Güncelleme Tarihi:
Olan oldu.
‘‘Değişim’’ e Camel Trophy'e de ayak uydurdu.
Ben de kendi adıma bir ‘‘değişiklik’’ yapıp, bu yılki Camel Trophy Uluslararası Seçmeleri'ni izleyeyim dedim. Türk basınından izlemeyen bir ben kalmıştım. Kör topal gazeteci, yalandan sosyolog olarak, İsveç'in kuzeyinde, eksili derecelerde, kar kış kıyamette, 80 adayın 40'a indirilmesini izlerken bakın neler keşfettim: Etraftaki katılımcılar, 18 yıldır tanık olduğumuz Camel Trophy'cilerden farklıydı...
Camel Trophy'in maço adamına ne oldu, öldü mü?
- Kişiliği biraz değişti, o kadar! 19 yıldan sonra ilk defa, bu sene Arjantin'deki serüvende, beyin kaslarını da kullanması gerekecek. Eskiden bedenindeki diğer kasları, beyin kaslarından fazla kullanması, birinci olmasına yetiyordu. Bu sene yetmeyecek, zekanın de devreye girmesi gerekecek...
Bu da sanki daha önce Camel Trophy'e katılanlara, o güçlü kuvvetli kollu, bacaklı adamlara, ‘‘Siz beyinsizdiniz kardeşim!’’ demek anlamına gelecek...
- Ne alakası var! Onlara ‘‘beyinsiz’’ demiyorum ki. Eminim vardı beyinleri. Ama ‘‘dayanıklılık’’ dışında kullanmaları gerekmiyordu. A noktasından B noktasına konvoy halinde gidiyorlardı, kendilerinin yarattığı bir stratejinin olmasına ihtiyaç duyulmuyordu. Bu sene Santiago'dan Ushuaia'ya kadar katedilen o 5000 kilometrede, takımlar kendi stratejilerini belirleyecekler. Strateji için de bir adet beyninizin olması yetmiyor, bir de onu kullanmanız icap ediyor...
Bu imaj değişikliğini neye borçluyuz? Yoksa 18 yıldır aynı şeyleri izleyip, ‘‘Eee hep aynı şey!’’ diyenleri yeniden yakalamak için uygulanan bir adet ‘‘marketting’’ stratejisi mi?
- Elbette ki, hem marketting, hem de bir PR stratejisi. Ama dayandığı bir felsefe de var: Camel Trophy'i hayatın içine sokmaya çalışıyoruz. Hayatın kendisi de öyle değil midir? Zekasını kullanan, dinamik olan, en iyi stratejiyi bulan ve ona uygun davranan, inisiyatif kullanan, takım ruhundan anlayan, zamanı da hesaba katarak yeteneklerini, becerilerini en iyi şekilde sunan kazanmıyor mu? Camel Trophy Tierra Del Fuego 98'de de birinci gelecek takım da, içinde bu unsurları en çok barındıran takım olacak.
Kas değil zeka
Ya şu ‘‘Hep aynı şey!’’ meselesi...
- 18 yıldır gerçekleşen bir serüvenden söz ediyoruz, ülkeler, etaplar yıldan yıla değişiklik gösterse de, medya açısından yaygın kanı şuydu: ‘‘Geçen senekinin aynısı!’’. Tropik ormanlarda, Camel Trophy ciplerinde ya da çamurun içinde debelenen bir takım adamlar. Gerçi her zaman müthiş bir serüvendi ama bizim yapmamız gereken ona yeni bir imaj, ivme kazandırmaktı. Sanırım başardık, işin içine yeni sporlar kattık. İlk defa bu sene, buzlar ve karlar içerisinde, gelecek sene belki çok heyecan verici bir kültürün doğduğu yerde...
Etraftaki gençlerin ilginç meslekleri var, mesela Amerikan takımının ekip elamanı Dean Vergillo'nun mesleği ‘‘profesyonel baba’’, bizim Türk takımından Memo harbi ahçı, demek istiyorum ki bu adamlar hayatı çok da ciddiye almıyor gibi gözüküyorlar, neden keyif alıyorlarsa onu yapıyorlar, sosyal insanlar, bir kaç dili birden konuşuyorlar...
- Tam da böyle insanlar arıyoruz. Daha eğilip bükülebilen her ortama uyum sağlayabilen, ‘‘köşeli’’ olmayan tipler. Maço değil bunlar derken ne demek istediğimi anlıyorsunuz sanırım. Tabii bütün bunlar, Camel Tropy kadınları için de geçerli. Fiziksel olarak güçlü olmanız gerekmiyor. Bazı koşullarda bu insana bir artı puan getirebilir, çünkü iklim ve şartlar insanı zorlayabilir, bu açıdan fiziksel olarak güçlü olmanız önemli. Ama en önemli unsur değil. Her şeyden biraz bilmek yetebilir. Ya da iki sporu iyi yapıyorsunuzdur da onlara daha çok yüklenirsiniz, nasıl düşündüğünüze bağlı ve bunu hayata nasıl adapte ettiğinize. Fizisel olarak fit olmak, evet bu aranıyor ama biz sadece bir sporda, müthiş iyi olan olimpik atletlerin peşinde değiliz.
Camel Trophy'ci adamların arasına gidiyorum diye çok tezahürat ettim, gelince gördüm ki çok gençler. Sanki katılımcaların yaşları da yıldan yıla düşüyor...
- Yoo hayır, hep 21-35 arası insanlardı. Belki siz büyüyorsunuzdur!
Peki ya kadınlar... Kadınların artmasını istiyor musunuz?
- Bu sene 80 katılımcının 10'u kadındı. 4'ü elendi, 6'sı ülklerini Tierra Del Fuego'da temsil edecekler. Ve İspanyol takımı iki kadından oluşuyor, bu Camel Trophy'de ilk kez oluyor. Grup dinamiği açısından kadınların olması elbette ki önemli. Ama illa olması gerekmiyor, yani maçoluktan arındırmak için kadınları Camel Trophy'ye alıyoruz diye bir şey yok. Gerçekten iyi olduklar için varlar.
21. Yüzyıl Trophy'si
Gelelim bu sene kullanılacak Land Rover'in Free Lander modeline. Aynı zamanda kentin sokaklarına da yakışacak bir otomobil gibi duruyor. Yani gündelik hayata, bir önceki model olan Defender'dan daha yakın...
- Bu da son derece bilinçli: Diyorum ya, Camel Trophy'yi, insanlara, gündelik hayata yakınlaştırmak istiyoruz. Eskiden genel kanı, ‘‘mazosişt olmak gerekir böyle bir şeye katılmak için’’di. Kendine acı vereceksin, üç hafta eziyet çekeceksin. Bu değil artık, insanların ‘‘Bu sene ben de katılayım’’ demesini istiyoruz. Biz 21’inci yüzyıla götürüyoruz Camel Tropy'i. Yeniliyoruz, ilgi çekici hale getirmeye çalışıyoruz. Ve en önemlisi eğlenceli kılmak için uğraşıyoruz. Anahtar kelime eğlence ve tabii ki macera.
Ama mutlaka Camel Trpoy'nin yeni halini snobe eden, ‘‘Nerede o eski güzel günler!’’ diyen bir muhafazakar kesim var.
- Mutlaka. Ama hayatın her alanında var onlar.
Gerçi insanlar da hep ‘‘hero’’lardan hoşlanır...
- Evet ama maço olmadan da ‘‘hero’’ olunabilir. Bu tabii ülkeden ülkeye değişen bir anlayış. Bizim yapmak istediğimiz, bir noktadan diğer noktaya neden gidildiğinin de anlaşılması. Eskiden beri ‘‘Camel Trophy bir yarış değilse, neden bu insanlar bir köprü yapıp onun üzerinde boğuşuyorlar?’’ diye sorular yöneltilirdi. Bu sene ekipler, buluşma noktaları arasında yer alan bölgelerde kar sporları, dağ bisikleti, kano ve araç kullanma disiplerinden, kendi seçtikleriyle puan toplamaya çalışacaklar.
Yeni imajı yakaladılar
Her şey iyi hoş da, sonuçta bütün bunların Camel Trophy botlarını, pantalonlarını, çantalarını satmak için yapıldığı düşünülürse, o havalı imaj aşağı çekilmiyor mu?
- En azından sigara için demediniz! Camel Trohpy sadece bir isme bağlı değil. Bir kere sigarayla alakası yok. Evet, biz çeşitli ürünlerden söz ediyoruz, saatler, çantalar, giysiler. Ve Camel Trophy bütün bunların satılmasına bir platform oluşturuyor. Biz bu organizasyonda tüm o ürünleri de bir anlamada test ediyoruz. Bu da bizi tüketiciye yaklaştırıyor.
Türkiye'den beklentileriniz...
- Bu sene 41 bin başvuru olmuş. Hiçbir zaman bu kadar olmadı. Demek ki, yeni imajı yakaladı insanlar, daha da artmasını istiyoruz.
Yeni Camel Trophy insanı için üç sıfat söyleyin...
- Zeki, insiyatif kullanabilen, yenilikçi...
Yani gündelik hayatta da paçayı kurtaracak biri...
- Evet aynen, herkes bir Camel Tropy insanı olmalı, saplandığı her problemden kendisi kurtaracak bir çözüm bulmalı.
Siz öyle misiniz?
- Olduğumu düşünmek isterim!
İşte Türk ekibi
Onlar İsveç'teki seçmelerde dört kişilik Türk ekibinden ikisi, bir diğer sıfatları ‘‘kazananlar’’. Kazanma sebepleri Camel Trophy Uluslararası Direktörü Nick Horn'un yukarıda açıkladığı yeni konsepte uygun olmaları. Mehmet Gürs, nam-ı diğer Memo, annesi Finli, babası Türk, İsveç'te 14 yıl yaşamış, Amerika'da aşçılık okumuş genç bir dünya vatandaşı. Yanındaki de Kutlu Torunlar. Windsurf ve snowboard eski Türkiye şampiyonu...
İlk kez iki kadın
İspanyol takımı iki kadından oluşuyor. Patricia Molina (22 yaşında, öğrenci) ve Emma Boca (24 yaşında, biyolog) Ağustos ayında Arjantin'de gerçekleşecek Tierra del Fuego'98'de ülkeleri İspanya'yı temsil edecekler. Camel Trophy tarihinde ilk kez iki kadın bir takım oluşturuyor. Darısı günün birinde, Türkiye'nin de başına...