Mclaren yolunu kaybetti

Geçen sene burada mekanik arıza ile yarış dışı kalan Hamilton, güvenli bir sürüşle yarışı kontrol altında tutarak, sezonun ilk galibiyetini aldı ve ilk yarışta Mercedes dublesi geldi.

Sezon başı testlerin başlamasıyla birlikte aslında bu tablonun olacağını kestirmek hiç de zor değildi. Alman takımı henüz ilk test seansında pist stop denemeleri yapıyordu ve bu pek alışılagelmiş bir durum değildi. Yeni Mercedes motoru eskisine oranla yaklaşık 50 beygir fazla güç üretiyordu ve daha hafifti. FW06 eski aracın evrim geçirmiş versiyonuydu, takım özellikle soğutma ve mekanik yol tutuş alanlarında oyunu bir kademe ileri götürmüştü.

Melbourne’de iyi akort edilmiş bir Mercedes’ten daha güzel bir şey olmadığı gibi, Mclaren’den de daha kötüsü yoktu. 1980’li yılların sonlarında yarışları domine eden Mclaren Honda birlikteliği, bu sezon tekrar başladı ve takım Mercedes ile yollarını ayırdı. Görkemli bir tanıtım ile yeni araç görücüye çıktı fakat bu sancılı bir süreçti ve Honda kendine olan güvenini her fırsatta yenilese de, daha sezon başlamadan travmanın kokusu alınabiliyordu.
Mclaren kazanmak için tasarlanmış ve özellikle arka tarafı çok agresif paketlenmiş yeni aracıyla ilk testine çıktığında, takımdaki hava birden soğudu, yeni Mclaren sadece bir tur atabilmişti ve bu tüm test seansının geneline yayılacak bir kaostu. Takım tam bir yarış mesafesini bile bitirememişti ki tüm bu olanlara bir de Alonso’nun şaibeli kazası eklendi. Mclaren yolunu kaybetmişti, hem de tamamen…

Honda dayanıklılıktan endişe ettiği için motor gücünü düşürdü ve Button yaklaşık üç saniye yavaş turlarla adeta tv için reklam çekimi yaptı ve yarışı son sırada tamamladı.
Geçen sezonunu ikinci sırada bitiren Red Bull Avusturalya’da, sadece Mclaren’nin yarışabilir versiyonundan ibaretti. Kvyat yolda kaldı ve Ricciardo da tur başına yaklaşık iki saniye yavaş aracıyla ancak altıncı olabildi.
Geçen sezona göre en çok gelişme gösteren takım Ferrari oldu, James Allison’un takımına gelmesi ve tasarım dâhisi Rory Byrne’nin danışmanlığında tasarlanan SF15-T ilk yarışında testlerdeki performansının tesadüf olmadığını gösterdi. Ferrarideki ilk yarışında podyuma çıkan Vettel’in gelişiyle yeni bir döneme başlayan takımda hedef şimdilik podyumda kalabilmek.

Albert Park genel performans hakkında yorum yapmak için geçerli bir pist olmasa da Mercedes’in ezici üstünlüğü ilk yarışta fazlasıyla hissedildi. F1 de yarış galibiyeti Mercedes pilotlarının aralarında paylaştıkları bir başarı haline gelmiş durumda olsa da, gerçek tablo Malezya da belli olacaktır.