Güncelleme Tarihi:
Sezona teknik direktör Ümit Özat ile başlayan ancak 3. haftanın ardından genç teknik adamla yollarını ayıran başkent ekibinde 4. kez göreve başlayan Mesut Bakkal, kırmızı-siyahlı ekibe geliş gidişleri, yapılan transferler ve takımın son durumuna ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Süper Lig'in 4. haftasında deplasmanda Trabzonspor ile oynanacak maçta Gençlerbirliği Teknik Direktörü olarak 100. karşılaşmasına çıkacağını hatırlatan Bakkal, "Yardımcı hocalık yaptığım maçları da eklersek 180'i buluyor." diye konuştu.
Başkent ekibiyle anlaşmasının ardından kendisine "Artık uzun çalış", dediklerini kendisinin de "4. kez geliyorum toplarsak 4 yıl eder" şeklinde espriyle karşılık verdiğini ifade eden Bakkal, "Sanki ben uzun çalışmayı istemiyorum. Burası benim evim, yuvam. Maddiyatı hiçbir zaman öne çıkarmadım." ifadelerini kullandı.
Gençlerbirliği'nin hayatını kaybeden duayen başkanı İlhan Cavcav'ın 2006 yılında kendisini teknik direktör yaptığında kırmızı-siyahlı takımın durumunun bugüne çok benzediğine dikkati çeken Bakkal, şunları söyledi:
"O zaman 6. haftaydı, şimdi 4. hafta geldik. Gol atamayan 2 puanı olan bir takımdı, çok zordu. 'Niye gidiyorsun' demişlerdi, şimdi de diyorlar. Gençlerbirliği için ben aşağısını yukarısını düşünmem. Önemli olan umarım bundan önce yaptığımız işlerin devamını sağlarız. 17 yıl oldu ve artık o tecrübe var."
"Parası bereketli'
Gençlerbirliği'ne teknik direktör olduğu 4 dönemi ayrı ayrı değerlendiren Bakkal, ilk gelişi için "İlhan başkan bizi hoca yaptı. İlk evimi Gençlerbirliği'nden aldım. Bu kulübün çok bereketli parası vardır. Umuyorum Murat Bey de çok başarılı olacak." dedi.
Başkent ekibinde ikinci kez göreve başladığı dönem için Bakkal, "Kötü durumda bir Gençlerbirliği'ne geldik, kurtardık. Üçüncüde hiçbir şey konuşmadan ve şart öne sürmeden geldim ve yine kurtardık." değerlendirmesinde bulundu.
"Şimdi de benim camiam, artı hakikaten artık çok tecrübelendik." diyen Bakkal, şöyle devam etti:
"Umarım bu tecrübeyi aktarırız. Çok rahatım çünkü beni benimseyen, isteyen bir gruba geldim. İnsanların enerjisine ihtiyaç var. Yapar, bizi kurtarır diyorlar. Bu bana olumlu enerji veriyor ve mutlu ediyor. Bu sefer çok mutlu geldim. Umarım bu mutluluk da sonuçlara yansır."
"Bu bir sistemdir"
Mesut Bakkal, futbol kulüplerinin birilerinin söylemesiyle transfer yapmasına gerek olmadığını vurgulayarak, "Bu bir sistemdir. Bu bir düzendir. Ama hocanıza ama oyuncu izleme ekibinize inanırsınız. Onun bulduğunu istersiniz." ifadelerini kullandı.
Kulüplerin 6 ayda ya da yılda bir hoca değiştirdiğini o nedenle bu takımların nasıl bir oyuncu istediğini kimsenin bilemeyeceğini belirten tecrübeli teknik adam, "Süratli mi, kuvvetli mi, çabuk mu istiyor, neye, kime, hangi sisteme göre adam alacağız. Öncelikle bu sistemin bir kurulması ve o sistemde oyuncu izlenmesi gerekiyor." yorumunu yaptı.
Çabuk futbolcu sevdiğini ya da tek ön liberolu kadro oluşturduğunu ancak sonraki teknik direktörün çift ön libero tercih edebildiğini dile getiren Bakkal, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yönetimler de hocanın dediğini mi yapacağız, kendimiz mi alacağız çelişkisi yaşıyor. İşin sırrı uzun süre çalışıp, bir sistem kurup, o sistemde devam etmek. Bu aslında kulübün sistemi olmalı. 14 yabancı transferinde 2 iyiyi herkes bulur. Yapılmış işin ardından konuşmak bize yakışmaz. Elimizdeki oyuncularla en iyi sonucu almak ve Gençlerbirliği'nin en iyi yerde bitirmesini sağlamak istiyoruz."
Kırmızı-siyahlı takımın kadrosunda bulunan yabancı futbolcuların kariyerlerinin iyi olduğunu ifade eden Bakkal, "Transfer dönemi bitiyor. Alırız, almayız bilmiyorum, kulübün durumunu bilemiyorum ama almamız gerekiyor. 1-2 oyuncu alırsak iyi olur ama olmazsa da hiçbir zaman ne hayıflandım, ne de 'sakatım, cezalım var' dedim." şeklinde görüş belirtti.
Avcı ve Kocaman'a övgü
Mesut Bakkal, Medipol Başakşehir Teknik Direktörü Abdullah Avcı ile Atiker Konyaspor'da görev aldığı dönemde yaptıklarına ilişkin Fenerbahçe'nin teknik direktörü Aykut Kocaman'ı övdü.
"Medipol Başakşehir'i takdir ediyorum. Hocanın takımı kimin gelip gittiğinin önemi yok." değerlendirmesini yapan Bakkal, şunları aktardı:
"Geçen sene Atiker Konyaspor, Aykut hocanın takımı. Hocanın tekelinde, idarecilerin biat etmesi ve doğru işlerin yapılması iyi sonuçları da beraberinde getirdi. Kadro iyi değil ama alıp götürdü. Türkiye Kupası'nı kazandılar. Ne var, sistem. Hoca bu sistemi 2 yıl içinde kurdu. Abdullah Avcı ve İstanbul Büyükşehir'in yaptığını da takdirle karşılıyorum. Tesisini, stadını yaptı şimdi de kaliteli oyuncular alıyor."
"2 ileri 1 geri"
Futbolda gelirlerin çok arttığını, bunun iyi kullanılması gerektiğini vurgulayan Bakkal, "Türk futbolunun gerçek sorunu para değil parayı yönetememek. Eskiden makineler vardı, iki ileri bir geri hala öyle gidiyoruz." dedi.
Yöneticilerin futbolu bilmesine gerek olmadığını, profesyonellerin göreve gelerek parayı yönetmesinin doğru olacağını dile getiren Bakkal, "İlhan başkan sıfırdan buralara getirdi, her şeyi o yaptı ama bunu artık bir seviyeye taşımak lazım. Artık herkes bu seviyede artık herkesin tesisi var, herkesin geliri 80 milyona geliyor. Biz artık daha fazlasını yapmalıyız." diye konuştu.
"Negatiflik insanı öldürüyor"
Bakkal, onursal başkanı İlhan Cavcav'ın adının verildiği sezonda 3 haftalık performansı sonrası yapılan "Gençlerbirliği düşer" değerlendirmelerine anlam veremediğinin altını çizdi.
Değerlendirmelerini oyuncularıyla da paylaştığını ifade eden Bakkal, "Bu korkak insanların mazereti. Daha 31 maç var, yedinci takımın 4, benim bir puanım var. 4 puanım olsa rahat mıydım. Bu bir süreç." sözlerini kullandı.
Gençlerbirliği'nin mütevazi, kaliteli bir camiasının olduğunu ve sıkıntılı dönemin üstesinden geleceğini anlatan Bakkal, şunları kaydetti:
"Burası kendi yağıyla kavrulan, temiz, düzgün insanların bulunduğu küçük bir camia. Burada hep doğru işler yapılmıştır. Kötü başlamış olabilirsiniz ama şu durumda 'bu takım düşer' demek hem haksızlık, hem de biraz abartı. Buradan çıkışımız belki zaman alabilir ama hep çıktık. Yapılacaklara odaklanmadan oyuncu, kulüp ve ben eyvah düştük demenin anlamı yok. Ben hiç negatif olmadım, negatiflik zaten insanı öldürüyor. Gençlerbirliği'nde her şeyimiz var, borcumuz yok, paramız var. Güzelliğimiz çok. Bu güzellikleri bırakıyoruz karalar bağlıyoruz. Niye hep kötü bakıyoruz."