Maymunlarda da insana benzer "dil organı" var

Güncelleme Tarihi:

Maymunlarda da insana benzer dil organı var
Oluşturulma Tarihi: Şubat 22, 2002 19:16

Son yapılan bir araştırmanın ilginç sonucuna göre, şempanzeler ve gorillerin beyinlerinde, insan beynindeki konuşma merkezine benzer ‘dil bölgelerine’ rastlandı.

İki bilim adamının bu çarpıcı buluşu, genetik yapıları yüzde 99 insanlara benzeyen goril ve şempanzelerin konuşma yetileri üzerine tartışmaları da gündeme getirdi.

Doğuştan itibaren dil ortamında yetişen yavrular, insan dilini 2.5 yaşındaki bir çocuk düzeyinde anlıyor. İnsana en çok benzeyen bonobo maymunları ise ne istediklerini, nereye gideceklerini işaretle belirtebiliyorlar.

İki bilim adamı, şempanze ve maymunların beyinlerinde varlığı ötedenberi bilinen konuşma merkezlerinin, insan beynindeki merkezlerle benzerliğini saptadı. Keşif, bilim dünyasında heyecanla karşılandı.

Genetik yapıları arasındaki sadece yüzde 1’lik bir fark bulunan, yüzde 99 birbirine benzeyen insanlarla goriller ve şempanzeler arasındaki bu konuşma merkezleri benzerliği de yeni soruları gündeme getirdi.

Bu sorulardan bazıları: Acaba şempanze ve gorillerde süregiden evrim sonucu bu hayvanlar arasında konuşma yetilerini geliştiren yeri türler çıkar ve bunlar insan gibi konuşabilirler mi?

İnsan konuşma yetisini ne zaman kazandı?

Maymunlarda dil yetisi neden evrimleşemedi?

En çarpıcı ayırım

İnsanları hayvanlar dünyasındaki öteki canlılardan ayıran en çarpıcı özellik dil kullanımıdır. Bu yetenek, beynin ‘Brodmann alanı 44’ denilen ve insanlarda daha iyi bilinen ‘Broca’ alanının bir parçası olan bölümüdür.

İki Amerikalı bilim insanı, yaptıkları araştırmalarda, şempanzelerle gorillerdeki Brodmann alanı 44’ün, insan beynine benzediğini gördüler ve bu bölümün insanda milyonlarca yıl önce evrim geçirerek insana konuşma yetisini sağladığını ileri sürdüler.

Bugüne kadar, Brodmann alanı 44’ün, insan beyninin sol yarısında sağdakinden daha büyük olduğu sanılıyordu. Bu farklılığın, insanın evrimi sırasında bu alanın dil yetisinde uzmanlaşmasından kaynaklandığı ileri sürülüyordu.

Şimdi ise, Georgia, Atlanta’da Yerkes Bölgesel Primat Araştırma Merkezi’nden iki dil araştırmacısı, Claudio Cantalupo ve William Hopkins, bu kuramı yanlışlayan bilgiler elde ettiler. 20 şempanze, 5 bonobo ve 2 gorilin beynini MR’la inceleyen Cantalupo ve Hopkings’e göre, her üç türde de maymun beyninin sol yarısındaki Brodmann alanı 44, insanlarda olduğu gibi daha büyüktü. Büyüklük, sadece insana özgü değildi.

Bu sonuçlar ünlü bilim dergisi Nature’da yayımladı.

Dil yetisi gelişti

Araştırmacılar bu farklılığın, insan ve şempanzenin birbirinden ayrıldığı zamandan beri, yani en az 5 milyon yıldır varolduğunu söylediler. Ama bu, insanla şempanzenin ortak atalarının konuşabildiği anlamına gelmiyor.

Araştırmacılar, beynin iki yarı küresi arasındaki konuşma bölgelerindeki farklılığın, maymunların çıkardığı belli sesler ve beden hareketlerinden oluşan iletişim sistemiyle bir bağlantısı olduğunu ileri sürdüler.

Araştırmacılara göre, bu bölüm daha sonra evrim geçirerek insanlarda dil yetisinin gelişmesini sağladı.

Maymunlarda ise bu bölgede evrimin güdük kaldığı ve dil yetisinin gelişmediği belirtildi.

Gainesville, Florida Üniversitesi’nden sinirbilimci Christiana Leonard, bu araştırmayı çok önemli bir araştırma olarak niteledi ve ‘bu çalışma insanlarda dilin gelişmesini sağlayan daha büyük bölümün, dil gelişiminden belki milyonlarca yıl önce varolduğunu gösteriyor’ dedi.

Birçok uzman ve dilbilimciye göre ise dil yetisinde beynin birçok bölümünün rol oynadığı kanısında.

Yüzde 99 aynıyız

Şempanzelerle insanların genetik kodu %99 oranında ortak olduğuna göre, onların da konuşması mümkün olamaz mı, sorusuna verilen yanıtlar şöyle:

Maymun türü tüm hayvanların, belli sesleri çıkarabildikleri halde konuşamamalarının nedeni, ses tellerinin, boğazın daha üst bölümünde olması ve bu nedenle yüksek sesler çıkarabilmeleri ve seslerini kontrol edememeleri.

Ama konuşamama, dil yetisine sahip olmadıkları anlamına gelmiyor. Dilbilgisi, ses dışında bir araçla, sözgelimi işaret diliyle de kullanılabilir. Bugüne kadar yapılan araştırmalarda birçok maymun türünün, işaretleri belli gereksinmeleriyle birleştirerek kullanabildikleri görüldü. Ama uzmanlar, dil yetisine ya da beyinde bir dil organının varlığına kanıt bulabilmek için şöyle bir yol izlediler.

1. Birincisi, belli işaretler belirlendi.

2. İkincisi, sözdiziminde olduğu gibi, bunların belli ve değişmez bir sırayla kullanılması ve şempanzelerin bu sırayı öğrenmesi beklendi.

3. İşaretlerde, tıpkı dildeki ses ve öteki anlam yaratan birimler gibi bir esneklik olması ve böylece bağlam içinde anlamın değişebileceği bir esneklik yaratıldı.

4. Kullanımda, maymunların simgeleri birleştirebilmeleri beklendi.

İşaret dili

Normal olarak 120 kadar simgeyi, 100 kere denedikten sonra öğrenebilen şempanzelerden yalnızca bir tanesi, Goril Kanzi, 200 simgeye ulaştı. Öğrenme yönteminde, şempanzenin elini, üzerinde simgeler bulunan klavye tuşları üzerine bastırması isteniyordu.

Bir çok bilim adamı, maymunlara soyut bir dilin öğretilmesinde önemli başarılar elde ettiler. B. ve R. Gardner’ler, şempanzeleri Washoe’ye 4 yıl içinde 130 sözcük öğrettiler. Başka şempanzelerin de aynı sayıda işaret sözcüğünü aynı süre içinde öğrendiği görüldü.

Deneylerde hayvanlar sözcükler arasında bağlantılar da kuruyorlardı. Yani denekler, kendilerine öğretilen işaretleri bunların karşılık geldiği nesne, kişi, özellik ve eylemler ile gerçekten ilişkilendiriyorlardı.

Daha sonra şempanzelere sözcükler yani nesnelerin isimleri de öğretildi ve şempanzeler öğrendikleri işaretlerin belirli kavram gruplarıyla da ilişkilerini kurmayı becerdi.

Kültürel aktarım

Bu çalışmalara katılan şempanzelerden bazılarının da birbirleriyle işaret dilini kullanarak iletişim kurdukları ve bu dilin kültürel aktarım yoluyla birbirlerine geçtiği gözlendi (Hayvan Zihni kitabı, Tübitak yayınları).

Yemek istemek, dışarı çıkmak istemek gibi isteklerini gösterebilen şempanzelerde, sözdizimi becerisi olmadığı görüldü. Sonuç olarak, dil öğrenemeyecekleri, ama çocukların dili ilk öğrendikleri dönemde yaptıkları gibi, belli bir işaret çözme yetileri olduğu anlaşıldı

Şempanzeler dil öğretiminde bilgisayar ve klavye kullanarak aralarında ilişki kurdukları görüldü.

Bonobo maymunları

Georgia Üniversitesi Dil Araştırma Merkezi’nde 1970’ten beri primatlarla yapılan çalışmalarda da bilgisayar tuşları kullanılıyor.

Doğuştan itibaren dil ortamında yetişen yavrular, insan dilini 2,5 yaşındaki bir çocuk düzeyinde anlıyor.

İnsana en çok benzeyen bonobo maymunları ise ne istediklerini, nereye gideceklerini ve gittikleri yerde neler görüp duyduklarını işaretle belirtebiliyorlar.

İnsana benzer özelliklerinden biri de 100 kişiye varan büyük gruplar halinde yaşamaları ve birbirlerine yaptıkları ziyaretlerde 300 bonobonun bir araya gelip hep bir ağızdan konuşması. Bu iletişim sisteminin, dil ya da en azından duygu ifade etme aracı olduğu sanılıyor.

İnsandaki gibi

Dil Araştırma Merkezi’nden William Hopkins kendi araştırmalarını İnternet sitesinde şöyle anlatıyor: ‘Şempanzelerin, işlevsel bir dil öğrenirken, beynin hangi yarısının bu konuda uzmanlaştığına baktık ve insandaki gibi sol yarıkürenin daha gelişkin olduğunu gördük.

İkinci olarak, insanlar gibi sağ ellerini kullanma alışkanlarına baktık. Bu konuda bilgi olmadığı için yalnızca insanların böyle bir eğilimi var sanılıyordu.

Yerkes Primat Merkezi’nde çok sayıda maymun türüyle yaptığımız araştırmada, onlarda da sağ eli kullanma eğilimi olduğunu, ama bunun insanda 8’de 1 iken, onlarda yarı yarıya olduğunu gördük. Şimdi bunun ne kadarının genetik, ne kadarının eğitimle yerleşmiş olduğuna bakacağız.

Beynin iki yarıküresi arasında, el kullanımını denetleyen belli merkezlerin büyüklüğü açısından bir farklılık var mı ve beyin ve özel beyin yapıları, beyin büyüklüğüne bağlı olmaksızın farklı türlerde nasıl bir değişiklik gösteriyor, bu konularda araştırma yapacağız.’

Bilim adamları, belki de hayvanların zihinsel süreçleri çok farklı şekillerde ifade edebilen başka iletişim sistemlerinden söz edilebileceğine işaret ediyor.

İlk insanların bir dil geliştirmelerini zorunlu kılan türden çevresel baskılardan uzak kaldıklarına dikkat çekiliyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!