Oluşturulma Tarihi: Şubat 08, 2002 17:43
Mavi baştankara kuşları, sabahları evlerin kapı önlerine konan süt şişelerinin kapaklarını gagalarıyla açıp üstte biriken sütün yağlarını yiyorlardı. Bunu nasıl öğrenmişlerdi?
1930'larda İngiltere'de mavi baştankaralar ile süt dağıtım şirketleri arasında büyük bir savaş başgösterdi.
Çoğumuz sütü artık karton kutular içinde ve homojenize edilmiş olarak marketlerden satın alıyoruz, ama yakın bir zamana kadar süt, cam şişeler içinde her sabah sütçüler tarafından kapılarımıza bırakılırdı (bazı yerlerde bu hala sürmektedir). Bu süt homojenize olmadığından içerdiği yağ ayrışır ve şişenin ağız kısmında kaymak olarak toplanırdı.
Müşteriler şikayetçi
Bir bölgedeki süt dağıtıcıları müşterilerinden şişelerin karton kapaklarının yırtılmış ve sütün kaymağının alınmış olduğu yolunda şikayetler duymaya başladılar. Bu şikayetler giderek çoğaldı ve kısa sürede olayların ilk kez görüldüğü yerden dalgalar halinde geniş bir bölgeye yayıldı.
Suçlular sonunda bulundu: mavi baştankaralar. Kuşlar kapakları gagalarını kullanarak yırtıyorlardı. Kapağın karton yerine alüminyumdan yapılması da bir işe yaramadı.
Bu davranış bir süre sonra başka bir baştankara türüne ve bir söylentiye göre de Manş Denizi'ni aşarak kıta Avrupa'sına ulaştı. Süt şirketleri farklı biçimlerde karton kutular kullanmak, şişeleri müşterilerin kapılarının önünde duran kapaklı kutulara koymak ve çeşitli diğer teknolojik önlemler almak suretiyle, 1940'ların sonuna doğru kaymak hırsızlığının önüne geçebildiler.
İlk bakışta bu öykü, kuşların içgörü ve planlamayı bir arada kullanarak karşılarına çıkan bir fırsatı değerlendirmelerini anlatmaktadır. Buna karşılık türün doğal geçmişine bakıldığında ortaya farklı bir açıklama çıkıyor. Doğada yaşayan baştankaralar karınlarını ağaç ve bitkilerde buldukları böceklerle doyururlar. Bu nedenle de davranışsal dağarcıklarının bir bölümü ağaç kabuklarını gagalarıyla soyup altlarında böcek larvaları aramaktan oluşur. Bu davranış kuşların beyinlerine o kadar değişmez biçimde yerleşmiştir ki kuşaklar boyunca evcil hayvan olarak beslenen baştankaraların herhangi bir ödüle ulaşmaksızın duvar kağıtlarını yırttıkları görülür.
Rastlantı mı?
Yiyecek bulmak için bir şeyleri yırtıp altlarına bakma davranışının baştankaraların doğuştan gelen programında önemli bir yer tuttuğu kesindir. Ağaçtan ağacı uçup yiyecek arayan bir baştankaranın, sabahın erken saatlerinde kasaba ve köy evlerinin kapılarına bırakılan binlerce süt şişesinden birinin üstüne konmuş ve refleks olarak şişenin kapağını yırtmış olması mümkündür.
Kapağın altında ne olduğunu görmek için gagasını şişenin içine sokan kuş yeni bir ‘‘av’’ bulmuş olur, bu hayli verimli ve görece kolay yolu daha sonra da kullanır. Büyük buluşların çoğunda olduğu gibi bunda da ilk adım büyük bir ihtimalle rastlantısal bir biçimde atılmıştır.
Bahçesinde bir kuş yemliği bulunan herkesin fark etmiş olacağı gibi kuşlar yem peşindeki diğer kuşların toplandığı yerleri çok çabuk keşfederler. Bir evin kapısının önündeki süt şişesinin üzerine konmuş karnını doyurmakta olan bir türdeşini gören bir baştankaranın, başka bir şişenin üzerine yerleşip beslenme yöntemini uygulaması beklenmeyecek bir davranış değildir.
Kaymak hırsızlığının kuşlara özgü bir dizi esinlenme aşamasından geçerek yayılmış olması ve bu sırada her bireyin süt şişelerinin sunduğu olanağı diğerlerinden bağımsız bir biçimde keşfederek durumdan yararlanmak için kendi planını geliştirmiş bulunması olasılığı elbette ki vardır, ama bunun bile baştankaralarda düşünme yetisinin varlığını kanıtlayabileceği şüphelidir.
İçgörü mü içgüdü mü?
Düşünme nedir ve diğer canlılarda hem de tüm organların en gizemlisi olan beynin içinde böyle bir şeyin var olup olmadığını nasıl anlayabiliriz? Estetik, ahlaki ve pratik alanlarda karar almamızı olanaklı kıldığına inandığımız gerçek düşünme yetisi ile en azından bazı hayvanlarda düşünme izlenimi verebilen karmaşık programlamayı birbirinden ayırt etmede hangi davranışsal ölçütlerden yararlanabiliriz?
Sözlük anlamıyla ‘‘düşünme’’ zihinde bir fikrin, içgörünün, amacın oluşması ya da değerlendirme, ayrıntılı bir biçimde inceleme, kıyaslama, anımsama, hayal etme, tartma, planlama, yaratma, beklenti oluşturma ve mantık yürütmeyi olanaklı kılan zihinsel etkinlikler, kısacası insanın bilinçli zihinsel etkinliklerinin hemen hemen tümü demektir.
Zihinsel etkinliklerin ortak yanı, bunların önemli bir ölçüde esneklik ve yaratıcılığı, ya da başka bir deyişle içgüdünün sınırlarını aşabilme ve sorunlara yeni çözümler üretebilme yetisinin varlığını gerektirmeleridir.
Kaynak: Hayvan Zihni Tübitak Popüler Bilim Kitapları