Oluşturulma Tarihi: Kasım 02, 2000 00:00
Süleyman ALASYAMAVİ gömlekli, kravatlı gençler, ekose etekli kızlarla dolu tribünlerde sanki 19 Mayıs gösterisi vardı. Hem Karşıyaka, hem de Göztepe'nin dünkü tribün şovu tamamen öğrencilerden kuruluydu. İzmir'in gelecekteki sahipleri ister istemez biraz eğitimli olmanın ironik sloganlarıyla karşılıklı atıştı. ‘‘TRT Ankara Çocuk Korosu’’ ya da ‘‘Korkmayın çocuklar bir şey yapmayacağız’’ gibi karşılıklı tiye almalar, ortamı tam bir okul maçı havasına dönüştürdü. Küfür yok, ama kışkırtma var. Neyse ki, kapılan yok. Karşıyaka kendini kanıtlama çabasında. Göztepe ise ilk yarı Altay'ın yenik olduğunu öğrenince daha bir güvenli. Melih'in kaçırdığı penaltıdan sonra Göztepe biraz akıllandı, ama Karşıyaka savunmada etkili. Orta sahada çok koşarak Göztepe'yi topla buluşturmamak için elinden geleni yapıyor. Zafer, Metin, Deniz'in topla tehlikeli olduğunu biliyor. Onların topla buluşması demek, Ümit'in sahneye çıkması demek. Ümit için en büyük zorluk Birant ve Cengiz'in markajı. Özellikle Metin, Deniz, Ümit üçleminde tehlike var. Ama Zafer soldan zorlayamıyor. Tayfun'un temposu Göztepe'nin orta sahasını olumlu etkiliyor. Karşıyaka daha çok pozisyon bozarak, kazandığı topları iyi kullandığında tehlikeli oldu. Aynı penaltı pozisyonu gibi. Serkan, Levent, M.Ali, Muharrem gibi çok koşan oyuncular Çetin'in maestroluğunda öne çıkıyor, ama Karşıyaka'nın hücumda hava topu eksikliği var. İlerleyen dakikalarda Evren ve Mustafa oyuna alınıyor, sonra da Sait. İkinci yarının sonlarında Göztepe etkili olmaya çalıştı, Karşıyaka ise fırsat kollamaya. Yorgunluk da işin içine girince her şey bireysel yeteneğe kaldı. Kalecilere teslim edilen toplar, rakibe paslar kaliteyi düşürdü, hatta tribünler bile ivme kaybetti. Biz bile hakemin son düdüğü çalmasını bekler olduk...
button