tuzakçılar teypçiler ve her türlü kural dışı avcılığı meslek edinmişler, bu yazılanları okuyunca acaba vicdanlarını yargılayıp, sonuçta kendilerini aklayabilecekler mi? Hiç sanmıyorum. Bu kurallar onların şahsında geçerliliğini yitirmiş saçma sapan sözler olarak benimsenip, türlü bahanelerle ciddiyetten uzaklaştırılacaktır. Elbet kısa bir zaman sonra bütün acı gerçekler ortaya çıkacak, işte o zaman da ne av, ne de avcı kalacaktır. Silah fabrikaları kapanacak, av bayileri kendilerine başka bir ekmek kapısı arayacaklardır. Avcılar ise geçmişin anılarını duvarlara asılmış tüfeklerin altında konuşurken, çocukları görünce utançlarından yere bakarak susmak zorunda kalacaklardır! Bana kalırsa tüm ülkede her türlü avlanmanın gerçek süresi bitmiş, artık uzatmalar oynanmaya başlamıştır. Ayrıca Bird Life İnternational'ın ülkemizde yaptığı gözlem raporları da beni doğrular içeriktedir.
ÇAĞDAŞ AVCILIK
2000 yılına girerken, ülke avcılarına ve av sektörünün temsilcilerine gücümün yettiği, avazımın çıktığı kadar yüksek sesle haykırıyorum! Kişisel kavgalardan, çıkar hesaplarından, nefsimizi şeytandan ve öldürme yarışından uzak tutalım. El ele gönül gönüle verip, yaban varlıklarına kucak açalım. Vurduğumuzdan fazlasını üretelim. Keskin nişancılığımızı canlıları telef ederek değil, poligonlarda kanıtlayalım. Şayet bizi cezbeden yaban doğası ise yine oralarda dolaşalım, zirvelerden ovalara mağrur bir edayla bakalım, önümüzden uçan ve kaçan hayvanları hür doğalarında seyredelim ve rahat bırakalım. Avrupa Topluluğu'na girmek için gerekli olan çağdaş avcılığa yönelelim. Önce vicdan sesini dinleyip, sonra tetiği çeken, yiyeceği kadar rızkın peşinde koşan, fazla vuranlardan tahrik olmayıp onlara doğru yolu gösterecek bir avcı olacağımızın sözünü yeni yıla girerken benliğimizle verelim. 2.GRUP AV HAYVANLARINDAN; KEKLİK, KUM KEKLİĞİ, KIKIRLIK, BAĞIRTLAK, ADA TAVŞANI VE TAVŞAN AVI 26 ARALIK 1999 PAZAR GÜNÜ SONA ERMİŞTİR. Tüm okurlarımın yeni yılını kutluyor, esenlikler diliyorum.