Güncelleme Tarihi:
ULUCAMİ meydanındayız. Dev boyutlu sarı kırmızı Galatasaray bayrağının üstündeki yazı, hemen göze çarpıyor.
‘‘Devlerin aşkı büyük olur.’’ Hemen altındaki:
‘‘Milyonluk kentin bugünkü ruh halini daha iyi anlatıyor.’’
‘‘Bu sevinç bize yeter.’’
Tek ses, tek renk olmuş Diyarbakır. Avrupa Şampiyonluğu'nun arifesinde Türkiye Kupası için Diyarbakır'a gelen Fatih'in aslanlarıyla gerçekleşen bu buluşma, 7'den 70'e herkesi etkilemiş. Evet, bu sevinç onlara çoktan yetmiş.
Maça 24 saat kala uçaklar dolusu insan Diyarbakır'a geliyor. İstanbul'dan, Ankara'dan gelen konukları onlar coşkuyla karşılıyorlar. Kente girince yol kenarlarında bekleşen çocukları görüyoruz. Tümünün okulu tatil. Ellerinde çiçekleriyle kaldırım kenarlarında kümelenen çocuklar Hakan'a, Hagi'yi, Taffarel'i sabırla bekliyorlar. Yanlarına yaklaşıyorum:
‘‘Adım Derya’’ diyor biri. Diğerininki Sultan.
‘‘İlk defa Galatasaray'ı göreceğiz. Çok heyecanlıyız.’’ diyorlar.
İçlerinden Erkan olanına ‘‘Galatasaraylı mısın?’’ diye soruyorum.
‘‘Galatasaraylıyım ama, esas Diyarbakır'lıyım.’’ diye yanıtlıyor.
Ve elindeki çiçek demetini gösterip ekliyor:
‘‘Gelincikleri Hakan için topladım.’’
Tümünün neşesi, sevinci çok büyük. Onlara bu bayramı yaşatmak meğer ne kolaymış.
Özgüvenleri gelmiş sanki. Çığlık çığlığa Güneydoğu'da da Galatasaray oynayacak diyorlar.
Yollarda hummalı bir çalışma var. Kaldırım taşları sarı-kırmızı renge boyanıyor. Diyarbakır Valisi Cemil Serhatlı, boya için ‘‘Önce sorun oldu’’ diyor. Ama halk isteyince Galatasaray'a jest yaptıklarını söylüyor.
‘‘Sarı-kırmızı renk çimenlerin yeşiliyle bütünleşince önce başka çağrışımları akla getirdi. İtirazlar oldu. Ben öyle görmedim. Yasaklarla bir yere varamayız. Galatasaray'a halk bu jesti yapmak istedi. Biz de taşların boyanmasına izin verdik. İki gün sonra kırmızı rengin üzerine beyaz boya süreceğiz ve yeniden sarı-beyaz trafik rengine dönüştüreceğiz.’’
Çevre illerden de Diyarbakır'a akın akın geliyorlar. Bugün de Ankara'dan GS'li Mesut Yılmaz'ı, bakanları, milletvekillerini bekliyorlar. Bir de deprem misyoneri Ahmet Mete Işıkara geliyor. Medya ordusu, taraftarlar herkes Diyarbakır'da. Kadro tamam.
Güvenlik önlemi içinse Vali şöyle konuşuyor:
‘‘Özel bir önlem almıyoruz. Kupa finalisti misafir takımı halk bağrına basacak. 1150 polis görevli, ancak çoğu kent içinde çalışacaklar. Stadı hazırladık, süsledik. Biletleri son gün satışa çıkardık. 20 bin kişi Galatasaray-Antalyaspor Türkiye Kupası finalini izleyecek. Bu tarihi bir buluşma. Şeytan kulağına kurşun! Her şey yolunda. Rahatın tadını tattılar bir kez. Terörden bıktılar. Artık bu güzellikleri yaşamak istiyorlar.’’
‘‘Apo'nun koyu bir Galatasaraylı olmasından mı bu sarı-kırmızı aşkı büyüdü?’’ diye sorduğum HADEP'li belediye başkanı Feridun Çelik ‘‘Hayır’’ diyor. O da şöyle devam ediyor:
‘‘Huzur ortamıyla çok şey değişti burada. Çatışma değil, barış, hoşgörü kardeşlik istiyoruz. İşte o an geldi.’’
Evet, sihirli kutu açılıyor bölgede. Galatasaray'ın 11 altın adamı, Antalyaspor'un futbolcularıyla Kupa için bugün yarışıyorlar. Atatürk Stadı'nda 2 milyar lira değerindeki som gümüş Türkiye Kupası kimin olursa olsun esas kazanan Güneydoğu halkı olacak. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın.
Diyarbakır, bugün oynanacak Türkiye Kupafı Finali için hazır. Kenti sarı kırmızı renklere boyayan Diyarbakırlılar, dev maç öncesinde heyecan içinde. Kupa bugün kimin olursa olsun, esas kazanan Diyarbakır halkı
oldu...
HER YER, HER ŞEY SARI KIRMIZI
Avrupa'da ve Türkiye'de başarıdan başarıya koşan Galatasaray, Diyarbakır'da günün tek konusu.
Esnaf da sarı kırmızı renkte ne bulursa satmaya çalışıyor.
Sarı kırmızı renkte kutularda satılan ‘‘FİNAL’’ marka çaylar ve sarı kırmızı sutyenler, Diyarbakır'da objektife takılan ilginç görüntü-lerdendi.