Güncelleme Tarihi:
Spor Arena Özel Röportaj | Masterchef yarışmasının sevilen ismi Şef Mehmet Yalçınkaya, Markaj'da Barlaş Ateşli'nin konuğu oldu.
Sert mizacı ve babacan tavırlarının yanında Galatasaraylı kimliği ile de öne çıkan ünlü şef; Falcao'nun sakatlığı, Arda Turan'ın geri dönüş ihtimali, Fatih Terim benzetmesi ve daha birçok konuda konuştu. Galatasaray tişörtüyle yayına çıkan Yalçınkaya, yabancı futbolcuların Türk mutfağını sevme nedenini de açıkladı.
İşte o röportaj;
GALATASARAYLI OLMA HİKAYESİ
Aslında Galatasaray ile ilgili hikayem aileden değil. Babam Fenerbahçeli, amcam da Fenerbahçeli. Ben aslında arkadaşlarımın vesilesiyle Galatasaraylı oldum. Çocukluğumdan beri bir sempatim vardı. Neuchâtel Xamax vardı, bilirsin. Meşhur maç. Ben o maçta Galatasaray'la bütünleştim. Çünkü oradaki azim ve hikaye inanılmazdı. O maçtaki hırs beni etkiledi.
"BİLGİN'LE AYNI STÜDYODA OLDUĞUMUZDA KAYBEDİYORUZ"
Maçlara gidebilmemiz için uzun ara olması gerekiyor. Böyle uzun olursa gidebiliyoruz. Genelde burada izliyoruz. Totemim var. Burada Bilgin diye bir arkadaş var. Bizim yapım ekibinden. Bilgin'le aynı stüdyoda olduğumuzda yeniliyoruz. Bilgin olduğu zaman ben pek maç izlememeye çalışıyorum. Ya da onun olduğu yerde bulunmamaya çalışıyorum.
"FALCAO'YU ÇOK BEKLEDİK, HALA İYİ FUTBOLCU"
Galatasaray'ın performansının beklentilerin uzağında olduğu doğru. Falcao'yu çok bekledik. Falcao'nun yaşadığı bu talihsiz sakatlık bizi olumsuz etkiledi. Falcao bizim için Galatasaray'ın forvet olarak bütün işini toparlayacak bir oyuncuydu. İyi bir futbolcu olduğuna ben hala inanıyorum. Bir an önce toparlanmasını istiyorum. Galatasaray toparlanacaktır. Galatasaray her zaman zordan çıkmayı seven bir takım olmuştur. Ben en yakın zamanda toparlanacağına inanıyorum.
ARDA TURAN GERİ DÖNSÜN İSTER Mİ?
Arda Turan zaten Galatasaray'ın çocuğu. Tribünden gelen bir Galatasaraylı o. Arda Turan'ın Galatasaraylılığından bir şüphemiz yok. Ama arada hocamızla yaşadıkları bir takım sıkıntılar var. Ama biliyosun geçen maçta elini öptü, buzları eritti. Ben Arda Turan'ın Barcelona'dayken her maçını izlediğim gibi her anını, her yaptığını takip eden bir taraftardım. Çünkü bizim kulübümüzün çocuğu. Arda Turan'la ilgili yapılan konuşmalar beni üzüyor. Gerek milli takımda, gerek Avrupa'da oynadığı futbolla çok başarılı. Türkiye'den kaç kişi Barcelona'da oynayabilir? Mesela Atletico Madrid'deki başarısı... Ben, Arda Turan'ın Galatasaray'a gelip katkı sağlayacağına inanıyorum. Şimdi bizim bazı taraftar gruplarında Arda Turan'a karşı bir tepki var. Ama bence biz Arda Turan'ı kucaklayıp, Galatasaray'a güç katabiliriz. Arda Turan'ın hala Türkiye'nin en iyi futbolcularından biri olduğuna inanıyorum. Arda, Galatasaray'a büyük katkı sağlar. Arda Turan'ın futbolcuğunu şu an tartışamayız. Çünkü kariyer olarak, altyapı olarak geldiği nokta, Arda Turan'ın kendini ispatladığı bir yer. Bunun ötesinde ne olabilir ki?
SÜPER LİG'DEN BURAK YILMAZ'I TRANSFER EDERDİM
Ben biraz tutucuyum bu konuda. Burak Yılmaz hala benim favorim. Görüyorsun şu an milli takımda ve Beşiktaş'ta oynadığı futbolu. Eğer Falcao'nun durumu uzayacaksa, böyle de bir imkanımız varsa ben Burak Yılmaz'ı transfer etmek isterim. Abdülkadir Ömür ve Yusuf Yazıcı da benim favorim. Onları şu an beğeniyorum. İkisinden birini alırdım.
ŞAMPİYONLUK FAVORİSİ KİM?
Beşiktaş'a Abdullah Avcı geldi. Üst üste 5. galibiyeti aldılar. Şu an erken bence. Fenerbahçe ve Beşiktaş'ın kazandığı bir ivme var. Biz toparlanırız. Ben şu an için şampiyonluk favorisi söyleyemem. Favorim aslında net...
"YABANCI SAYISI DÜŞÜRÜLMELİ. EN AZ 5 YERLİ ZORUNLU OLMALI"
Bence yabancı sayısı düşürülmeli. Takımların başarısı için bu iyi olabilir. Ama kulüp anlamında baktığımızda, özellikle Galatasaray'da bu anlamda bir sıkıntı var. Ben sınırlanmasından yanayım, çünkü milliyetçi bir adamım. Bizim çocuklarımızın daha çok göz önünde olmasını istiyorum. Yurt dışından gelen oyunculara karşı herhangi bir tepkim yok. Galatasaray ya da başka takımlar için oynayan oyuncuların hepsini bağrımıza basarız. Türk bir futbol takımında bence en az 5 yerli zorunlu olmalı.
CÜNEYT ÇAKIR BENİM GURURUM
Hakemler bu ülkede hep tartışıldı. Verilen kararlar kulüplerin kendi lehlerineyse bazen hiç ses çıkarmadılar. Burada kendi kulübümü ayırmıyorum. Bütün kulüpler için geçerli bu. Bütün kulüpler, kendi lehlerine verilen hatalı kararları görmezden geldiler. Tepki göstermediler. Ben hakemlerin art niyetli olduğunu düşünmüyorum. Çünkü herkes hata yapabiliyor. Eğer gerçekten yapılmış hatalar varsa, bunlara yıllarca göz yumulmamalıydı. Herkes, Türk futboluna zarar verildiğinde değil de kendi takımına zarar verildiğinde konuşmaya başladı. Hakemleri eleştirelim ama onların yerine getireceğimiz birileri olmadığı gibi yurt dışından da hakem getiremiyoruz. Hakemlerimize sahip çıkmamız lazım. Cüneyt Çakır'ı biliyorsun. Şu anda benim gururum. Ama Cüneyt Hoca, uluslararası bir maçta hata yaptığında önce biz yükleniyoruz sosyal medyada. Bence daha yapıcı olmamız lazım.
"ALEX BÜYÜK TOPÇU AMA HAGI..."
Kalamış'ta bir hotelde çalışırken, Fenerbahçe'ye çok yemek verdim. Ama Alex'in oynadığı zaman değil. Alex, geldiğinden beri takımında oynamış ve oynadığı takıma büyük başarılar kazandırmış bir futbolcu. Ama Hagi dersen? Benim için Türkiye'ye daha iyisi gelmedi. Kesinlikle Türkiye'ye gelmiş en iyi yabancı. Biz onun oynadığı maçları izlerken derdik ki, 'kesin Hagi bir şey yapacak!'. O umutla beklerdik maçları. Alex de büyük bir topçu ama benim için her zaman Hagi'dir.
"FATİH TERİM'E BENZETİLİYORUM FİZİKİ OLARAK DA BENZETİYORLAR"
Bunun cevabı çok basit! Fiziki olarak da Fatih Hoca'ya benzetiyorlar. Fatih Hoca'nın tarzını ben beğeniyorum. Tabi soyunma odasındaki durumunu bilmiyorum. Bizim buradaki tatlı sert durumumuz da tamamen işin iyi çıkmasıyla alakalı. Fatih Hoca sinirlendiğinde nasıl bir hareket çıkacağını tahmin edebiliyorum. Fatih Terim'in iş tutuş şeklini beğeniyorum. Disiplin olmayan yerde iyi işler çıkacağına inanmıyorum.
FUTBOLCULARLA UNUTULMAYAN BİR ANI... "BAKLAVAYI İNCELEDİKTEN SONRA..."
Biz şefiz, aşçıyız. Futbol kulüplerine çok yemek verdik. Gerek maç yemeklerini, gerekse kamp yemeklerini verdik. Birebirde bir anım olmadı. Çünkü yemeği servis edip, hoş geldiniz diyoruz. Ama geçen sene şampiyonluk sonrası baklava dağıtmaya gittik Florya'ya. Özellikle yabancı futbolcuların baklavaya böyle bakıp inceledikten sonra yediklerini gördüm. Buradan giden futbolcuların sırf yemek yemeye geldiklerini biliyorum. Havalimanından transfer yapmaları gerektiği zaman kendilerine bir zaman yaratıp, 'ya şurada bir yemek yiyelim de gidelim' dediklerini biliyorum.
YABANCILAR TÜRK MUTFAĞINI NEDEN SEVİYOR?
Bütün kulüplerin diyetisyenleri var. Karbonhidratını, kalorisini bu hocalar ayarlıyor. Serbest zamanda o yemekleri yiyebiliyorlar. Bizim mutfağımız çok renkli bir mutfak. Kendi ülkelerinin mutfağı genelde bizimki kadar renkli değil. Çünkü bulundukları bölgede çıkan malzemelere göre daha dar bir mutfakları var. Bizim mutfağımız bu anlamda geniş. Bir de bizim mutfağımız hem kalori hem de protein açısından çok güçlü. Zaten lezzetliyiz de... Futbolcular bizim mutfağı şöyle seviyor; sebze yemekleri var, et yemekleri var, karbonhidrat var, kalori var, bazılarında hepsi birlikte var... Bu yüzden onları cezbediyor.
"FUTBOLCULARA EL ALTINDAN KREMA VERİYORDUK"
Kulüp ismi vermeden anlatıyım. Bir futbol kampında, futbolculara kremalı makarna vermek yasak. Diyetisyen hoca görmeden el altından verdik. Çok da ünlü futbolcular yani... Şimdi mesela yemekte makarna çıkıyor, işaretleşiyorduk. 'Şefim diyorlardı', kaş göz yapıyorlardı... Futbolculara makarnayı genelde sade ve peynirli veririz. Ama onlar da kremayı çok severler. Samimi olduklarımız ya da karşılaştıklarımız, 'şefim bir krema ayarla' diyordu. Biz de el altından veriyorduk.
"FATİH TERİM'İN KENDİNİ İSPATLAMAYA İHTİYACI YOK"
Ben Galatasaray hep yendiği zaman keyif alan bir taraftar değilim. Ben futbolu keyif olarak izleyen bir adamım. Sinirlendiğim olmuyor mu, oluyor. Bazı maçlarda öyle hatalar yapıyoruz ki, ben de kızıyorum. Ama takımın geçirdiği bir dönem var. Yapılan planlamalarda aksaklık olabiliyor. Ben de bir yöneticiyim. Tamam iyi bir yönetici hata yapmaz ama hemen bir iki hatada 'bundan olmaz' dememiz hiçbir zaman istikrar getirmedi. Fatih Terim için istifa söylemlerini duyuyoruz falan. Çok yönetici ve teknik adam değiştiren takımlar çok başarılı olamıyor. Zaten Fatih Terim'in kendini ispatlamaya ihtiyacı yok ama bir Galatasaraylı olarak, takımın ileriye gitmesi için faydalı olabilecek bir şey varsa orası ayrı...
Kurgu - Montaj: Aydın Aguş