Güncelleme Tarihi:
Kariyerine ülkesinin en köklü futbol takımlarından olan Flamengo’da başlayan Melo, kırmızı-siyahlı kulüpte gösterdiği iyi performansla , henüz 20 yaşını doldurmadan Cruzeiro’ya transfer oldu
Flamengo’da ülke futbolunun önemli orta saha oyuncularından Leonardo ve Juninho Paulista ile yan yana oynayan Melo, Cruzeiro’da ise çok yakından tanıdığımız Alex , Nobre ve Edu Dracena ile beraber görev yapıyor , 2002-03 sezonunda Cruzeiro’da 37 sene aradan sonra lig şampiyonluğunu kazanan kadronun temel parçalarından birisi oluyordu. Cruzeiro’daki tek sezonunda yaşadığı üç kupa sevincinin ardından 2003-04 sezonunda Porto Alegre takımlarından Gremio’ya transfer olan Felipe Melo, burada Galatasaray’dan da tanıdığımız Fabio Pinto ve Christian ile de takım arkadaşlığı yaparken Gremio bir alt lige düşüyordu.
Gremio’da beklentileri karşılayamayan Felipe Melo, 2004-05 sezonunun ikinci yarısında Real Mallorca takımının formasını giydi. Avrupa kariyerindeki ilk maçında Barcelona önüne çıkan Brezilyalı, yedi maç Real Mallorca formasıyla sahaya çıktıktan sonra bir diğer La Liga takımı Racing Santander’e geçiş yaptı. Buradaki ilk sezonunda 33 lig maçına çıkarken Avrupa kariyerindeki ilk golünü Santiago Bernabeu’de Real Madrid’e karşı buluyor ve takımına 2-1’lik galibiyeti getiren isimlerden oluyordu.
Racing Santander’deki ikinci sezonunda 15 defa sahaya çıkan Felipe Melo sezon sonunda tarihinde ilk defa La Liga seviyesine yükselen ve Unai Emery’nin ortaya çıkardığı mütevazı takım Almeira’nın orta sahasının baş aktörü oluyordu. Almeria, büyük bir sürprizin altına imzasını atarak La Liga’da sezonu sekizinci sırada tamamlarken Felipe Melo da kariyerine yeni bir yön çizeceğinin sinyalini veriyor , İtalya Ligi takımlarından Fiorentina, 2008-09 sezonu öncesinde Felipe Melo’yu kadrosuna katabilmek için 13 milyon avroluk bir harcama yapmak durumunda kalıyordu. Aynı sezon içinde Arsenal’in Emirates Stadı’nda Brezilya ile İtalya arasında oynanan özel maçta ilk kez milli takımda görev alan Melo kariyerinde bir basamak daha yükseliyor ve Brezilya Milli Takımı’nın orta sahasındaki ilk tercih edilecek oyunculardan biri oluyordu. Teknik adamlığını Carlos Dunga’nın yaptığı Brezilya’nın 2010 Dünya Kupası kadrosuna seçilen oyuncu, 2009 senesinde Güney Afrika’daki FIFA Konfederasyonlar Kupası’nda şampiyonluğa ulaşan takımın orta sahasında görev yapan Melo turnuvanın ardından Fiorentina ile beş yıllık kontrat imzalıyor, serbest kalma bedeli ise 25 milyon avro olarak belirleniyordu. Arsenal’in Felipe Melo üzerindeki ısrarı devam etse de Juventus 20 milyon€ ve bir oyuncu karşılığında Melo’yu kadrosuna katıyordu. İlk sezonunda ligi yedinci sırada bitiren Juventus’ta beklenen performansı sergileyemiyor ve hayal kırıklığı yaratan oyuncu seçiliyordu. Felipe Melo, Dünya Kupası’nda ise Brezilya’nın Hollanda’ya elendiği çeyrek final maçında kendi kalesine attığı gol ve son dakikalarda gördüğü kırmızı kartla eleştirileri üzerine çekerken , 2010 - 2011 sezonunda Juventus’un kendi evinde Parma’ya 1-4 kaybettiği maçta rakibinin suratına attığı tekme ile Dünya Kupası maçında yapmış olduğu hareketin kaza değil kasıt olduğunu kanıtlıyordu.
İşler kötüye gittiği zaman kendisi hariç takımı ve arkadaşlarını da doğrudan suçlayabilecek bir karaktere sahip olan Melo 7 Haziran tarihinde Lancenet’e "Geçtiğimiz sezonu affettirebilmenin tek yolu seneye şampiyonluk ancak şu anki takımın bunu başarmak için yeterli kaliteye sahip olmadığını düşünüyorum. Taraftarlarımız da bunun farkında” demecini veriyordu.
İşler iyi giderse Melo Galatasaray’ın 2 forvetle sahada olduğu zamanlarda Galatasaray’ın orta saha yükünü tek başına çekebilecek fizik dayanıklılığına ve topu olumlu kullanma melekelerine sahip, ama işler kötüye giderse Melo’nun demeçleri olmasa bile sahada kaybettiği kontrolü Galatasaray’ın başına büyük işler açabilir.