Güncelleme Tarihi:
BEŞİKTAŞ – MANİSASPOR
Quaresma’nın yokluğunda çıktığı Trabzonspor maçında sadece puan değil, rakibi attığı tek toplarla çözebilecek Guti’yi de kaybeden Beşiktaş yine de alışık olduğu sistemle maça başlayacaktır. Trabzonspor karşılaşmasında İbrahim – Zapo tandeminin kenarlarına Hilbert – İsmail ikilisini yerleştiren Beşiktaş özellikle Hilbert ile etkili ataklar yapmasına rağmen her iki kanattan gelen akınlar karşısında ciddi tehlikeler yaşamıştı. Manisa’nın karşılaşmaya sağ önde Yiğit İsmail veya Gökhan Emreciksin arkada ise Ömer Aysan ile başlayacağını düşünürsek Schuster sol arkaya İbrahim Üzülmez’i yerleştirecek , sağda ise yine Hilbert ile başlayacak ama Simpson’a önlem almak için Hilbert’i kademeli olarak ileriye çıkaracaktır. Nihat’ın formsuzluğu , Holosko’nun kanatlarda fazla verimlilik gösterememesi sebebiyle Beşiktaş demin saydığımız defans dörtlüsünün yanı sıra orta sahada Necip – Ernst - Fink bu üçlünün önünde Yusuf – Tabata , forvette ise Nobre dizilişi ile sahada yer alacaktır.
Hikmet Karaman’ın gelmesi ile zincirlerini kıran ve kaybettiği Kayseri maçında bile hücum prensibinden ödün vermeyen Manisaspor lige verilen arayı Göztepe ile oynayarak değerlendirdi. Bu maçta Romanya’nın kalburüstü Milli Takım oyuncusu Dica’nın ( 32 milli maç / 9 gol / 4 asist ) son durumunu da görme fırsatı yakalayan Hikmet Karaman maça olası bir Promise – Dica değişikliği ile başlayacak ve Beşiktaş’ın önde oynaması sonucu doğan zaaflarından Makukula’nın sırtı dönük olarak oynayarak yaratacağı boşluklara Dica’nın ince pasları ve Simpson’un sürati ile sızarak faydalanmak isteyecektir. Hikmet Karaman’ın en büyük artısı bu tip maçlara çıkarken kaybetse dahi üstünde baskı oluşmayacağını bilmesi. Trabzonspor maçına da bu mantıkla çıkan ve herkesin beklediğinin aksine oyun planını hücum olarak belirleyen Hikmet Karaman bu karşılaşmaya da aynı strateji ile hazırlanacak ve hafta içi Porto karşısına çıkacak olan Beşiktaş karşısında sahadan galibiyet ile ayrılmak isteyecektir.
Bugüne kadar oynadığı maçların 31 - 45. dakikaları haricinde her zaman diliminde gol atmayı ve yemeyi beceren Beşiktaş 76 – 90 dakika aralığında 4 gol bulurken sadece 1 gol yemiş. Manisa’nın da aynı istatistiklere sahip olduğunu gördüğümüz bu zaman dilimi haricinde Beşiktaş’ın 3 gol attığı 61-75. dakika aralığında Manisa’nın 7 gol yediğini göz önüne aldığımızda karşılaşmanın kilidinin son yarım saatte çözüleceğini söyleyebiliriz...
GALATASARAY – MKE ANKARAGÜCÜ
İstanbullu sinemaseverlerin “filmekimi” ile buluştuğu şu günlerde , Galatasaraylı taraftarlar ise “ sarı – lacivertekimi” ile buluşmaya hazırlanıyor. Peşi sıra oynayacağı Mke Ankaragücü ve Fenerbahçe maçları akabinde Galatasaray zorlu fikstür girdabına girmeye başlıyor.
Rijkaard kafasındaki sisteme göre , özellikle solda Aydın ile başlarsa karşısına Uğur Uçar – Güven ikilisi ile çıkacak rakibi karşısında sıkıntı yaşar. Hakan Balta’nın iyileşmesi ile Fenerbahçe maçını da düşünerek Insua’yı Hakan’ın önüne monte ederse hem derbi maçın provasını yapmış hem de Insua’nın doğal “ sol ön” özelliklerinden faydalanmış olur. Böylece geçen sene Daum’un Galatasaray’ı en güçlü olduğu kanatlardan durdurma planını da Galatasaray’a uyarlayarak sağlıklı bir analiz fırsatını yakalayabilir ( Arda’nın karşısına Mehmet – Gökhan , Keita’nın karşısına Carlos – Wederson ikilisi ile çıkan Daum Galatasaray’ı kiltlemiş ve galibiyete uzanmıştı ) . Bu yorum ışığında Galatasaray sahaya aslında alışık olduğu 4 – 4 – 1 – 1 sisteminde çıkarsa içinde bulunduğu zorlu süreçten belki de düşünmediği şekilde hasarsız çıkacak , Misimoviç saha içinde daha efektif oynayacak ve Rijkaard , Neill’in yokluğunda Cana’yı ( eğer iyileşir ise ) daha önce yıllarca oynadığı stoper mevkinde görme fırsatını da yakalayacaktır. Forvet hattında Mehmet Batdal’ın sakatlığını atlatması , akademiden Anıl Dilaver’in kendini her geçen gün geliştirmesi ile zaten fizik gücü yetersiz Kewell’dan zoraki forvet yaratma sıkıntısı da sona ereceği gibi , Kewell’ın gücünü alışık olduğu 65 dakikaya yaymasını da sağlayacaktır.
Geçen hafta Sapara liderliğinde oldukça nitelikli bir futbol oynayarak galip gelen Ankaragücünde ön plana sakatlıktan dönen Zewlakow – Rajnoch tandeminin uyumsuzluğu ve 2 . bölgede oyun kurma aşamasında Adem’e yapılan baskı karşısında yaptığı top kayıpları çıkıyor. Ankaragücü’nün dikkat etmesi gereken bir diğer nokta da 2 hafta üst üste ceza sahası içinde yapılan kontrolsüz hareketler sonrası penaltıya sebebiyet vermeleri. Bu olumsuzlukların yanında Güven’in “ Delap stil” taç atışından 2 gol attırması , Metin Akan ve Sestak’ın çakılı oynamayarak arkadan gelen arkadaşlarına boş alan yaratmaları , Sapara ve Özgür Çek tarafından kalecinin müdahale edemeyeceği bölgelere kullanılan çalışılmış duran top organizasyonları ; Zewlakow ve Rajnoch’un beklerle beraber orta sahaya çıkarak oyun alanını daraltması sonucunda sahada “hükümran” bir duruş sergilenmesini ön plana çıkan olumlu özellikler olarak sıralayabiliriz.
Gol dağılımına bakarsak , en heyecanlı bölümleri 46 – 60 ve 61 – 75 . dakikalar arasında yaşayacağımızı söyleyebiliriz zira 46 – 60. dakika aralığında Galatasaray 1 gol atıp kalesinde 1 gol görürken , Ankaragücü 3 gol atıp 1 gol yemiş. 61 – 75 aralığında ise Galatasaray 4 gol atıp 1 gol yerken , Ankaragücü 4 gol atıp kalesinde 3 gol görmüş. Bunun dışında ilk 15 dakika diliminde Galatasaray 4 gol atıp 3 gol yerken , Ankaragücü gol atamamış ama kalesinde de gol görmemiş.
Ümit Özat maçı kazanarak hem Ankaragücündeki geleceğini sağlamlaştıracak hem de kaptanlığını yaptığı eski takımının Galatasaray ile yapacağı maç öncesi rüşdünü ispat etmeye gayret edecektir.